22 | Girl

9K 922 687
                                    

[Blackpink - Lovesick Girls]

Selam güzellerim bayağıdır bölüm atmıyordum, özlediniz mi???

İyi okumalar...

22 | Kız

"Kazanmışım!" önümdeki diz üstü bilgisayarı adeta fırlatır gibi çekmiş ve koşarak aşağıya inmiştim. "Kazanmışım, inanamıyorum!" diye bağırmış ve telaşla ayağa kalkan Taehyung'un üzerine atlamıştım. Bacaklarımı beline sararken, Taehyung'un ise kalçamdan beni tutuyordu.

"Taehyung, en iyi üniveriteyi kazanmışım." diye fısıldadığım zaman mutfakta olan Jimin Hyung, "BARİ BEN EVDEYKEN SEVİŞMEYİN!" diye bağırmıştı. Taehyung kahkaha atarak beni kucağından indirmiş ve "Başvuru yaptığı üniversiteyi kazanmış." dediğinde bu sefer Jimin hyung şaşkın bakışlarla bana koşmuş ve Taehyung'a sarıldığım gibi sarılmıştı hepimiz kahkaha atarken kapı çalmıştı.

"Birini mi bekliyorduk." diye sorduğum zaman Jimin hyung mahçup bir şekilde gülümsemiş ve "Yemek yapmaya çok üşenmiştim bende hamburger söyledim." demişti. Kıkırdarken Jimin hyung kapıyı açmaya gitmiş ve o sıra Taehyung ellerini belime sarmış, beni kendine çekerken dudaklarıma bir öpücük kondurmuştu. "Tebrik ederim, aşkım." içim titrerken gülmüş ve göğsüne sokulmuştum.

***

"Bak şimdi gerizekalı," Yoongi Hyung karşımda, Jackson'a matematikten anlamadığı bir soruyu yaklaşık onuncu kere anlatırken artık hakaret ederek konuşmaya başlamadı. İstemeden kıkırdarken Jackson bana bakıp kaş göz yapmıştı. "Beni dinle, andaval." diyerek kafasına vuran Yoongi hyung yüzünden göz devirmiş ve onu dinlemeye başlamıştı.

Seokjin hyung'un getirdiği limonatadan son yudumumu almış ve Taehyung'un yanına gitmek için ayaklanmıştım. Seokjin hyung "Nereye?" diye sorduğu zaman naif bir şekilde gülümsemiştim. "Taehyung'un yanına gideceğim Hyung." dediğimde "Bırakabilirim, hem onlarda ders yapıyor sıkıldım." dediğinde biraz düşünmüştüm.

Aslında kendi başıma yürüyerek gitmek istiyordum. Şirketi buraya uzak değildi. Bu yüzden derin bir nefes almış ve mahcup bir şekilde "Aslında yürüyerek kendim gitmek istiyorum Hyung, sorun olur mu?" diye sorduğumda kafasını iki yana sallamış ve "Sorun yok." demişti. Ona sıkıca sarılmış ve veda ettikten sonra evden çıkmıştım. Kulaklığımı takarak sevdiğim grup olan Blackpink'in yeni şarkısını dinlerken bir yandan mırıldanıyordum.

Şirkete yaklaştığım an kolumdan ara sokağa çekilmiş ve açık kahve saçları benimkine benzeyen gözleri ve beni andıran yüz hatları ile kaşlarım çatılmıştı. Kulaklığımı çıkarmış ve sorarcasına ona bakmıştım. Beline kadar gelen açık kahve saçlarını geriye atmış ve etrafa baktıktan sonra "Dikkat et." demişti. Kaşlarım daha çok çatılırken "Acaba tanışıyor muyuz? Beni tanıyor musunuz?" diye sormuştum. Sonra bir ses duymuş gibi etrafına bakınmış ardından telaşla "Yine görüşeceğiz, sakın benden kimseye bahsetme. Ve dikkatli ol, attığın her adımda." demiş ve koşarak uzaklaşmıştı.

"Hey, bir daki-" arkasından koşup köşeyi döndüğüm an etrafta olmadığını görmüştüm.

***

Son yaşadığım olayın üzerinden bir hafta geçmişti. Bu olay iyice beni tedirgin biri yaparken bu konuyu Taehyung'un yanında düşünmemeye çalışıyordum çünkü kız, kimseye söyleme demişti. Aslında bir ara söyleyip, söylememek arasında kalmıştım fakat son zamanlarda işleri oldukça yoğundu ve onun aklını karıştırmak istemiyordum.

Yaklaşık bir buçuk ay sonra okulum açılacaktı ve bunun heyecanını düşünmek varken neden bunun için endişe ettiğimi düşünerek montumu giymiştim. Taehyung içeride yeni bir proje hakkında çalışıyordu, Jimin Hyung işteydi benimde canım acayip derecede tatlı çekmişti. Bu yüzden pastaneye gidiyordum. Taehyung benimle gelmek için ısrar etsede kabul etmemiştim.

Bu kadar ısrar etme sebebi ise çoktan havanın kararmış olmasıydı.

İki sokak ötede olan pastaneye yürürken havanın soğuk olmasından dolayı burnum sızlamış ve yüzümü buruşturmuştum. Sonra sokak arasından bir ses geldi "Pişşt, buraya bak!" bir hafta önceki kız bu sefer bembeyaz kısa elbisesi ile beni yanına çağırırken gergin adımlarla yanına gitmiştim. Kız tanıdık geliyordu ama nereden?

"Bak Jeongguk, ben Jeong Ha Rin, beni tanıyor musun bilmiyorum ama beni iyi dinlemen lazım." dediği an devam etmesine izin vermemiş ve "Jeong mu!? Bir dakika sen- Sen o'sun! Sen o Junwoo'nun kız kardeşisin burada ne işin var!" sesim fısıltılıydı ama onu azarlar gibi konuştum. "Hiç sırası değil Jeongguk, dikkat etmelisin. O planlar kuruyor, senin için geleceğini ve onu geri alacağını söylüyor. Dikkat etmelisin, bunu Taehyung'a ister anlat ister anlatma benim adımı bile vermen yeterli olacaktır. Fakat şunu bilmelisin ki, onunla kimse baş edemez."

Kaşlarım istemsizce çatılırken içimden 'ne diyor bu' diye geçirmiş ve tam konuşmak için ağzımı açacağım zaman bir ses duymuş ve etraftan kaybolmuştu. Bir kaç dakika orada boş boş dururken içkili iki çocuğun bu tarafa geldiğini fark etmiş ve hızlı adımlarla oradan uzaklaşmıştım.

"Tanrım, sana inanmıyorum fakat ben ne zaman mutlu olacağım."

***

ÜF çok kısaydı dimi ama aklıma bir şey gelmiyor ki...

Bu kitabı nasıl bitirmem gerek bilmiyorum sonu istediğiniz kadar güzel olmayabilir.

23k için teşekkür ederim ama sanki, sanki bu kadar okunmayı hak etmiyor bu kitap...

Ve lütfen kitapta Blackpink grubu geçtiği için saçma sapan şeyler yazmayın olur mu?

Neyse uzatıp sizi sıkmak istemiyorum.

Bir sonraki bölümde görüşürüz.

Sizi seviyorum.

💜

Satan | TaekookTempat cerita menjadi hidup. Temukan sekarang