19.Bölüm

637 93 51
                                    


Keyifli okumalar.

*-*-*-*-*-*-*

Baba Kim ikisini yalnız bırakması gerektiğini düşünerek yanlarından ayrılmış ve binadan içeriye girmişti. Sehun hala bir şey söylemeden eşinin yüzüne bakıyordu.

"Sehun, biliyorum seni bekleyeceğimi söylemiştim, lakin aile büyükleri ve konsey tekrar bir tören yapılması konusunda babama oldukça ısrarcı davranmışlar. Bu sebepten ona hayır diyemedim. Ama eğer istemezsen töreni durdurabilirim, seni üzecek ya da zorlayacak bir şeye kalkışmayacağımı biliyorsun değil mi?"

Jongin, Sehun'un hiçbir şey söylememesinden dolayı iyice paniklemiş hissediyordu. Bu hayatta istediği en son şey ona bu kadar yaklaşmayı başarmış iken, bu tören yüzünden onu tekrar kaybetmekti.

Onun tekrar kendisinden nefret etmesini, onun kendisinden uzaklaşmasını istemiyordu. Sessizlik içinde geçen birkaç dakikanın ardından Jongin neredeyse umutsuzluğa kapılmak üzereydi.

Fakat Sehun onu gerçekten tekrar şaşırtarak iki elini avuçlarının arasına alarak ona gülümsemişti.

"Sorun değil, bu sefer kaçmak ya da korkmak yok Jongin. Bana zarar verecek hiçbir şey yapmayacağını biliyorum. Töreni yapabiliriz."

Jongin duyduklarıyla ufak çaplı bir şok geçirirken, irice açılmış gözlerle sevdiği, hatta taptığı eşine baktı.

"Sen ciddi misin Sehun? Bunu yapmak zorunda değilsin, hiçbir şey seni zorlamasını istemiyorum."

Sehun'un gülümsemesi genişlemiş ve yanaklarına Jongin'in ona bir kez daha aşık olmasına neden olan, o tatlı kırmızılık yayılmıştı.

"Çok ciddiyim Jongin. Zorunda olduğum için değil, istediğim için yapmak istiyorum."

Jongin bu sözlerle mutluluktan deliye dönerken, ellerini eşinin ellerinden çekip onun yanaklarına çıkardı. Gözlerinin içine uzunca bir süre derince bir sevgiyle baktıktan sonra dudaklarını onun dudaklarıyla örttü.

O kadar mutluydu ki, onun da çekingen bir şekilde öpücüğüne karşılık verdiğini geç fark etmişti. Bunu anladığı vakit mutluluğu iki katına çıkmış ve yanaklarında duran ellerini onun belini sarmak için geri çekmişti.

Kolları sımsıkı belini sararken, sırf o güzel yüzünün ifadesini görebilmek için araladığı gözleri, Sehun'un iyice kızardığını hatta utandığını görebiliyordu. Onu daha fazla utandırmaya kıyamadığı için dudaklarını yüzünün her noktasında nazikçe ve usul usul gezdirip, ona sıkıca sarıldı.

"Seni o kadar çok seviyorum ki Sehun, hiçbir şey bununla boy ölçüşemez."

Sehun hiçbir şey dememesine rağmen aşırı utandığından -ki ulu orta ve herkesin gözünü üzerlerinde hissederken, pervasız bir şekilde eşiyle öpüşmüştü. Başını onun göğsüne gömmüştü. Ağzından tek kelime bile çıkmıyordu. Kıpkırmızı olmuştu ve bir an önce bu yabancı gözlerden uzaklaşmak istiyordu.

Jongin onun bulundukları ortam yüzünden rahatsızlığını fark edince, elini belini sararak onu babasının girdiği taş binaya yönlendirdi. Sehun ona bakamıyordu. Bu onu keyifle gülümsetirken, derince bir iç çekti.

Bu anın yaşanacağını hiç düşünmemişti. Sehun'un ona bu kadar güveneceğini ve kendisine yavaş ama oldukça büyük bir adım atacağını hayal bile edemezdi.

Seremoni konusunda oldukça uzlaşmacı davranmış ve Jongin'i inanılmaz mutlu etmişti. Şimdi ise geriye tek bir şeyi halletmeleri kalıyordu.

JaDe!Место, где живут истории. Откройте их для себя