15.Bölüm

814 118 137
                                    

YN: Herkese Selam, Okumadım ve kontrol etmedim. Hatalar olabilir.

Şimdi bir şeyi açıklığa kavuşturmak istiyorum. Bu hikaye her şeyin bir anda olup bittiği, her bölüm smut olan hikayelerden biri değil. Her kısma ayrı bir önem veriyorum, seri cinayet kısımları olsun, Jongin ile Sehun'un arasında yaşananlar olsun, Sehun'un hisleri olsun. Her şeyin bir sebebi ve nedeni, ayrıca sırası var (smut dahil). Okudukça küçük detayları fark edecek ve ne demek istediğimi  daha iyi anlayacaksınız. O nedenle sabırlı olmanızı ve hikayeye destek vermeye devam etmenizi rica ediyorum. 

Keyifli okumalar.

*-*-*-*-*-*-*-*-*

Sehun'un kirpikleri titrese de, Chanyeol'ün telefondan söylediğini duyduğunu belli eden en ufak bir yüz ifadesinden kaçınmıştı. Gözleri kapalı, nefes alış verişleri düzenliydi. Şu anda her ne kadar görmese de Jongin'in kendisine acıyan gözlerle baktığını biliyordu.

Ailesi diyebileceği hiç kimsesi kalmamıştı. Babası, ablası ve şimdi de abisi... Kendisini öldürmek için belki de yıllarca ufak ufak onu zehirleyen Kris. Nasıl hissetmesi gerektiğini bilmese de, çok sakindi.

Kendi sakinliği bile kendisini ürkütürken, Jongin telefonu kapatmış, yanağını büyük bir şefkatle okşuyordu.

"Uyumadığını biliyorum Sehun. Duydun değil mi? Sen iyi misin?"

"Evet iyiyim... Nasıl olmuş? Nasıl ölmüş?"

"Kendi laboratuvarında diğer cinayetlerle benzer bir yöntemle öldürülmüş. Benim de olay yerine gitmem gerekiyor. Ama seni de yalnız bırakmak istemiyorum. Henüz gücünü tamamen toplamadın."

"Sorun değil, işini yap. Beni merak etmene de gerek yok."

O anda kendisini kontrol edemediği için sesi biraz sert çıkmıştı. Jongin'den uzaklaştı ve yatağın diğer ucuna doğru döndü. Aklından binbir düşünce geçerken, kalbini yokladı. Karmakarışık olmuş gibi hissediyordu. Jongin'e sert davranmak istememişti. Çünkü biliyordu ki artık ondan ve Chanyeol'dan başka güvenebileceği hiç kimsesi yoktu.

Bunu kabullenmenin kendisi için bu kadar kolay olmasını beklemese de, Jongin'i tekrar ve tekrar üzmeye niyetli değildi. Onun iyi bir adam olduğunu ve kendisini de çok sevdiğini kabullenmiş, pes etmişti.

"Hasarlı ve paramparça olmuş birini hala nasıl sevebilirsin? Yaptığım onca şeye rağmen beni hala nasıl sevebilirsin Jongin? Neden başka biriyle evlenmedin? Neden başka biriyle mühürlenmedin? Neden hala bana için titreyerek bakıyorsun? Belki de tüm bu yaşadıklarım, sana yaptıklarım için bir tür ceza. Kalbim o kadar karmaşık ki, bedenim, hislerim sanki bambaşka birine ait gibi. Kendim gibi hissetmiyorum. Tüm bu olan biteni kavrayamıyorum."

Jongin, Sehun'un konuşmasıyla bir kez daha kalbi teklerken, onun kalbini yavaş yavaş açmaya başladığını görebiliyordu. Nazikçe ve acele etmeden ona arkasından yaklaştı ve kollarını beline dolayıp ona sarıldı.

"Sen ne hasarlısın, ne de paramparça birisin Sehun, kendini hiçbir zaman benim gözlerinle görmediğin için asla anlayamayacaksın ama sana olan sevgimin boyutunu bilmiyorsun. Biz sadece eş değiliz, bunu sana kalbini bana tamamen açtığında açıklamayı düşünüyordum ama sanırım zamanı geldi.

Sen ve ben ruh eşiyiz, yıllar evvel biz henüz karşılaşmadan önce babam beni çok önemli ve kadim bir büyücüye götürdü. Baş alfa olduğumu onun sayesinde öğrendim ve gelecekteki ruh eşimi de bana o gösterdi. Baş alfalardan başka hiç kimsenin göremeyeceği bir aynaya bakmamı, ona gördüklerimi anlatmamı istedi. İşte o zaman seni gördüm Sehun, o kadar güzel ve parlaktın ki, gözyaşlarımı tutamayıp ağlamıştım.

JaDe!Where stories live. Discover now