10.Bölüm

808 117 69
                                    

YN: Herkese Selam, Okumadım hatalar olabilir. 

Keyifli okumalar. 

*-*-*-*-*-*-*-*

Chanyeol, öğrendikleri bilgiyle bir anda afallarken, aniden dönüp Sehun'a baktı.

"Senin Jongin'in bu laboratuvarın sahibi olduğundan haberin var mıydı?"

Bu bir itham mıydı emin değildi Sehun, lakin ortağının ve de çocukluk arkadaşının bu tür bilgiye sahip olduğu kanısına nereden vardığını hiç anlamamıştı.

"Aklını mı kaçırdın sen? Onunla daha bugün karşılaştım. Günün yarısında da baygındım hatırlatırım. Arada bana mal varlığının dökümünü yaptığını sanıyorsan çok yanılıyorsun!"

Sehun gerçekten de çok öfkelenmişti. Hışımla binadan çıkarken, Chanyeol'de yaptığı hatanın farkına yeni varıyordu.

"Bekle! Onu kast etmedim. Sehun beni bir dinler misin?"

"Lanet olsun Chanyeol! Bir beni itham etmediğin kalmıştı."

"Öyle demek istemedim. Sadece şaşırdım tamam mı?"

Hızla ilerleyen Sehun'u kolundan çekip durdurdu. Sehun bir gün içinde yeterince şey yaşadığını düşünüyordu. Bu yüzden Chanyeol'e direnmeyip bekledi.

"Onunla ilgili hiçbir şey bilmiyorum. Onu doğru düzgün bile tanımıyorum. Eğer Yüce Şûra'dan biriyle birlikte geziyorsa bana olacakları hayal dahi edemiyorum Chanyeol."

Dedi dizlerinin üzerine çökerken, resmen bir günde tükendiğini hissediyordu. Chanyeol onu kucaklayıp yerden kolayca kaldırdı. Binanın karşısına park ettikleri aracın yolcu kapısını açıp, onu nazik bir şekilde koltuğa oturttu.

Torpidodan ağzı açılmamış ılık bir su şişesi çıkartıp ona verdi. Sehun onu ikiletmemiş ve şişeyi açıp içinden büyükçe bir yudum almıştı.

"Şimdi planın ne? Aklında bir plan vardır umarım."

"Esasında şu anda tek istediğim Jongin ile konuşmak ve ona istifa edeceğimi söylemek. Artık davayı bırakacağım için belki onun burasıyla olan bağını ve cesedin bulunduğu binanın arkasında neden bu laboratuvara ait terk edilmiş bir araç bulunduğunu sorabilirsin."

"İyi fikir, en azından önceden senin ayrılacağını öğrenmesi iyi olur. Diğer konuda da ne kadar dürüst davranacağını merak ediyorum. Gerçi yanında Yüce Şûra sekreteri varsa yalan söyleyeceğini hiç sanmıyorum. Netice de onların gücünün bir kısmı da yalanları anında fark edebilmeleri."

Sehun başını sallayıp binaya baktı. Çok sevdiği işini bırakmak zorunda olmak çok koyuyordu. Ama aksi mümkün değildi. Geleceğini – ki bir geleceği olup olmayacağı tamamen şu an Jongin'e bağlıydı, düşünmek zorundaydı.

Avukatlığa dönmek o kadar da kötü bir fikir değildi. Esasında avukatlığı da seviyordu. Ama her zaman sınırlarını zorlamak istediği ve kimliğinin yapabileceklerinin önüne geçmesini istemediğinden zaten bu birime girmişti. Bunda aldığı dengeleyiciler, baskılayıcılar ve beta feromonlarının da büyük yardımı olduğu su götürmez bir gerçekti.

Byun Baekhyun'u ismen tanıyordu. Onunla az önce karşılaşana kadar kim olduğunu bile bilmiyordu. Byun Baekhyun Yüce Şûra'nın bir mensubu olmasının yanı sıra, kadim eğitimleriyle büyütülmüş biriydi. Aynı Kim ailesi gibi baş alfaların soyundan geliyordu. Bu yüzdendir ki hem baş alfa Kim Jongin'in yardımcısıydı, hem de Yüce Şûra'nın sekreteriydi.

Bu yüzdendir ki Sehun kaderini bekleyen bir av gibi Jongin'in binadan çıkmasını bekliyordu. Öylece çekip gidemezdi. Çünkü Baekhyun'un kendisinin kim olduğunu bildiğinden %100 artık emindi.

JaDe!Where stories live. Discover now