BÜYÜK GÜNE BİR KALA

154 16 0
                                    

Ayla Hanım ve Hülya Hanım bir oraya bir buraya koştururken onlara Yıldız Hanım'da eklenmişti. Yıldız Hanım bir yandan kızların saçını makyajını denetleyip, diğer taraftan da Senem'e laf sokuyordu.

- Ah Senem ah! Gül gibi çocuktu o mühendis oğlan kaç yaşına geldin evde kaldın valla.

- Ya anne susar mısın Allah aşkına kaç yaşındayım ki ayrıca? Henüz 26 olacağım. Önce kariyerim önemli benim için biliyorsun.

- Çocukta yapar insan kariyerde Senem tepemi attırma benim. Ben hem öğretmenken müdür oldum, hem sizleri yetiştirdim.

- Ne çocuğu yaaa hangi ara oraya geldik biz anneciğim. Aahhhh! Kızlar sanırım kafam delindi.

Özden gülerek atışmakta olan anne kıza bakarken Pınar Hanım koşarak odaya girdi. Özden'e doğru kocaman adımlar atan kadın yaşının ilerlemesine rağmen tüm güzelliğini koruyordu.

- Ah benim güzellerim. Canım kızlarım, sizi böyle mutlulukla ışıldarken gördüm ya, nasıl mutluyum bilemezsiniz. Bir ömür gülün inşallah cancağızlarım.

Herkes 'Amin' derken, yanına gelen Yıldız Hanım kadının koluna girerek gözünden süzülen bir damlayı hızla silip:

- Aman Pınarcığım, makyajları zor tamamlandı zaten gözünü seveyim ağlatma kızları, dedi.

- Aygül teyzem nerede? diye sordu Duru.

- O aşağıda canım benim zaten çok heyecanlı, bir de merdiven çıkmasın dedim.

- İyi düşünmüşsünüz Pınar teyze yorulmasın tontişim.

Annelerinin aşağı inmesiyle odada tek kalan kızlar birbirlerine bakıp kahkahalar atmaya başladı. Senem kızlara bakarak;

- Kızım kafayı mı yediniz? Ne gülüyorsunuz ya? Yok anacım valla tıp sizin karşınızda çaresiz kaldı psikolog olacağım güya vallahi size teşhis koyamıyorum, dedi ama o da onlarla gülmekten geri kalmadı.

Özden:

- Bakalım bu akşam bizimkiler neler yapacak? Valla ben Dağhan'a gerekli ayarı usulünce verdim canım.

Duru:

- Hayatım başlarında Serdar ve Daniel bir de amcam var. Eh sizin babalarda orada, korkmayın yani her şey sağlama alındı. Hee yinede bir aptallık yaparlarsa başlarına geleceği biliyorlar korkmayın. Saçmalamayacaklardır.

Çalınan kapı usulca açılınca içeriye başını uzatan Hülya Hanım:

- Haydi canlarım her şey hazır sizi bekliyoruz.

Ellerinde mumlar, maytaplar, kına tepsileriyle onları bekleyen kızların önüne geçen üç genç kız yan yana durup ellerine aldıkları tefleri sallayarak aşağı inerlerken Merve ve Senem'de hemen arkadaki gruba katılıp kızlarla aşağı indiler. Kızlar çalınan kına türküsüne coşkuyla eşlik ederken Duru içini kaplayan burukluğu göz ardı etmeye çalışıyordu. Yıldız Teyzesi onun üzülmesine izin vermemiş, teyzesi olarak kınasını yakacağını söylemişti.

Kına gecelerinin vazgeçilmezi 'yüksek yüksek tepelere' başladığında kızlar sandalyelerine oturmuş, gözleri anın duygusallığıyla dolu dolu ellerine yanacak kınayı beklerken Yıldız Hanım omuzlarının sarsıntısından çok ağladığını anladığı kızı yerine koyduğu Duru'nun eline kınasını süreceğinde, orta yaşlı bir hanım yanına yaklaşarak 'izninizle' dedikten sonra eline aldığı kınayı Duru'nun avucuna koymak için uzandı. Kim olduğunu anlamasa da Yıldız Hanım gelen kişiye müsade etti. Özden'in önceden yaptığı bin bir tembihten sonra elini açmayınca tanımadığı bir ses:

DURU GÜNEŞWhere stories live. Discover now