EĞLENCE ZAMANI

202 23 12
                                    

Alphan asansörün aşağı indiğini görünce diğer asansörün gelmesini telaşla ve sabırsızlıkla bekledi. Duru'ya yetişmeliydi. Ne olursa olsun, aralarında ne geçerse geçsin olmazdı, ondan vazgeçemezdi. Asansör kata geldiğinde içeride yaşlı bir çift vardı. Adam keskin bir baş hareketiyle, asabi bir selam verdikten sonra sertçe zemin katın zaten basılı olan düğmesine aceleyle birkaç defa daha bastı. Çift, genç adamın hareketlerindeki gerginlik karşısında ürkekçe köşeye çekildi. Alphan insanları korkutmak istememişti, lakin şu anda bunu umursayacak durumda değildi. Zemin kata geldiğinde daha yeni aralanan kapıdan telaşla koşarak çıkan genç adam etrafına baktı ama Duru görünürde yoktu. Tam pes edeceği anda, dışarıdaki arabaya valizini yerleştiren valeyle konuşan kızı görünce ona doğru koşmaya başladı. İnsanlara çarpsa da hiç umursamadı Alphan.

Dışarı çıktığında Duru arabanın ön koltuğuna oturmak üzereydi. Alphan son ses bağırdı kimseyi umursamadan;

- Duruuu! Duru gitme!

Duru gözündeki gözlüklerin ardından kendisine doğru koşan adamı gördüğünde direksiyondaki Daniel'a;

- Gidelim lütfen. Hemen! Dedi.

Daniel kızın dediğiyle istemeden de olsa gaza basarken, genç adam arkalarından koşmaya başladı. Daniel hala arabanın ardından koşan adama dikiz aynasından üzgün gözlerle baktıktan sonra frene basıp, bakışlarını Duru'ya çevirdi.

- Duru bu böyle olmaz. Bak onunla konuş, herkes ikinci bir şansı hak eder. Kimse sevmediği biri için böylesine mücadele etmez.

- Daniel, lütfen devam et.

- Devam filan etmeyeceğim Duru! Onunla konuşmak zorundasın. En azından düşüneceğim dersin, dedi.

O sırada Alphan arabaya ulaşmış ve kilitli kapıyı açmaya çalışıyordu. Duru tam Alphan'a gitmesini söylemek için başını ondan tarafa çevirmişti ki aşık olduğu gözlerden akan yaşlar onu şoke etti. Duru bunu hiç beklemiyordu. Daniel'a son bir defa bakan kız arkadaşının kendisini onaylayan baş hareketiyle kapıyı açtı.

Alphan, kızın arabadan inmesiyle onu kolları arasına alarak hıçkırarak bir çocuk gibi ağladı. Duru sevdiğinin kolları arasından bedenini geri çekerken;

- Alphan anla beni. Ben içimdeki ateşi söndürene dek izin ver bana. Gitmeliyim Alphan, bu gidiş belki ikinci bir şans doğuracak bize ama şimdi gitmem gerek.

- O adamla mı gideceksin? Onun yanında mı kalbindeki ateşi söndüreceksin?

Duru yüzüne yayılan kocaman gülümsemeyle adamın yanağını okşayarak kulağına eğilip;

- Eğer için rahat edecekse, o adam bana asla kastettiğin anlamda ilgi duyamaz. Şimdi hoşçakal, dedi hızla arabaya binerken.

Alphan duyduklarını anlamaya çalışarak çattığı kaşlarıyla arabanın arkasından baktığı sırada omzunda bir el hissederek başını çevirdi. Dağhan patlamış dudağının kenarında kuruyan kanla ağabeyine tebessüm etti.

- Geri gelecek merak etme. Ayrıca Daniel güvenilir biri ona asla zarar gelmesine izin vermez. Haydi, gel otele dönelim.

Alphan kardeşine şaşkınlıkla bakarak;

- Duru bana dedi ki o adam...

- O adam Duru'ya asla göz koymaz çünkü rahatsız maalesef ateşli bir hastalık kurbanı, diye durumu açıkladığında Alphan duyduğuyla kardeşine şapşal bir yüz ifadesiyle bakıp, ardından kahkahayı bastı. Hayat ne tuhaftı beş dakika önce hıçkırıklara boğulmuşken şimdi kahkahalar atıyordu.

DURU GÜNEŞWhere stories live. Discover now