KALBİNİ KIRMAK İSTEMEDİM

337 31 0
                                    

Kızlar sabah erkenden telaşlı telaşlı kahvaltılarını yaparak dışarıya çıktılar. Ne olur ne olmaz diyerek sırt çantalarına bir iki atıştırmalık, ince birer havlu attılar. Sonuçta adaya gelip denize girmemek olmazdı. Evden yukarıya doğru yürüyen kızlar bir yandan da bahçe duvarlarından taşan çiçeklerin önünde resim çekip instagramda paylaşıyorlardı.

Çam ağaçlarının altına gelince biraz dinlenmeye karar verip, çam havasını ciğerlerine depo ederek sohbet ettiler bir süre. O sırada Alev'in telefonu çalmaya başladı. Özden arıyordu.

- Özden, canım ne haber?

- Biz iyiyiz tatlım. Duru nasıl oldu?

- Merak edilecek bir şey yok gayet iyi. Şimdi ada turuna çıktık. Siz ne zaman geleceksiniz? Bu akşam gelir misiniz?

- Eee, şey bebeğim orası biraz karışık. Merve'nin yengesi haftasonu adaya geleceğimizi duymuş, onlar da bu akşamüzeri tekneyle açılacaklarmış ve ben sizi adaya bırakırım kızım deyince bizimki de itiraz edememiş. Anlayacağın bebeğim Ayla Hanım getirecek bizleri.

- Aman yaaa, iyilik mi bilemedim bak şimdi? Anladın sen beni, dedi imayla.

- Yok ya, sorun olmaz merak etme. O adamın geleceğini sanmam. Gelse bile Duru kuşuma yaklaşmasına izin vermem. Ben zaten buradan çıkarken sana haber veririm. Bu arada sabah anneciğin aradı ne zaman geliyorsunuz diye ve durumu izah edince 'kadıncağızı yemeğe davet edin vallahi olmaz. Aaaa ayıp kızım' diye fırçayı bastı. Belki böyle bir plan olabilir haberiniz olsun.

- Off anne! İyilik yapıyor kendince de olayları bile kıyameti koparırdı. Neyse, tamam canım, ben birazdan annemi arar detayları sorarım. Önce Duru'ya bu durumu izah edeyim sonra Merve'yle konuşayım. Sonuçta Hülya Sultan dediyse emir telakki etmek gerek, dedi Alev gülerek.

Özden hararetle konuştu,

- Kızım ne zamandır fırça yemediydim kadından öyle çıkışınca tırstım. Arada Hülya teyzenin içinde bir canavar uyanıyor bak demedi deme, dedi.

Alev arkadaşının annesiyle ilgili sözlerine gülerek telefonu kapatınca, durumu yanındaki kıza kısaca anlattı . Duru,

- Akacak kan damarda durmaz demişler tatlım, salla gitsin sonuçta aynı iş yerinde çalışıyoruz elbet karşılaşacağız o küçük dağların efendisiyle, diyerek ayağa kalktı ve;

- Haydi miskinlik yapma. Vaktimiz yok annen bizi birazdan arayabilir. Ben daha gezmek istiyorum, deyince Alev'de oturduğu yerden kalkarak çantasını sırtına taktı.

- Gel plaja inelim. Suyun durumu nedir bir bakalım. Belki su ılıktır, dedi pis bir gülüşle.

- Hülya teyze öğrenirse canımıza okur yalnız. 'Ben size su soğuk demedim mi' diye başladı mı susmak bilmez valla.

- Sende deme anneme, diyen Alev hızlı adımlarla yürümeye başladı.

Duru arkasından koşturarak,

- Neyi demeyeyim?, dediğinde Alev yanındaki kıza dönerek,

- Neyi olacak kızım, denize girdiğimizi deme.

- Söyler miyim be? Daha ölmek için gencim ben, diyen Duru, Alev'i de çekiştirerek plaja yürümeye başladı.

Plajda birkaç genç vardı. Alev çocuklardan bazılarını tanıyordu. Onu gören çocuklarda,

- Hoş geldin Alev abla. Nasılsın?, diyerek yanına gelip sarıldılar.

Duru'yu tanıyanlar ona bakarak,

- Duru abla sende hoş geldin, dediler.

Kızlar gençlerle biraz sohbet ettikten sonra önce suya ayaklarını soktular. Su hala serindi ama Duru kışın bile hafif soğuk suyla yıkandığı için onu rahatsız etmedi. Alev'in kararsızlığını görünce,

DURU GÜNEŞOnde histórias criam vida. Descubra agora