YANLIŞ ANLAMA

178 20 0
                                    

Alphan arabayı deniz kenarı bir yere park ettiğinde, Duru boğazın suları üstünde ay ışığının yansımasıyla oluşmuş yakamozu hayranlıkla izledi. Alphan denize ışıl ışıl gözlerle bakan sevdiceğinin yüzünün güzelliğini izlemeye dalmışken genç kız üzerinde hissettiği bakışların ağırlığıyla başını sol yanına çevirdi.

- Alphan seni her gördüğümde kalbimin ritminin böylesine şaşması normal mi? dedi masumca.

Genç adam kızın badem gözlerinin içine bakıp, koltuğunda iyice yan dönerek başını koltuğun başlığına dayayıp,

- Normal sanırım. Çünkü ben de ne zaman seni görsem kalbimin ritmi değişiyor.

- Bir şey soracağım, gerçekten beni liseden beri mi sevdin? Ne bileyim bir dünya kadın olmuştur hayatında.

- Tek gecelik kadınlar dışında kimse olmadı onlarda anlarsın ya şey işte... diyen Alphan sıkıntıyla elini ensesine attı.

O sırada Duru karşısındaki adamın daha fazla kendisini kötü hissetmesini istemediği için elini adamın yanağına koyarak yüzünün her karesini gözleriyle talan ettikten sonra öne doğru eğilerek yanağına aşk dolu bir buse kondurdu. Radyoda başlayan müziği duyunca kapısını açarak arabadan inen Duru'ya şaşkınlıkla bakan Alphan kızın kendi kapısını da açtığını görünce aşağı inerek;

- Duru? dedi ne olduğunu anlamak istercesine.

Genç kız adamın elini tutarak biraz arabadan uzaklaşıp dans etmeye başladı. Şarkının sözlerine kulak veren Alphan içindeki, durmadan coşan bir nehir, gürüldeyen şelale misali coşkun duyguları yansıttığını fark edince gülümseyerek Duru'ya iyice yaklaşıp kulağına eğilip,

- Bu şarkı benden sana gelsin, bu biçare adamın sana olan sonsuz aşkının hikayesi olsun, diyemediklerim, anlatamadıklarım olsun.

Duru aşkla baktı karşısındaki adamın mavinin en buz tonundaki gözlerine,

- Seni çok seviyorum Alphan. Kalbimi böyle çarptırmanı çok seviyorum, bana sarılmanı, "Duru'm" demeni, gözlerimin içine aşkla bakmanı, yüreğimin titrediğini hissetmeyi... Hepsini çok seviyorum.

- Çok sev beni Duru'm çünkü ben seni çok seviyorum. Tıpkı şarkıda dediği gibi.

İki âşık gecenin sessizliğinde aşkla harmanlanmış kalpleriyle birbirlerine dokunurken, sevdiği kadını kollarının arasında usul usul hareketlerle kıpırdatarak yakamozun şahit olduğu aşkıyla dans ediyordu Alphan. Ömürlüğü olmalıydı Duru, çok beklemişti onu. O, onun kalbinin ilacı, gününün güneşi, hayatının neşesi ve ciğerlerini dolduran nefesiydi.

Biraz sonra havanın serinlemeye başlamasıyla genç kızın üşümesinden korkan Alphan elinden tutarak tekrar arabaya bindirdi, bu defa arkaya oturdular. Genç adam sırtını kapıya dayayıp, kızın başını göğsüne yasladı.

- Duru'm lise son sınıfta Merve'nin doğum günü kutlaması vardı. Hatırladın mı? Biz o gün seninle dans ettik ama sonra sınıftan bir çocuk gelip seni kollarımdan aldı. O kısacık andan bana kokun kaldı. Yıllardır burnumun ucunda olan hiçbir şeyle değişmeyeceğim. Bir de hala o çocuğa olan sinirim. Şerefsiz!

- Hatırlamıyorum desem. Yani hayal meyal hatırlıyorum ama dansımızı böleni iyi biliyorum, dedi kız kıkırdayarak.

- Kimdi o it?

Duru başını hafif kaldırıp çatık kaşlarıyla baktı Alphan'a;

- Senin it dediğin kişi benden 3 yaş büyük, kızlardan ise 2 yaş. Ailesi çok varlıklı kaç tane özel okul gezmiş lakin olmamış, babası en son çare 'devlet okuluna gideceksin' diye bizim liseye yollamış. Candır var ya bir tanısan çok seversin. Gerçek ağabeyim olsa bu kadar yakın olmazdık belki.

DURU GÜNEŞWhere stories live. Discover now