HAYIRLI OLSUN

157 17 1
                                    

Ertesi sabah Cahit Bey büyük bir hesap sormak için zor bastırdığı öfkesiyle ailesinin evine geldi. Kapıyı açan evin yardımcısı karşısındaki adamı saygıyla selamlayarak içeriye aldı.

Büyük salondan içeri giren Cahit Bey'i gören aile efradı kısa zamanda şaşkınlığını atarak ona hoşgeldin dediler. Meliha Hanım oğlunun ellerini, buruşmuş elleri arasına alarak hasretle baktı yüzüne.

- Nasılsın oğlum? Ne zaman geldin? Hic haber de vermedin. Bu sürprizin bizi hem şaşırttı hem de mutlu etti doğrusu. Çok sevindim geldiğine. Özlemiştim seni.

- İyiyim anne. Kaybettiği eksik yanına kavuşmuş biri kadar iyiyim.

Kızkardeşi Mine ağabeyine özlemle bakarak:

- Çok özlemişiz seni ağabey. Bu sürprizi neye borçluyuz bakalım? dedi.

Cahit Bey pantolonunun üzerindeki görünmez tozları silkeledikten sonra:

- Konu Cavit ile ilgili, dedi. Annesinin gerilen yüz ifadesini izliyordu Cahit Bey kadın aynı gerginlikle konuştu;

- Ne alakası var oğlum yıllar sonra o adamın bizimle?

Annesinin sanki yabancı birinden bahseder gibi konuşması Cahit Bey'i müthiş rahatsız etti. Kaşlarını çatarak annesine çevirdiği delici bakışların ardından:

- Cavit benim ikiz kardeşim, senin de öz oğlundu anne. Şimdi böyle yabancı birinden bahsedercesine konuşman beni rahatsız ediyor.

- O yıllar evvel benim oğlum olmaktan vazgeçti. Şimdi suçlu benmişim gibi konuşma.

- Yolunu seçen, sevdiğiyle beraber hayat kuran oğlunu seçiminden dolayı dışladığın, çocuğuna sahip çıkmadığın, onu daha küçücük bir bebekken yalnız bıraktığın için evet suçlusun anne, dedikten sonra bakışlarını kız kardeşine çevirerek,

- Suçlusunuz! Hepiniz haberdar olmanıza rağmen o çocuğa sırt döndünüz, dedi sesini öfkeyle yükselterek.

Meliha Hanım o çocuğu unutmuştu bile şimdi oğlu nereden öğrendiyse, o çocuk için kendisine hesap soruyordu. Oturduğu koltuğun kenarlarını sıkıca kavrarken, keskin bakışlarını oğluna dikerek, sesinde öfkenin ve suçlanmanın şaşkınlığının verdiği tınılar dans ederek konuştu yaşlı kadın.

- Yıllar evvel babası bir kadın için ailemize sırt dönmüş, kardeşinin yıkılışını görmemişti. Ben onlar yüzünden seni senelerdir kısacık tatiller de birkaç yılda bir gördüm. Şimdi sen söyle bir de tüm bunların müsebbibi olanların çocuğuna kucak mı açacaktık? Ben o çocuğun anne ve babası yüzünden evladımı kaybettim.

- Anne! Ben zaten gitmeyi istiyordum, kafama koymuştum. Sadece tarihi öne aldım hepsi bu. Ama sen hep benim bu erken gidişim için kardeşimi suçladın. Şimdi yeğenim olduğunu öğrendim. Kendini yetiştirmiş, terbiyeli, kültürlü, mükemmel bir kız. Eğer onu üzerseniz bende sizi üzerim, hiç affım yok bu konuda bilesiniz acımam, kalbinizi kırarım, dedi Cahit Bey dişlerinin arasından.

Meliha Hanım elinin şaşkınlıkla göğsünün üzerine konmasına mani olamadı. Oğlu ilk defa kendisiyle böyle konuşuyordu. Nereden çıktığını anlamadığı o çocuğun ailesine zarar vermesine asla izin veremezdi yaşlı kadın.

- Bunca yıl sonra derdi neymiş bu kızın? Paraya filan mı ihtiyacı var? diye sordu oğluna.

Cahit Bey karşısında oturanların üzerinde gözlerini ağır ağır dolaştırıp annesine sabitledi keskin bakışlarını. Hafif öne eğilerek dirseğinin birini dizine dayayıp:

- Duru'nun hiç birimize ihtiyacı yok. Paraya da ihtiyacı yok. Onun kocaman bir ailesi, iyi bir işi ve sevenleri var zaten. Nişanlısı Arslan Holding Ceo'su Alphan Arslan.

DURU GÜNEŞWhere stories live. Discover now