İTALYA

306 29 0
                                    

Akşam günü olaysız bitirebilmenin huzuruyla eve gelen kızlar, günün yorgunluğunu gidermek için sırayla duş aldıktan sonra eve yayılan şampuan kokuları eşliğinde birer kahve içip hemen odalarına çekilerek yattılar. Sabah alarmın sesine gözlerini güç bela açan Alev yataktan zorda olsa kalkarak kızlara seslendi. Hep beraber hazırladıkları kuş sütü eksik kahvaltı sonrası herkes hazırlanmaya başladı.

Duru, iş yerine geldiğinde masasına yerleşti, sanki o tatsız olay hiç yaşanmamışçasına gülerek arkadaşlarıyla tatlı bir sohbete kendisini kaptırmış, bir yandan da önündeki evrakları inceliyordu. Denizhan ofise geldiğinde Duru'ya göz kırpıp,

- Sorun yok değil mi?, diye sordu.

- Hayır sorun yok, her şey yolunda merak etmeyin, dedi kızda karşısındaki adama samimi, sıcak bir gülümseyişle.

- Tamam en ufak sorunda S.O.S.'de ben gelirim, dediğinde Duru kahkahasını bastıramadı.

Alphan ve Dağhan'ın bitmek bilmeyen kendilerine göre disiplin, Duru'ya göre kaprisleriyle günü sonlandırmıştı kız. Gün boyu Alphan, sürekli bir şeyler istemiş ya da türlü bahanelerle kızı yanına çağırmıştı.

3 ay sonra...

Duru artık iyice iş ortamına, arkadaşlarına alışmıştı. Sanki bu işte uzun zamandır çalışıyor gibi her konuya hakimdi. Patronlarının hareketlerini de eskisi kadar yadırgamıyordu. Hatta Dağhan'la gülerek sohbet bile edebiliyorlardı. Onun ilk gün aslında iyilik yapmak isterken yüzüne gözüne bulaştırdığını öğrendiğindeyse ona kırgınlığı tümüyle geçmişti. Dağhan arada öğlenleri kahve içme bahanesiyle Özden'i de çağırtıyordu. Özden'de eskisi gibi soğuk değildi adama. Ama Alphan ile hala mesafesini ve patron-çalışan sınırlarını koruyordu Duru. Ona karşı belli sınırları, çizgisi vardı. Tabi her baktığında içinin gittiği o deniz gözlerin işini zorlaştırdığını söylememek olmaz.

O sabah yine her zamanki ritüele uygun olarak güle oynaya kahvaltılarını yaparken Özden'in telefonu çaldı. Ekrandaki ismi görünce bu saatte aranmasına şaşıran Özden,

- Alo, diyerek biraz heyecanla açtı telefonu.

- Günaydın Özden Hanım umarım uyandırmadım sizi,

- Yok rica ederim. Uyanmıştım ben işe gelmek için hazırlanıyordum, bir sorun mu var?

- Özden Hanım buraya gelmeyin. Hemen kendinize en az 15 gün yetecek bir valiz hazırlayın lütfen. İtalya'ya moda haftasına gidecek arkadaş rahatsızlandı. Yerine siz geliyorsunuz, diyen patronunun asistanına şaşkınlıkla cevap verdi.

- Ama yurtdışına çıkmak için hazır değilim. Hem daha....

- Özden Hanım! Gerekli işlemler yapıldı. Serdar Bey her şeyi halletti. Şoförde yola çıktı. En geç bir saate orada olur sizi almak için. İyi günler, İtalya'nın keyfini çıkarın, dedikten sonra konuşması için Özden'e fırsat vermeyen kadın telefonu kapattı.

Genç kız ne diyeceğini bilemedi. Şaşkınlıktan bir türlü çenesi kapanmıyordu. Merve'nin kendisini dürtmesiyle,

- Kızım ben İtalya'ya gidiyorum.

- Saçmalama, nereden çıktı şimdi pat diye. Yurtdışı diyorsun, İtalya diyorsun, dedi Merve titrek sesiyle.

Senem,

- Kızlar bir durun ya, kızcağız belli ki gitmek durumunda. Kalkın valizini hazırlamasına yardım edelim. Sorgu zamanı değil şimdi, dediğinde Duru,

- Senem haklı, bir saate kadar evden alacaklarından bahsediyorlardı. Acele edelim, dedi.

Alev, Özden'e bakarak,

DURU GÜNEŞजहाँ कहानियाँ रहती हैं। अभी खोजें