EĞLENCE

297 29 5
                                    

İskele meydanına inmeden önce Tolga soldaki sokağı göstererek,

- Bu taraftan gidelim. İleride yeni açılan oldukça güzel, nezih bir mekan var. Seveceğinizi umuyorum, dediğinde,

- Kuziciğim sen ne zaman kötü bir öneride bulundun ki, dedi Alev.

Hep birlikte denizden gelen hafif meltemin ferahlattığı, tuz ve çam kokusunun birbiriyle iç içe geçtiği, bahçelerinde çeşit çeşit ağaç ve çiçeğin görsel şölenler yaptığı sokakta grupça güle oynaya ilerliyorlardı. Özden başını kaldırdığında bir an için Dağhan'ın kendisini izlediğini sandı. 'O buz mavisi insanı içinde donmaya mahkum eden gözlerin etkisi bu' saçmalama dedi kendi kendine. Kendisine öyle geldiğine kendi kendini iknaya çalışarak kafasından bu düşünceyi attı. Dağhan Arslan gözleri de, yüreği de buz gibi bir insandı.

Duru içinde oluşan tuhaf duyguyu anlamlandırmaya çalışarak gözleri yerde yürüyordu. Tolga kızdaki hali fark ederek yanına yaklaştı. O kadar dalmıştı ki genç kız, yanı başında onu izleyen genç adamı fark edemedi.

- Duru bir sorun mu var?

Duru duyduğu sesle irkilerek başını kaldırınca, genç adam yüzünü buruşturdu.

- Özür dilerim, yine korkuttum değil mi?

- Yok, yani dalmışım. Dert etme. Ne demiştin canım duymadım?

- Çok dalgındın biraz evvel, bende bir sıkıntı mı var diye merak ettim.

- Yooo, öylesine dalmışım ben. Neyse beni boş ver şimdi gelmedik mi daha?

- Az kaldı.

O esnada Senem yanlarına gelerek komik bir olayı ballandırarak anlatıp yüzlerini güldürdü. Gidecekleri mekanın kapısından içeriye girdiklerinde içerisi biraz kalabalıktı. Ama adada Tolga'yı tanımayan olmayınca hemen yardımcı oldular. Masalarına oturunca herkes ne içmek istiyorsa sipariş etti. Sohbet koyulaşırken, çalan canlı müzik hızlanmaya başladı. İsteyenler ortada dans ediyordu. Özden yanında oturan Senem'i dans etmek için kaldırdıktan sonra, Duru'yu da çekiştirerek dansa kaldırdılar. Hiç havasında olmasa da Duru için dans etmek çok özel bir olaydı. Çok iyi dans ederdi. Kızlar ortada kendinden geçmiş şekilde biraz dans ettikten sonra tam yerlerine oturmuşlardı ki slow bir müzik başladı. Tolga, Senem ile dansa başladı. Denizhan kibarca Alev'i dansa kaldırınca, Dağhan karşısında dans edenleri izleyen kızın yanına giderek,

- Özden, dans eder misin?, diye sordu.

Özden ne kadar gıcık olsa da bu adamın farklı bir çekimi olduğunu hissediyordu ve ona hayır demek gelmiyordu içinden..

- Olur, diyerek zarif elini adamın iri elinin içine bıraktı.

Alphan herkesin dansa kalkması üzerine kuzeniyle, Duru arasında bakışlarını gezdirdikten sonra Merve'ye elini uzatarak,

- Dans edelim mi ufaklık?, diye sordu.

Merve yanındaki kızla ağabeyi arasındaki kötü elektriği hissetmiş biraz olsun aralarının yumuşamasını dileyerek,

- Ay benim ayağım ağrıyor. Gelirken hafif burkulmuştu. Ama Duru'yla dans edebilirsiniz, dediğinde Duru başını arkadaşına çevirerek kaşları çatılı 'Sen bittin' bakışları atarken önüne uzatılan el ile vücudunda anlamsız bir titremeyle yerinden kalktı.

Alphan kolları arsındaki kızın beline elini koyduğunda hafif titrediğini hissedip gülümsedi. Bu kız adı gibi duruydu. Çok güzeldi. Hele o orman yeşili gözlerine bakmaya doyamıyordu insan. Tekrar görmek hiç ummadığı bir şeydi ve hoşuna gitmişti. Alphan düşüncelerinin boyutunu fark edince bir an kendini toparlayarak sırf muhabbet olsun diye;

DURU GÜNEŞWhere stories live. Discover now