REZİL OLDUK

236 26 0
                                    

Akşam yorgun vaziyette otele dönen kızların ilk işi ılık birer duş almaktı. Ardından yemek saatine dek dinlenmek için yatağın üzerine oturmuş, hem Özden'in yaşadığı bugün ki can sıkıcı olayın hem de son günlerde yaşanan gelişmelerin kritiğini yapıyor, bir yandan da sipariş ettikleri atıştırmalıkları yiyorlardı.

Duru tabaktaki kıpkırmızı çileklere aşkla bakarak birini çikolata sosuna batırdıktan sonra dudaklarının arasına alıp seslice ısırdı. Ardından dudağına bulaşan çikolatayı gözleri kapalı şekilde yalarken Özden sinirle kıza bakıp, koluna bir tane vurarak;

- Düzgün ye kızım şunu karşımızda abuk subuk hareketler yapıyorsun, diye sinirle çıkışıp hemen ardından gülerek,

- Alphan yok burada tatlım böyle şovlar boşa yani, diye kaşlarını oynatıp muzipçe konuştuğunda, Duru da kıza dil çıkarıp gözlerini devirdi.

- Konuyu kaynatma güzelim, söyle bakalım nedir bu Alexandre mevzusu? Nereden çıktı yine?

- Tesadüfen karşılaştık ve o yüzü bile kızarmadan yanıma gelip sohbet etmeye çalıştı, dedi Özden kırgın ve kızgın sesiyle. Duru sinirle arkadaşına bakarak;

- Vay pisliiiiikk! Şerefsiz Alex Efendiye bak sen, utanmadan karşına çıkabiliyor demek. Oldum olası hiç sevememiştim zaten o adamı. Bana bak kızım sakın yelkenleri suya indirmiyorsun yoksa fena bozuşuruz, dediğinde Alev gülerek Duru'nun omzuna elini atıp;

- Tatlım, onun yelkenler başkası için fora olmuş zaten, dedi kahkahalarının arasında.

Özden, kendisiyle dalga geçen ikiliye çatık kaşlarıyla bakarak, Alev'in üzerine doğru atılırken, Alev kendini korumak için hem Özden'in saçını çekiyor hem de çığlık çığlığa bağırıyordu. Duru da boş durmuyordu elbette eline aldığı yastıklarla kızlara vurmaya başlamış, ortalığın tam bir savaş alanına dönmesine sebep olmuştu. Üç kız hem çığlık atıyor hem kahkahalarla gülüyorlardı. Kızlar Duru'yu gıdıklamaya başladıklarında genç kızın ellerinden kurtulmak için yatakta debelenmesiyle hepsi yere yapıştılar. Duru onu gıdıklayan kızlardan kurtulmaya çalışırken, arada saçlarını çekiyor, arada da ısırıyor yahut o da kızları gıdıklıyordu. Yastıkların pamukları etrafa saçılmış odaya sanki kar yağmıştı. Pamukların arasında alt alta üst üste boğuşurken dışarıdaki hareketlilikten habersiz kızlar delice gülerek eğlenmeye devam ediyorlardı.

Denizhan, odasına doğru yürürken kızların odasından gelen çığlık sesini ve oda kapısını çalan otel görevlisini fark ederek o tarafa yürüdü. Kat görevlisi kadın kapıyı çalıyor ama içeriden gelen çığlıklardan kızlar kapı sesini duymuyordu. Deniz çığlık sesleriyle endişelenerek kapıya sertçe vurdu ama kimsenin duyduğu yoktu. Bunun üzerine görevli kadına kapıyı açmasını söyledi. Bir yandan da telefonunu çıkartarak Dağhan'a kızların odasında sorun olduğuna dair mesaj atmıştı. İçeriden çığlık seslerinin geldiği her an Denizhan'ın endişesi artıyordu. Koridorda da seslere odalarından çıkan birkaç kişi vardı. ⁹Kadın kapıyı açmakla ilgili tereddüt yaşasa da koşarak yanlarına gelen Dağhan ve Alphan'ın sert tavrı karşısında mecbur kalıp kapıyı açtığında gördükleri manzarayla üç erkekte donup kalmıştı.

Kızlar arkalarında bir hareketlilik fark ederek o tarafa dönünce ağızları açık kendilerini izleyen üç adam ve bir kadını görünce panikle ayağa kalkmaya çalışınca ortaya daha komik bir görüntü çıktı. Kızların ayakları birbirine dolanınca tekrar yere düşerken Alphan saçı başı pamuğa bulanmış Duru'yu sert olmamaya çalışarak ayağa kaldırıp derin bir nefesi sabırlı olmaya çalışarak ciğerlerine ulaştırdı.

- Yavrum bu ne hal? Oteli ayağa kaldırdınız, sesiniz lobiden duyulacak neredeyse, dediğinde Duru utançla dudağını dişleyerek başını eğdi.

DURU GÜNEŞWhere stories live. Discover now