YB | 20 | Şeytan ile Dans

12.9K 1K 1.4K
                                    

Merhaba arkadaşlar!
Her şeyin güzel gitmesi dileğiyle...
Keyifli okumalar.

(Eva'nın söylediği şarkıyı dinleyerek okumanızı öneririm. Şarkının adı; Dance With the Devil- Breaking Benjamin.)

Boğazımdan aşağı inen soğuk su molekülleri bile acizliğime titriyordu. Buzu kavrayan parmaklarımı serbest bırakarak bardağı tezgâha koydum. Batan güneş içeriyi ısıtamıyordu.

Alaz mutfağa girince bakışlarım ona döndü, görüş açımdaki diğer her şey tuzla buz oldu. Daha yeni çıkmıştım odadan... Dün geceden bu yana ilk defa gördüm yüzünü akşam kızıllığında...

Gözaltları mosmordu, kara irislerinin parlaklığı solmuştu. Gözlerinin içi kıpkırmızı olmuş, kan çanağına dönmüştü. Suratı ifadesizdi fakat ben bir duyguyu yakalayabilmiştim. Bana bir kere bakmasa bile ifadesinde kasvet vardı. Konuşmadı.

Benden uzak durmaya çalışarak sağ tarafımdaki dolaptan dört tane ilaç kutusu çıkarttı. Kendine su doldurup tam altı ilacı aynı anda ağzına atınca endişeyle bir şeyler söylemek istedim. Konuşamadım.

Parmaklarıyla şakaklarını ovuşturarak derin bir nefes aldı. ''Hazırlan,'' dedi sadece. Sesinin tonuna karşı koyamayan mevsim, kışa döndü.

''Neden o kadar çok ilaç içtin?'' diye dayanamadan sorduğumda kutunun içindeki bir prospektüsü bana doğru fırlattı. Tezgâha düşen kâğıdı elime aldım ve okumaya başladım.

Gözlerim endişeden irileşirken okuduklarımın gerçek olmaması için dua ediyordum. Alaz... Alaz gerçekten bipolar hastasıydı. Diğer kutuları da elime alarak telaşla prospektüslerini inceledim.

Obsesif bozukluğunun olduğunu gördüğümde beni az önceki kadar şaşırtmadı, üzmedi. Anksiyete, sinir hastalığı... İçim cız etmişti. İçtiği ilaçlar fazlasıyla ağırdı. İşte şimdi bu adamın değişken tavırlarının nedenini anlayabilmiştim.

Ellerini tezgâha dayayıp birkaç nefes daha aldı ve yeniden ''Hazırlan,'' dedi.

Umursamadım. ''Neden daha önce bunu bana söylemedin?'' diye direttim. Azar çeker gibi konuşmamıştım ama o öyle anlamış olmalıydı.

Bana bakmadı ancak dudakları alay edercesine yukarıya kıvrıldı. ''Önemi yok, kimseye söylemedim...'' dedi, aramızdaki mesafe tanıştığımız ilk günden bile daha fazlaydı.

"Hasta mısın gerçekten?"

"Evet," dedi yüzüme bakarak. "Artık öğrendin."

"Alaz sen... Bipolar hastası mısın?" diye sordum zira hala inanamıyordum. 

"Bu, neyi değiştirir?" diye sordu soğukça. 

"Benden bu zamana kadar sakladın!" dedim prospektüsleri ona doğru fırlatarak. "Sakladın! Gizli gizli içtin ilaçlarını, değil mi?"

Sakince, "Her zaman kullanmıyorum," dedi. "Yalnızca gerektiği zamanlarda."

"Şimdi neden gerekiyor?" diye sordum telaşımı gizleyerek. 

Duraksadı bir anlığına. Ardından, "Kırgınım," dedi. Dürüsttü. "Ve kırgınlığımın öfkeye dönüşmesine mani olmak istiyorum."

Benim yüzümden... Alaz dün gece yüzünden bu haldeydi. Onu hiç olmadığı kadar kırmıştım. Haklıydı. Ona, babam muamelesi yapmıştım zira. Kendimi onun yerine koyunca ne kadar aptallık ettiğimi anladım.

"Ben, özür--"

"Sakın!" dedi, ani bir öfkeyle. "Sakın özür dileme." Durdu, derin bir nefes alarak sakinleşmeye çalıştı. "Git, hazırlan."

Yara Bandı (Tamamlandı)Όπου ζουν οι ιστορίες. Ανακάλυψε τώρα