YB | 29 | Sıcacık Bir His

12.1K 702 394
                                    

Keyifli okumalar çiçeklerim! 🌸

Aile denilen şey neydi? Yıllarca bu sorunun cevabını arar dururdum. Birçok insana, kardeşinin başını okşayan abilere ve ablalara, babasına sarılan çocuklara, annesiyle uyuyan bebeklere bakardım fakat bir türlü ailenin ne demek olduğunu anlayamazdım.

Şimdi anlıyordum.

Aile, insanın içini ısıtan bir kucaklaşmadan ibaretti. Belki geniş bir yemek masası. Belki de kalabalık bir oturma odası... Yer, zaman ve kişi fark etmeksizin 'sıcacık hissetmek' demekti aile.

Sıcacık hissediyordum.

Aslım halanın geniş çatı katında otururken hissettiğim şey, tam olarak buydu. Burası devasa bir terastı ve etrafı camla çevrili olmasına rağmen üstü tamamen açıktı. Rüzgâr esiyordu; hava soğuktu. Hatta öyle soğuktu ki, üzerime kalın bir battaniye örtmüş, yumuşacık kumaşa sıkı sıkı sarılmıştım.

Kış ayı bile beni, sıcacık hissetmekten alı koyamıyordu.

Oysa ben, annemin mezarını merak ettiğim Temmuz aylarında, babamın evindeki küçük odamda pencereden dışarıya bakarken, gökte gördüğüm güneşin varlığına dahi ısınamazdım.

Aile burasıydı. Tam burası.

Pencere kenarlarından uzak durmamız için, terasın orta yerindeki şöminenin kenarına kurulmuş masanın etrafına dizilen üç sandalyede oturuyorduk. Masa ise onlarca çeşit mezeyle donatılmıştı. Bir de rakımız vardı tabii. Aslım hala başköşede otururken Alaz, onun sağında oturuyordu. Normalde ben de Alaz'ın karşısında oturuyordum ama üşüdüğümden dolayı Alaz'ın yanına, şöminenin başına geçmiştim.

Ben ikinci kadehimi içerken Aslım hala beşinciyi içiyordu. Alaz ise saymaya üşendiğim kadarını içmiş, şimdi ise sek devam ediyordu.

Ayaklarımı sandalyeme kaldırdım ve üzerimdeki ince battaniyeye iyice sarıldım.

''Ateş'in hisselerimi almasını istemiyorum,'' diyordu Alaz. Benim gözlerim ise masadaki kavunda sabitlenmişti. Arka planla konuşulanları da dinliyordum. ''Annemlerin düzenleyeceği bağış gecesi için Eva'yla bir planımız var. Ayrıca az önce Ateş'in ve benim üzerime olan bütün hisseleri kontrol ettim. Biliyorsun, kendi bilgisayarımdan giremem ama seninkinden girebilirim. Bu yüzden banka hesaplarımı da kontrol ettim. Bütün parayı çekmiş babam. Daha doğrusu annem çekmiştir çünkü o işlerle annem ilgilenir. Neyse... Paralarını istemiyorum zaten.''

''Hiç istemedin ki oğlum,'' dedi Aslım hala. Ses tonundan ne kadar ciddi olduğu anlaşılıyordu. ''Yirmi dört yıllık ömründe bir kere bile bankandaki parana dokunduğunu görmedim Allah da şahidim olsun ki. Hisselerine de öyle... Ama eğri oturalım doğru konuşalım; hisseleri de inadından istiyorsun. Bilakis onlar senin hakkın.''

Aniden, ''Yanlış,'' deyivermiştim. Gözlerimi kavun diliminden ayırarak Aslım halaya baktım. ''İnadından değil. Kendi hakkı olduğu için de değil. Ateş'in hakkı olmadığı için ona vermek istemiyor sadece. Zaten Alaz'ın hayatını elinden alan kişi de o, değil mi? Şimdi neden Alaz göz göre göre, ailesinin ona verdiği hisseleri Ateş'e versin ki? Üstelik Ateş onun her şeyini elinden almışken.''

Alaz'ın düşünceli bakışları beni bulduğunda, ''Eva haklı,'' diyebilmişti sadece. Bu konudaki hassasiyetini masada oturan herkes, hatta ölü kız bile biliyordu.

"Biraz daha içersen ne kadar aptal ve boş boğaz olduğunu da bilmiş olacağım!" dedi uyarır gibi. İşin aslı ölü kız haklıydı. İçinde pek patavatsız oluyordum.

Buna rağmen umursamadım. Rakı bardağımı kafama dikerek hepsini içtim. Boş bardağa yeniden doldurduğum sırada Aslım hala iç çekiyordu. ''Buz da ister misin annem?''

Yara Bandı (Tamamlandı)Место, где живут истории. Откройте их для себя