Ne Hediye Hazırladın?

43 6 6
                                    

Çok uzaklardan, şefkatli bir dostu Hazreti Yusuf'a (عليه السلام) ziyaret için
geldi. Misafiri oldu. Hazreti Yusuf (عليه السلام) , çocukluk arkadaşıyla oturup
sohbete başladı. Hazreti Yusuf'un (عليه السلام) kardeşlerinin kıskançlığından,
kuyuya atmalarından, zindanda geçen yıllardan, çekilen sıkıntıların sonunda ilâhî yardımın yetişmesinden, uzun
uzadıya konuştular.

Sonunda Yusuf aleyhisselâm misafirine sordu:
''Dostun kapısına eli boş gitmek, değirmene buğdaysız gitmek gibidir. Bize ne hediye getirdin?''

Misafir utana sıkıla,
''Sana armağan getirmek için birkaç şeye baktım, fakat hiçbirini sana lâyık görmedim.

Altın madenine, altın kırıntısı götürülemez.

Denize bir damla su hediye verilmez.

Sana gönlümü ve canımı getirdim desem, Kirman'a baharat satmaya gitmiş gibi olurum.

Senin güzelliğinden başka, Mısır ülkesinin ambarında olmayan bir şey yok.

Ey gözümün nuru Yusuf'um! Sana armağan olarak ayna getirdim.
Güneş gibi parlayan güzelliğine baktıkça, sevinir beni hatırlarsın. Zaten güzeller, hep aynaya bakar'' dedi.

Koltuğunun altından çıkardığı aynayı Hazreti Yusuf'a (عليه السلام) sundu.

***

Cenâb-ı Hak mahşer gününde insanlara, ''Kıyamet günü için ne
armağan getirdiniz?'' diye soracak. Eğer o güne inanıyorsan,
inkâr etmiyorsan, neden hazırlık içerisinde değilsin?

Azıcık olsun yemeyi içmeyi bırak da Hak'la buluşacağın gün için bir armağan hazırla.

Geceleri az uyuyanlara katıl.

Seher vakti günahlarının bağışlanmasını dileyenlerden ol.

ÂMÎN

KISSADAN HİSSE 2 Where stories live. Discover now