Zincirin Dışındaki Halka

24 4 3
                                    


Karanlık bir vakitte herkes uykudayken. Pekte uzak olmayan bir vakitte alt kattan bir uğultu duyuldu. Önce bir gözünü açtı ardından diğer gözünü. Uyku sersemiyle başını kaldırıp bakacak hali bulamadı kendinde. Yalnızca her iki gözlerini açıp, kulaklarıyla ve tüm dikkatiyle dinlemeye başladı. Bunda da pek muvaffak olamadı. Zira daha uykusu açılmamıştı.

Hazır uykum açılmamışken uyumaya devam edeyim "banane ki" diye geçirdi içinden. Ve kendisini uykunun kollarına bıraktı. Hemde kendisini uykudan uyandıran uğultuya aldırış etmeden.

Zaten gündüz vakti olsaydı bile yinede "banane" derdi. Banane insanlardan.

Ben onlara karışmayayım, onlarda bana.

Kendisini hep yalnızlığa itti. Hep demir zincirin dışındaki halka olmayı seçti. Hâlbuki tek başına olan halka kolaylıkla kırılabilir, ezilebilir, parçalanabilir.

Hatta başka bir örnek olarak serçe parmağı kalınlığında ki dal çubuk kolayca kırılabilir. Lakin 10 tane dal çubuğu aynı anda kırılamaz.

Ama o bunu ya bilmiyor, yada bilmek istemiyor...

Çok zaman geçmeden bu sefer uğultu daha bir yaklaştı. Daha fazla ses çıkarır oldu.

Yine gözlerini açtı "banane" dedi. Ama bu sefer meraklandı.
Ve vicdanı merak kırıntılarından yola çıkarak aklının kapısını çaldı.

Lakin aklı bizi ilgilendirmez dedi.
Ve yine "banane" dedi.

Vicdanı Her ne kadar aklını zorlasada ikna edemedi. Ardından tekrar uykunun kollarına daldı.

Bir zaman sonra tekrardan ama çok daha fazla uğultu ve ses ile sıçrayarak uyandı.

Gözlerini açıp, oturur vaziyette etrafına baktı. Dışardan ışıklar geliyordu. Bu onun korkmasına neden oldu.

Ve vicdanı bu sefer korkmanın kırıntılarını da alarak aklının hem merak kapısını, hemde korku kapısını çaldı.

Direnme dedi, kalk ve bak.
Hem ne kaybedersin ki?

Ayrıca korkmuyor musun?

Ya başına bir şey gelse?

Hadi kalk ve bu uğultuya bak, dedi.

Ama yinede vicdanını dinlemedi. Ve yine her zamanki gibi "banane" dedi.
Banane ben onlara karışmam, onlarda bana karışmasın dedi ve uykunun kollarına teslim etti kendini.

Aradan çokta zaman geçmeden bu sefer uğultu çok büyük bir ses ile geldi.

Uyandı.

Önce etrafına bakmak istedi. Ama bakamadı. Heryer karanlık hemde zifiri karanlık.

Sonra kalkmak istedi. Onda da muvaffak olamadı. Yalnızca oturabildi.

Ayağında bir ağırlık hissetti önce. Sonra sonra bir ağrı, bir yanma.

Karanlık olduğu için göremiyordu.

Sonra yavaş yavaş gözleri ortama alıştı.

Gördükleri onu dehşete düşürdü.
Aman Allahım dedi. Aman Allahım yangın var. Yangın var diyerek defalarca tekrarladı.

Sonra kendini tezkin etmeye başladı. Gelecekler ve kurtaracaklar diye diye kendini sakinleştirmeye başladı. Zira ayaklarındaki ağırlık onun kımıldamasını engelliyordu.

Uğultu ve sesin nedeni ise bulunduğu binanın alt katında yangın çıkalı saatler olmuş. Tüm mahalleli toplanmış yangını söndürmeye çalışıyormuş. Arada bir kaç kişi onu pekte merak etmeyerekte olsan insanîyet namına ziline basmış. Ama açan olmamış.

+ İçlerinden biri belkide evde değil demiş.

+ Bir başkası belkide kendini çoktan kurtarmış ve yangının geçmesini bekliyordur.

+ Bir başkası ise evde olsaydı bu gürültüden kesinlikle kalkardı, demişler.

Ama hepside yanıldılar. Onları bu düşüncelere atan bizzat kendisiydi.
Kendi evinde, kendi yatağında uğultulara ve seslere aldırış etmeden uyumaya çalışan oydu.

Ve kendisi demir zincirdeki halka olmak yerine tek başına kalmayı tercih etti.

Hâlbuki o zincir içerisindeki halka olsaydı. Mahalleli orada olduğunu bilecek, içlerinden bazıları canı pahasına kurtaracaktı.

Yada ilk uğultuda daha vicdanı yoklamadan kalksaydı yangın belki de bu kadar büyümeyecekti. Veyahut yangına esir olmayacaktı.

Ve kendisi kendi sonunu böyle hazırlamayacaktı.

ش ق

Okyanus_Gibi

Diğer yayınladığımız kitaplara bakmak ister misiniz? Profilime girip KİTAP DÜNYASI isimli kitapta tüm giriş bölümleri ile kolaylıkla inceleyebilirsiniz. :)

KISSADAN HİSSE 2 حيث تعيش القصص. اكتشف الآن