Tıkandı Baba

35 6 7
                                    

Vermeyince Mâbud, neylesin Mahmut' sözü nereden geliyor? Hiç merak ettiniz mi? Yada daha önce duydunuz mu? Gelin bu bölümde bakalım ne demekmiş. Nasibten öteye geçilmez!

Sultan Mahmud han, tebdili kıyafet yaparak bir kahveye girer. Yaşlı çaycıya herkesin 'tıkandı baba' diye hitap ettiğini görüp, bu lakabın nereden geldiğini sorar.

Çaycı anlatır:

Bir gece rüyamda çeşmemin daha iyi akması için çomak sokup açmaya çalıştım. Çomak kırıldı, suyun akması iyice azaldı, uğraşırken temelli tıkandı, su hiç akmaz oldu. Bunu komşulara anlatınca, adım tıkandı babaya çıktı.

Sultan Mahmut han, vezire,

- Bir ay, her gün bu adama bir tepsi baklava getirin. Her dilimin altına bir altın koyun, diye talimat verir.

Ertesi gün baklava gelir. Adamımız tepsiyi almış. Yolda bir tanıdığına rastlamış. İkisinin de olaydan haberi yok. Çaycı hikayeyi anlatınca, "senin," demiş - gerçek bir hayırseverlik duygusuyla-, "baklavadan çok paraya ihtiyacın var. Al şu iki altını, sat tepsiyi bana." Teklif adamımızın da işine gelmiş ve tepsiyi satmış.

Sultan hikayeyi duyunca "Fesüphanallah!" demiş. Adamına, çaycının her gün geçtiği köprünün, her gün geçtiği tarafına o gelmeden hemen önce altın dizmesini ve kenara çekilip izlemesini emretmiş.

Adamımız köprüye gelince "Ya!" demiş, "hep aynı taraftan geçiyorum, bu gün de diğer taraftan geçeyim, bir değişiklik olsun," demiş.

Sultan hikayeyi duyunca, "ya hazreti pir!" demiş. Çaycıyı yaka paça beylik arazilerden birine getirmelerini emretmiş. Getirmişler. Çaycı korkudan tir tir titrerken ona bir kasnak verilmesini emretmiş ve çaycıya, "bu kasnağı atabildiğin kadar uzağa atacaksın. En son durduğu yere kadar olan arazi senin olacak," demiş.

Tıkandı baba kasnağı savurmuş. Kasnak havada bir yay çizip gelmiş ayaklarının dibinde durmuş.

Sultan "ya malik el mülk!" diye haykırmış, "getirin onu!" doğruca hazine odasına gitmişler. Çaycıya bir kürek verilmesini emretmiş. "Küreği daldır, ne gelirse senindir." Tıkandı baba korku ve heyecandan küreği ters daldırmış ve gele gele bir metelik gelmiş.

Sultan:
- Demek nasibin bu kadarmış, der.

Daha başka imtihana tabi tutarlar. Hiç birinden netice alınmayınca, sultan der ki:

-Vermeyince Mabud, neylesin sultan Mahmud!

Sultan "kısmeti bağlı" olmanın ne demek olduğunu anlamış böylece.

Raviyan-ı ahbar, nakilan-ı esrar zikr idürler kim "vermeyince Mabud, neylesin sultan Mahmud" meselini dahi şol sultan irad buyurmuştur.

KISSADAN HİSSE 2 Where stories live. Discover now