lgbtıq+ Bireyler Aslından Ne Diyor?

33 7 3
                                    

"

Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.

"...

Bu hafta homoseksüellerin iç dünyasına ve aslında ne dediklerine biraz daha eğilelim istiyorum. Buna karşılık ilgili çalışmaların ne dediğine de göz atacağız.

Özellikle son yıllarda dizi, film, belgesel, reklam, sosyal medya gibi tüm dünyanın takip ettiği mecralarda bilinçli ve yoğun bir şekilde eşcinselliğin normal olduğuna yönelik propagandalar yapılıyor. Şöyle bir baktığımızda özellikle şuan dünyanın en popüler film ve dizi platformunun neredeyse tüm yapımlarında özellikle eşcinselliği işlediği çok açık bir şekilde görülüyor. Bu durum, malum platformları en fazla kullanan grup olan gençleri ciddi şekilde etkiliyor.

Batı’nın dayattığı insan hakları kavramı, büyük sermaye sahiplerinin maddi yardımları ve medyanın da bu büyük gücü sayesinde yoğun eşcinsellik propagandası bombardımanı altında olan insanlık, doğru soruları sormayı akıl edemiyor. Akıl edebilse de sesini duyuramıyor. Ağzını açtığı anda homofobik/eşcinsel düşmanı damgası yemekten kurtulamıyor.

Çağımız, mesnetsiz ve delilsiz bilgi çağı ne yazık ki. İfade özgürlüğü hakkının en büyük çıkmazı burada olsa gerek. Hiç kimse düşüncesinin kaynağını, dayanağını vermek zorunda hissetmiyor kendisini. “Yaptım, oldu” yollu bir düşünceyle bilime, dine, kurulu düzene, geleneğe başkaldırabiliyor. Eşcinsel hareket işte tam da bu hareket tarzını benimsemiş durumda. Romantik sloganlarla hareket edip üzerine biraz da ajitasyon sosu dökünce insanların soru sorma hakları bile kalmıyor. Aksi takdirde homofobik damgası yemeniz an meselesidir.

Eşcinseller, yukarıda saydığım üç nedenden (insan hakları, ekonomik yardımlar ve medya) dolayı artık kendilerini daha rahat ifade edebiliyor. Biraz dikkatle baksak ne dediklerini rahatlıkla anlayacağız ve çelişkilerle dolu mesnetsiz iddialarını bağırmadan, kavga etmeden, bilimsel olarak rahatlıkla çürüteceğiz. Ancak mevcut durum tam tersi olduğu için romantik sloganlar üzerinden kutuplaşma ve taraftarlık gitgide artıyor.

Eşcinsel hareket temel olarak apaçık bir şekilde, bulundukları durumun her insan için geçerli olan bir fıtri meyil olduğunu söylüyor; ‘’Doğuştan olduğu için bu gayet doğaldır. Erkek ve kadın diye iki cinsiyetin ayrımı doğal değildir. Bu sadece toplumun dayatmasıdır. Erkeklerin sadece kadınlara cinsel istek duyması; kadınların ise sadece erkeklere cinsel istek duyması toplum dayatması olduğu için karşı çıkılmalıdır. Hatta çocuklarda bile eşcinsellik vardır. Cinsel isteklerin tatmini karşı cinslerle olmak zorunda değildir. Çocuk sahibi olma meselesi ise cinsel zevk ve ihtiyaçtan tamamen ayrıdır. Günümüzde evlat edinme, taşıyıcı annelik, gönüllü taşıyıcılık gibi yöntemlerle herkes çocuk sahibi olabilir. İnsan, mutlu olduğu şeylerin peşinden gitmelidir. Çünkü mutluluk, yani tam bir iyi olma hali hayatın temel hedefidir. Her şey mutluluk içindir. Mutlu olma hakkı da insan hakkıdır…’’

Yukarıdaki paragrafın savunucularının bilimsel olarak dayandıkları en önemli kişi, biyolog Alfred Charles Kinseydir (1894-1956). Kinsey, yaptığı çalışmalarda erkek eşcinselliğinin ve kadın eşcinselliğinin toplumda sanılandan katbekat daha fazla olduğunu iddia ediyordu. İnsanlığa şu mesajı veriyordu; eşcinsellik bu kadar çok ise doğuştandır ve normal bir eğilimdir. Hatta aynı kişi bebeklerin bile orgazm olduğunu iddia edebilecek kadar ileri gitmiştir. Kinsey, ABD’de 1945-1955 yılları arasında bomba etkisi yapan çalışmaları ve kitaplarıyla “cinsel devrimin öncüsü” olarak takdim edildi. Tüm bu çalışmalarında kendisini fonlayan aile meşhur Rockefeller ailesiydi.

KISSADAN HİSSE 2 Where stories live. Discover now