KİRALIK CEHENNEM

ÖZEL BÖLÜM: ADALET BEKÇİLERİ

Merhabalar! Uzun bir zaman sonra yine buradayım. O çok özlediğim kitabın içinde. Sizde özlediniz mi? Bildiğiniz gibi daha önce bir özel bölüm atmıştım ancak bu gelecekte değil de geçmişte geçiyordu. Ve bu sefer gelecekte geçen bir özel bölüm yazmak istedim. Biliyorum, onların hayatlarını merak ediyorsunuz.

Sizi bölümle başbaşa bırakıyor ve keyifli okumalar diliyorum...

Ed Sheeran - Photograph

"Güzelim yanıma gelir misin?" Ilgar'ın sesiyle odadan çıktım. Çalışma odasındaydı, önünde bir ton kağıt vardı. Önündeki çizim bilgisayarına tüm dikkatini vermişti.

"Efendim?" Bakışları beni buldu ve gülümsedi.

"Sadece güzel yüzünü görmek istedim, ilham oluyor da." Biri bu adama bu kadar baştan çıkarıcı olmayı yasaklamalıydı. İçeri girdim, kapıyı kapattım arkamdan.

"Biraz ara ver, hasta olacaksın."

"Yok olmam, güzel yüzünü gördüğüm de tüm yorgunluğum uçup gidiyor." Kıkırdayarak yanına yaklaştım,  masanın üstüne oturdum. "Yarın tatil zaten, bu kadar yorma kendini. Yarın devam edersin."

"Yarın işlerle uğraşmak istemiyorum. Ufaklıklarla ve seninle dolu dolu geçirmek istiyorum." Kızarmış gözleri canımı sıkarken, yanağını okşadım.

"Bu kadar yeter koca adam, artık izin vermiyorum." Işıldayan, aşık olduğum yeşilleriyle beni izliyordu. "Daha eğlenceli şeyler yapabiliriz." Dedim alt dudağımı dişlerken. Gözleri biraz daha parladı.

Belimden tuttu ve kendine çekti, kucağında oturuyordum artık.

"Kontrolü eline aldığında çok seksi olduğunu söylemiş miydim?"

"Evet, her sevişmemizde." Dudaklarıma sert bir öpücük bıraktı, eliyle bacaklarımı okşarken bende kendimi ona bastırdım.

Her geçen saniye öpüşümüz derinleşirken eli üstümdeki saten geceliğin düğmelerine gitti. Yavaş yavaş açmaya başlamıştı ki duyduğumuz sesle durduk. Rüya ağlıyordu, Ilgar acıyla inledi.

"Kızım ya birazcık sabredemiyor musun?" Diye sitem etmişti ben kucağından kalkarken.

"Karnı tok, altını yeni temizledim. Kesin ilgi istiyor." Dedim gülerek. "Sen Kayra'ya bak ben sustururum o cimcimeyi." Dedi kalkarken. Birlikte çıktık odadan, Kayra'nın odasına girdim.

Ellerini başının altında birleştirmiş, bacaklarını da kendine çekmişti. Büzülen dudakları sevimlice kıvrılmıştı. Beş yaşına girmişti, ne çabuk büyüyorlardı böyle. Alnını öptüm, üzerindeki yorganı düzelttim.

Kumral saçları ve yeşil gözleriyle şimdiden Ilgar'ın kopyası gibiydi. Çok güzel bir çocuktu, bir süre oğlumu izledim ardından sessizce çıktım odasından.

Rüya'nın kapısı açıktı, Ilgar onu iki eliyle havaya kaldırmış ciddi ciddi konuşuyordu.

"Güzel kızım sen gün geçtikçe annene benzemeye başladın." Kıkırdadı Rüya yeni çıkan dişlerini göstererek. "Hiç gülme, sen anneyi melek sanıyorsun. Ama var ya ne fena senin o annen." Kapıya yaslandım keyifle. "Benzeyemezsin annene, çok çapkın. Beni tavlamak için neler yaptı biliyor musun sen?" Rüya biraz daha güldü.

Ağzını açtı ve anlamsız kelimeler çıkardı, ciddice Ilgar'ı dinliyordu. O minik kaşlarını çatmış, sanki anlayabiliyormuş gibi. "Şaşırdın değil mi? Bende şaşırmıştım kızım. Dedim ki bir insan bu kadar arsız olamaz. Gece vakti odama gelmeler, olmadık anlarda çekip öpmeler..." Rüya dudaklarını o şekline sokup, biraz daha anlamsız ses çıkardı. Ilgar'da başını olumlu anlamda salladı. "Evet evet diyorum da bende her hareketinde şoka giriyordum."