30.Bölüm: ALEDA

63.8K 3.9K 1.5K
                                    

Medya: Aleda
Anastacia - Left Outside Alone

Medya: Aleda Anastacia - Left Outside Alone

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

(Ateş Turan)






Orta halli bir ailenin tek kızıydım. Annemin ve babamın tek göz ağırlarıydım, her şey çok normaldi. Ta ki bir gece yaşadığımız yedi katlı bina yanana kadar, en üst katta oturuyorduk. Bizim daireden tek kurtulan beş yaşındaki ben olmuştum. O gece annemi, o gece babamı kaybetmiştim, o gece ailemi kaybetmiştim.

Akrabam yoktu pek fazla, olanlarda ya beni yanlarına alacak durumda değiller ya da beş yaşındaki bir çocuğu kendilerine yük yapmak istememişlerdi. Yetimhanede yaşamaya başlamıştım. Esra adında bir kızla tanışmıştım o yetimhanede, onunla büyümüştüm.

Yıllar geçmişti, büyümüştük. O bu dünyadaki en önemli varlığımdı. Sürekli tartıştığımız bir konu vardı; benden yaşça büyük olan sevgililerim. İlk sevgilim yedinci sınıfta olmuştu, sınıftan birisinin ağabeyiydi, onunla cidden eğlenceli vakit geçiriyordum. Bir süre sonra ondan ayrılmıştım, başka birisiyle tanışmıştım. O zamanlar on beş yaşıma yeni basmıştım ve birlikte olduğum adam yirmi beş yaşındaydı. Beni gezdiriyor, ilgi gösteriyor ve hatta pamuk şeker alıyordu. Onunla her şey iyi gidiyordu. Bir gün Esra dayanamayıp bağırmıştı.

"Kendine gel Belçim, çıktığın adamlara bak. Onlar küçük çocuklara ilgi duyabilecek hastalıklı adamlar. Senin aradığın bir sevgili değil, senin aradığın bir baba şefkati." Demişti. O zaman ilk büyük kavgamızı etmiştik. Haklı olduğunu düşünmek istemedim, düşünmedim. Barışmıştık ama ben hala kendimden yaşça büyük adamlarla çıkmaya devam ediyordum. Yaşım büyüdükçe, birlikte olduğum insanların yaşları da artıyordu.

Okul hayatımda fazlasıyla başarılıydım. Çok fazla çalışmama rağmen her zaman okuldaki en yüksek notları ben alıyordum. Yaşıma göre olgundum, düşüncelerim de görünüşüm de olgundu. On sekiz yaşımızı doldurduğumuz da yurttan ayrılmak zorunda kaldık. Esra çalışkan bir kızdı ama zeki değil. O saatlerce çalışmasına rağmen benden düşük not alırdı. Bende onu her anlamadığı konuya çalıştırırdım.

İkimizde aynı şehirde, güzel üniversiteler kazanmıştık. Ben hala kendimden yaşça büyük insanlarla çıkmaya devam ediyordum. On sekiz yaşımda, kırk üç yaşındaki bir adamla birlikteydim. Esra ne kadar kızsa da elimde değildi, olgun adamlara ilgi duyuyordum. O zaman birilikte olduğum adam, Kadir beni bir gün arkadaşlarıyla tanıştırdı, arkadaşları bana fazlasılya garip davranmışlardı. Lavaboya gittiğimde onunla aynı yaşta olan arkadaşlarından biri beni yıkacak şeyler söylemişti. "Kadir evli ve iki çocuğu var. Bunu biliyor musun bilmiyorum ama Kadir'in yaptığı adice, onun oyununa alet olma. Seni kullanıyor." O gece, bu kelimeler beni mahvetmişti. İçeride kalan ceketimi dahi almadan çıkmıştım oradan. Ağlayarak eve gitmiştim, Esra halimi görünce korkudan delirmişti. Ona her şeyi anlattığımda ise bir kez olsun 'Ben sana, kendinden yaşça büyük insanlarla olma dedim.' Dememişti.

KİRALIK CEHENNEMHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin