45.Bölüm: SON PLAN

58.6K 3.5K 2.2K
                                    




Uyarı: Bölümde cinsel içerikli sahneler vardır. Rahatsız olan ve küçük yaşta olan okuyucuların okumalarını tavsiye etmiyorum. Sahnelerin başına ve sonuna işaret koyacağım için diğer sahneleri rahatlıkla okuyabilirsiniz.

Off To The Races - Lana Del Rey








İnsanlar, dünya üzerindeki en bencil ve tehlikeli varlıklar. Kaostan zevk alan, en iyi olma hırsıyla dolu yaratıklar. Hiçbir hayvan insan kadar tehlikeli değildir. Bir hayvan hem kurnaz, hem yırtıcı, hem yalancı hem de iyi bir oyuncu olamaz. Ama bir insan her şey olabilir, hem de her şey.

Bazen masum görünen bir kuzu, bazen suyun içinde bekleyen bir timsah, bazense leş gözleyen bir karga. İşte insanlar bu yüzden tehlikelidir, içlerinden ne çıkacağını bilemezsin, sana zarar verip veremeyeceğini bilemezsin.

Etrafımda çok fazla insan vardı. Artık hangisi kuzu hangisi kurt ayrıt edemiyordum. Bir de kuzu taklidi yapan kurtlar vardı tabi.

Her şeye rağmen güçlüydüm, çünkü yanımda güvendiğim insanlar vardı. En önemlisi o vardı, Ilgar vardı. Kollarının arası cennetin bir köşesi olan adamım. Sözleriyle ruhumu okşayan, sıcaklığıyla beni yoktan var eden adamım. Onsuz geçen günlerde onsuzluğun ne kadar zor ve korkunç olduğunu görmüştüm. Bu beni biraz daha korkmuştu. Çünkü bu oyunun sonunda eğer olur da yollarımız ayrı düşerse yaşayamayacağımı kendi gözlerimle görmüştüm. Onsuz nefes almak bile manasızdı.

Bana bakan zümrüt yeşili gözleri seyrettim. Sessizce uyanmış ve birbirimizi seyretmiştik.

"Sen gittin ya." Dedim kısık sesimle. "Demir aklımı karıştırmaya çalıştı." Gözlerini kırpıştırdı, dikkatlice beni dinliyordu. "Birlikte yemek yedik, sonra konuşmak istedi. Şarap verdi bir bardak, az bir şey içtim. Sonra bana bir şey teklif etti. Onunla ittifak olmamı istedi, eğer kabul edersem bu işin sonunda güçlü ve zirvede olacağımı söyledi." Kasılan çenesiyle beni izliyordu.

"Nasıl bir ittifak olduğunu söyledi mi?" Kafamı iki yana salladım sadece. "Onunla neden yemek yedin? Neden onunla oturup sohbet ettin?" Hesap sorar tavrı sinirlenmeme neden oldu.

"Yoktun sen Ilgar, ben yaralıydım. Yalnız hissettim, hem de çok yalnız. Yetimhanede kaldığım gecelerden bile daha yalnız hissettim çünkü o zaman sevilmenin nasıl bir şey olduğunu hiç bilmiyordum. Artık biliyorum ve yalnızlığa dayanamıyorum. Yaralıydım ve bir tek yanımda o vardı." Kaşları çatıktı.

"Çağkan'dan sürekli senin yanında olmasını istemiştim." Zaten yanımdaydı ama her zaman değil.

"Senin yalnızlığın kimseyle dolmaz Ilgar. Bunu anlayamadın mı?" Sessiz kaldı. Güzel gözleri yüzümde gezindi. Demir'in yakınlaşmalarını söyleyip söylememek konusunda kararsızdım. Tüm planı tehlikeye atarak Demir'in yakasına yapışabilirdi. Ama ondan bir şey saklamak istemiyordum, ona karşı tamamen şeffaf olmak istiyordum. "Demir bana yakınlaşmaya çalıştı." Yerinden doğruldu hiddetle.

"Ne yaptı dedin?" Sesi fazlasıyla yüksek çıkmıştı. "Seni zorla öptüyse yine, yemin ederim onu öldürürüm." Yataktan çıkacaktı ki elini tuttum hızla.

"Hayır öyle bir şey yapmadı. Sadece birkaç defa yakınımda durdu, aklımı bulandırmaya çalışıyordu." Elimin altında yumruk yaptığı elini sıktım. Ardından her parmağını teker teker açtım. Elini iki elimle tuttum, yanağımı  büyük eline yerleştirdim. Gözlerimi yumdum, teninin huzur veren tınısında kayboldum. Sakinleştiğini hissediyordum aynı zamanda.

"Sev beni." Bir dilenci gibi dilendim. Ama para kadar kolay bir şey dilenmedim, sevgi dilendim.

"Seni seviyorum zaten." Ses tonu o kadar yumuşaktı ki...

KİRALIK CEHENNEMHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin