2 | Tremors and sounds

29.1K 2.6K 3.4K
                                    

[Hozier - Take me to church]

Medyayı çoğunuz biliyor olabilirsiniz, bıkmışta olabilirsiniz ama napıyım güzel 😂

İyi Okumalar...

2 | Titremeler ve sesler

Sabah erkenden bilmediğim bir sebepten dolayı, titreyerek uyanmıştım. Geri uyumaya çalışsam bile işe yaramamış, uyuyamamıştım. Kahvaltımı yapmış, Jimin Hyung için de bir kahvaltı hazırladıktan sonra evden çıkmıştım.

Okula erken gelmeyi seviyordum. Kimsenin olmadığı zamanlar müzik sınıfında keman ve gitar çalmayı seviyordum. Diğer aletleri bilmesem bile denemeye değer olduklarını düşünüp, kendimce saçma notalarla, anlamsız melodiler çıkarıyordum.

Elim altında bulunan tuşları okşadığım zaman içim titremişti. Fakat bu titreme soğuk bir titreme değildi, sıcaktı çok sıcak. Sanki biri elimin üzerine yanan bir odun parçası koymuş gibiydi. Derin nefes almış ve bunları düşünmemeye çalışmıştım. Sağ elimi ince notalara, sol elimi kalın notalara göre koymuştum. Farklı şekilde hem beyaz, hem siyah tuşlar arasında parmaklarım dans ederken, kapının eşiğine yaslanmış beni izleyen müzik öğretmenimden bîhaberdim.

Kendimce saçma sapan bir melodi oluşturmuştum, ki bu bana göre çok hoştu. Tabi bu yaptığımı ünlü piyanistler duysa beni kınarlardı, çünkü ortaya çıkan bu boktan melodi, onların yaptığı melodiler ile yarışamazdı. Hoş bende yarışsın istemezdim, müziğim bana özeldir.

Zilin çaldığını duyduğum zaman piyanonun, beyaz ve siyah tuşlarında dans eden parmaklarım durmuş ve derince nefes almıştım. Yanımda duran çantayı tekrar sırtıma takdığım zaman müzik öğretmenimin sesini duymuştum. "Çoğu zaman buralardasınız, Bay Jeon. Özel bir nedeni var mıdır?"

Bayan Chung, kolları göğüsünde bağlı bana bir adım attığında gerilmiştim. Samimi olmayan bir gülümseme sunduktan sonra "Size bir soru sormama izin verin, Bayan Chung?" dediğimde gülümsemiş ve kafa sallamıştı. Bu kadını ilk gördüğüm günden beri sevmiyordum. Çok yılışık ve itici bir tipi vardı.

"Neden müzik öğretmeni oldunuz?" dediğimde göğüsündeki kollarını çözmüş ve gülüşü daha çok büyürken "Benim hakkımda bir şeyler merak ediyor oluşunuz gururumu okşadı, Bay Jeon. Müzik öğretmeniyim çünkü müzik yapmayı ve dinlemeyi severim." demişti, elini koluma koyarken. İçimden gülüp, göz devirme isteğini bastırmış ve "Gururunuzu kırmak istemem fakat Bayan Chung, sizin sorunuzun cevabı, size sorduğum soruya verdiğiniz cevabın bir kısmı. Umarım size yeterli olur, derse gitmeliyim. Biliyorsunuz, kimya hocamız dakikdir." demiş ve sertçe kolumu çekmiştim.

Hızlı bir şekilde müzik sınıfından çıkmıştım. İlk dersimiz kimya falan değildi, neden böyle bir yalan söylediğimi bilmiyordum, birden ağzımdan çıkmıştı. İstemeden söylediğim bir şeydi, öğretmenlerime saygılı olan biriydim. Ve böyle bir yalan söylemek, yakışmazdı. Yalandan nefret ederdim.

"Sana saygılı oldukları sürece, saygılı olmalısın, Jeon. Yoksa, müzik öğretmenin seni yer."

Duyduğum fısıltı ile arkamı dönmüştüm, kimse yoktu. Sağa ve sola bakmıştım, yine kimse yoktu. İçimden 'Sakin ol, Jeongguk. Hiç bir şey duymadın.' diye düşünmüş ve sınıfıma gitmiştim. İlk dersimiz ingilizceydi...

***

Öğle arasına beş dakika vardı ve dakikalar geçmiyordu. Matematik dersindeydik ve bundan kesinlikle nefret ediyordum. Bay Min, küçük ninnoş bedenine rağmen beyaz teni ve kısık kedi gözleri ile çok sert biriydi ve kesinlikle uyumama izin vermezdi, özelliklede benim uyumama!

Zil çaldığı zaman hızlıca çantamı toplamış ve sıranın üzerinde ki, dolabıma koyacağım kitaplarımı elime almıştım. Hızlıca kapıdan çıkmış ve koridordaki dolabıma ilerlemiştim. ("Evet, dolapları sınıflarında değil bildiğiniz Amerika'da olduğu gibi koridorda ve çelik ya da demir dolaplar, tahtadan değil.")

Dolabımın şifresini girip açmam ile kapanması bir olmuştu çünkü Taemin,  arkadan hızlıca dolabımın kapağını itmiş ve beni kendi ile dolabın arasına sıkıştırmıştı. "Dünkü iş bitti sanma, Jungkook. Seni fena benzeteceğim." demişti, yine kıkırdamıştım. Buna sinir olduğunu biliyordum, onu sinir etmek hoştu. "Ne gülüyorsun lan, orospu çocuğu." dediğinde, gülüşüm solmuştu. Tamam bu kelimeyi öz aileme karşı kullanabilirdi fakat beni büyüten onlar değildi. Ve bunu en iyi bilen o olmasına rağmen böyle kelime kullanması, gözümün kararmasına neden oluyordu.

"Vur, ona. Hastanelik olasıya kadar döv onu. Bırak acı içinde sürünsün, sen kazan. Onu döv, sen ondan üstünsün. Ona vur."

Yine aynı fısıltıyı duyduğum zaman kendime engel olamamış ve Taemin'i yakasından tutmuştum, elimdeki kitaplar yere düşmüştü fakat şuan bunlar umrumda değildi. Ani hareket ile yerlemizi değiştirmiş ve bu sefer ben onu dolapla arama almıştım. Tam yumruk atacağım zaman Solar bana seslenmişti. "Jungkook!" kendime geldiğim zaman vuracağım korkusu ile gözlerini kapalı olan Taemin'i sert bir şekilde dolaba çarparak bırakmıştım.

Yerdeki kitaplarımı alıp Solar'a dönmüştüm. "Bay Min seni öğretmenler odasına çağırıyor." dediğinde başını sallamış ve hâlâ dolaba yaslı olan Taemin'i ittirmiştim. Kitapları dolaba koyup, kitledikten sonra Bay Min'in yanına gitmiştim. Kapısı açık olan öğretmen odasına girdiğim zaman Bay Min'in gözleri direkt beni bulmuştu.

"Beni çağırmışsınız, Bay Min." dediğimde kafasını sallamıştı. Yanında oturan Bayan Chung, sesimi duyduğu an ellerini çenesi altına koymuş ve  beni baştan aşağıya süzmüştü. "Evet, Jungkook. Dudağına ne oldu?" diye sorduğunda affallamıştım. Kaşlarımı kaldırıp, Bay Min'e baktığım zaman o da kaşlarını cevap beklercesine kaldırıp indirmiştim.

Tamam Bay Min, Jimin Hyung'un yakın arkadaşı olabilirdi. Beni çok severdi ve kesinlikle derslerinden geri kalmamı istemezdi. İlk iki sene boyunca gayet rahattım fakat bizim sınıf öğretmenimiz olduğundan beri bana daha çok dikkat ediyordu. Hâlâ bir cevap vermediğim zaman "Kavga mı ettin?" dediğinde, kafamı sallamıştım.

"Peki Jimin'in haberi var mı!?" dediğinde yine kafamı sallamıştım. Gözlerini kapatıp derin bir nefes aldığı zaman ağzını bir şey demek için aralamıştı fakat ondan önce konuşan kişiyle susmak zorunda kalmıştı.

"Yoongi sevgilim, üstüne çok gidiyorsun. O daha çocuk, kavga ederek büyüyecek."

***

Bir sonraki bölümde görüşürüz.

Sizi seviyorum.

💜

Satan | TaekookWhere stories live. Discover now