Challenge -Drarry

41

Weasleyler'in evinden ayrılır ayrılmaz Remus ve Sirius, Potter evine cisimlenmişti. Sirius ve Remus şömineden gelmek yerine cisimlenmeyi tercih ettikleri için kapıyı çalmışlardı. Kapıyı Lily açmıştı. Onları içeri kabul ederken yüzlerindeki tuhaflık gözlerinden kaçmamıştı, özellikle Remus... Onu hiç bu kadar sinirli gördüğünü hatırlamıyordu.

James arkadaşlarına hoş bir gülümsemeyle "Hoş geldiniz." dedi.

Remus kaşlarını çattı. "Hiç hoş gelmedim James. Sana sadece bir soru soracağım ve bana dürüstçe cevap vereceksin. Harry'i gerçekten evlatlıktan reddettin mi?"

James gelen soruyla kaşlarını çattı. "Siz bunu nereden öğrendiniz?"

"Doğru yani." dedi Remus. Harry'nin onlara böyle bir konuda yalan söyleyeceğini düşünmüyordu. Ancak yanlış anlamasını umuyordu.

"Doğru. Bir ders alması gerekiyordu."

Remus, James'a yumruk attı. James beklemediği yumruk karşısında sersemlemişti. "Sana yazıklar olsun." dedi Remus ve evi terk etti. Sirius, Remus'un peşinden gitmek ve James'ın yanında kalmak arasında birkaç saniye bocalamıştı. Remus'un peşinden gitmeye karar verdi. Ancak dışarı çıktığında Remus çoktan cisimlenmişti. İç çekti. Geri dönmek yerine evine cisimlenmeyi tercih etti. Onu evde bekleyen bir kızı vardı ve herkesin sakinleşmek için biraz zamana ihtiyacı vardı.

Damien şaşkınlıkla babasını ve babası gibi sevdiği adamları izlemişti. Babasının gerçekten Harry'i evlatlıktan reddettiğini inanmak istemiyordu. Fark etti, Harry bu yüzden bebeği kaybetmişti. Babası maç günü ona onu evlatlıktan reddettiğini söylemişti. Bunu anlamasıyla kalbinin acıdığını fark etti. Harry ve Draco'nun bebeği kaybetmelerinin sebebi gerçekten babasıydı.

Lily, James'a acıyarak baktı. "Görünüşe göre, Remus'u da kaybettin, tıpkı Harry'i kaybettiğin gibi."

"Ben Harry'i kaybetmedim. Yaptığı hatayı fark edecek ve gelip benden özür dileyecek. Sadece hatasını anlayana kadar ona biraz sert davranıyorum. Şimdi bana kızıyorsun ama gelecekte ne kadar doğru yaptığımı sende anlayacaksın."

"Doğru yaptın öyle mi?" diye sordu Lily. "Doğru yaptığını düşünüyorsan bunu neden Sirius ve Remus'tan sakladın. Onlardan hiç bir şey saklamayan sen, neden Harry'i evlatlıktan reddettiğini sakladın? Doğru yaptıysan, her zaman aklı başında ve sakin olan Remus, neden seni yumruklayacak kadar çıldırdı?" Lily gerçekten kocasına acıyarak baktı ve salonu terk etti.

**

Remus, evine cisimlenmek yerine Üç Süpürge'ye cisimlenmişti. Bir şeyler içmeye ihtiyacı vardı ve onun evinde içki bulunmazdı. Üç Süpürge her zaman olduğu gibi kalabalıktı ancak hınca hınç dolu değildi. Bunda hafta içi olmasının da payı büyüktü.

Severus Snape, ayıp olmasın diye Weasleylerin evinde kısa bir süre daha kalıp kendini dışarı atmıştı. O yalnız bir adamdı. Onun akşamları sakin ve huzurlu geçerdi. Uzun zamandır böyle hareketli bir gece yaşamamıştı. Biraz kafa dağıtmak için Üç Süpürge'de içmeye gelmişti ki, daha sadece dakikalar önce gördüğü adamla burada karşılaşmayı beklemiyordu. Üç Süpürge'deki her masa dolu olduğu için en azından meslektaşının masasına oturmayı tercih etti.

Remus, masasına oturan kişinin Severus Snape olduğunu gördüğünde şaşırdı. "James, hakkında söylediklerinde ne kadar haklı olduğunu mu söylemeye geldin?"

Severus şaşırmıştı. Bu şekilde karşılanmayı beklemiyordu. "Seni göreli fazla zaman olmadı ancak sorhoş olacak kadar içmeyi başardın mı? Sadece tüm masalar dolu olduğu için buradayım. Peki ya sen neden burada yalnızsın? Black nerede?"