7

15.1K 1.3K 2.6K
                                    

İlk görevin sona ermesiyle birlikte herkesi bambaşka bir heyecan sarmıştı. Bu yıl Üç Büyücü Turnuvası'na özel, noelde okulda balo yapılacaktı. Böylece üç okuldan öğrencilerin birbiriyle kaynaşması planlanıyordu. Herkes baloya kiminle gideceğinin heyecanına kapılmıştı. Birbirini baloya davet eden edeneydi.

Harry ise sadece balonun gelip geçmesini istiyordu. Onun için gecenin bir felaket olacağından emindi. O dans etmeyi bilmezdi ve şampiyonlardan biri olduğu için açılış dansını yapanlardan biri olacaktı. Dahası onu baloya davet eden edeneydi çünkü ilk görevi rekor bir sürede tamamladığı için birazcık popüler olmuştu.

Ron iç çekti. Kesinlikle Harry'den daha kötü durumdaydı. "Bir alfa olmak çok zor dostum. Hangi omega benimle baloya gitmeyi kabul eder ki?"

"İnsanları kırmadan, kibarca reddetmek de hiç kolay değil."

"Neden sadece içlerinden birini kabul etmiyorsun ki?"

"Sadece baloda eş olmak için sormuyorlar ki, sonrasında aramızda bir şeyler olur ümidiyle soruyorlar."

"Neden bir şans vermiyorsun peki?"

"Kimseyle çıkmak gibi bir düşüncem yok. Turnuva gibi bir sorunum varken bir sevgiliyle uğraşamam. Hala yumurtanın ne anlama geldiğini çözemedim."

Ron birden heyecanla sordu. "Peki neden iki yakın arkadaş olarak biz gitmiyoruz? Çift olmak gibi bir zorunluluğumuz yok. Birer alfa ve omega olarak birlikte gidebiliriz."

Harry düşünceyle kaşlarını çattı. Aslında güzel fikirdi. Fakat Hermione'yi düşünmeliydi. Aslında konuyu nasıl Hermione'ye getireceğini düşünüyordu ve Ron bunun yolunu açmıştı. "Neden benim yerime Hermione'ye teklif etmiyorsun?" Harry Ron'un şüphelenmemesi için utanıyormuş gibi yaparak ekledi. "Aslında birinin teklif etmesini bekliyorum."

Ron şaşkınlıkla sordu. "Kimseyle çıkmak istemediğini söylemiştin."

"Hala istemiyorum ama bu kimseyi beğenmediğim anlamına gelmiyor."

"Kim peki?" diye sordu Ron merakla.

"Söyleyemem." dedi Harry. Rastgele birinin adını söyleyemezdi. Arkadaşları bu işin peşini bırakmazdı. Durduk yere biriyle arasını yapmaya çalışırlardı. "Hem pek bir umudum yok. Beni çağıracağını sanmıyorum. O ve ben imkansızız ve onun zaten bir eşi var gibi."

"Oh..." dedi Ron. Gözleri bir gizemi çözmüş gibi parladı. Harry'nin sırtını sıvazladı. "İnan bana böylesi daha iyi."

Harry ona anlamaz bakışlarla bakarken Hermione yanına oturup kitapları sıraya bıraktı. Profesör McGonagall'ın ödevi için kütüphaneye uğramıştı. Bu yüzden kahvaltıya geç kalmıştı. "Günaydın çocuklar." dedi.

Harry ve Ron ona günaydın derken Harry dirseğiyle Ron'a vurdu. Ardından "Ron'un sana sormak istediği bir şey var Hermione."

Hermione gözlerini Ron'a dikerken Ron birden heyecanlanmıştı. "Şey..." dedi. "Ben düşündüm ki, neden iki arkadaş baloya beraber gitmeyelim ki? Tabi berber gitmek istediğin başka biri yoksa?"

Hermione gülümsedi. Arkadaş oldukları için Ron'un onu davet etmesini beklemiyordu. "Baloya seninle birlikte gitmekten memnun olurum Ronald Weasley."

Harry arkadaşlarına gülümsedi. Sorunsuz bir şekilde partner bulma fırsatını elinden kaçırmıştı ama arkadaşları adına mutluydu. Damien derse gitmek için yanından geçerken onu durdurdu.

"Hey Damien! Son ana kadar kimseyi bulamazsam beni baloya sen götürür müsün?"

Damien gözlerini devirdi. "Sence baloya kardeşiyle gidecek kadar zavallı mı görünüyorum? Ben bir Potter'ım Harry. Öyle bir şey mümkün değil. Hem seni davet eden onlarca kişiden birini seç gitsin."

Challenge -DrarryWhere stories live. Discover now