37

12.3K 979 1.3K
                                    

Bir gün Draco'ya eve döndüğü için gerileceğini söyleseler inanmazdı. Ancak şu anda Malfoy Malikanesi'nin önünde dururken en az Harry kadar gergin ve heyecanlıydı. Yine de kendi ebeveynlerinin yanına gidecekleri için cesaret verircesine Harry'nin elini tuttu ve kapıyı çaldı. Evdeki en yetkili ev cini olan Mart açtı kapıyı. Saygıyla onları selamladı.

"Hoş geldiniz Varis Malfoy ve eşi."

Draco kaşlarını çattı. Varis mi? Hala varis olarak görülüyor muydu? Babası onu evlatlıktan reddetmese bile en azından varisi olmaktan çıkarmalıydı. Diğer aileler hala varis unvanını taşıdığını bilseydi olay çıkarırdı. Başka çocuğu olmasa bile babası varis konumu için damarlarında Malfoy kanı akan birini evlat edinebilirdi. Anne tarafından Malfoy olan biri kolaylıkla Malfoy hanesinin gelecekti lordu olabilirdi.

Ev cini onları içeri buyur ederken Harry'nin elini bıraktı. Asilzadeler aile büyüklerinin yanında eşlerin birbiriyle yakınlaşmasını hoş karşılamazdı. Annesi ve babası salonda oturmuş fısıldaşıyorlardı ki, ev cininin içeri girmesiyle sustular.

Mart, görüneni ilan etti. "Varis Malfoy ve eşi geldiler efendim."

"Tamam Mart, çekilebilirsin."

Narcissia zarif bir hanımefendiye yakılmayacak şekilde koşarak oğluna sarıldı. "Draco... tatlım..."

Annesinin ona sarılmasıyla onu ne kadar çok özlediğini fark eden Draco sarılmasına karşılık verdi. Narcissia oğlunun kolları arasından sıyrılıp yüzünü okşadı. Ardından Harry'e sarıldı. Harry kendisine sarılmasını beklemediği için şaşırmıştı ancak sarılışına karşılık verdi.

Lucius ile Draco göz göze geldi. Lucius masayı gösterdi. "Geçin, önce yemek yiyelim."

Masaya oturduklarında ev cinleri tarafından hazırlanan yemekler kendiliğinden masanın üzerinde belirdi. Narcissia gülümsedi. "Neden yemek yerken biraz sohbet etmiyoruz? Harry, tatlım, üzgünüm, senin ne sevdiğini bilmediğim için sadece Draco'nun en sevdiği yemekleri yaptırdım."

Harry aceleyle söyledi. "Önemli değil. Yemekler gerçekten çok güzel gözüküyor."

Yavaşça yemek yemeye başladılar. Ancak gençler neden çağrıldıklarını bilmedikleri için hala gergindiler ve yemeklerin tatlarına odaklanamıyorlardı. Sadece yiyorlardı. Ortamdaki sessizliğe daha fazla dayanamayan Narcissia eşine seslendi. "Lucius, hayatım, artık konuya girsen mi?"

"Oh... Peki." dedi Lucius ve çatalını bıraktı. Narcissia ile birlikte neler konuşacaklarını uzun uzun düşünmüşlerdi. Harry'e baktı. "Öncelikle Harry sana karşı değiliz. Senin yerinde kim olsa karşı olurduk."

"Lucius!" diye uyardı Narcissia onu. Ardından gözlerini devirdi ve sözü aldı. "Lucius'un demek istediği Harry, kişisel olarak sana karşı değiliz. Oğlumuzun sevdiği biriyle evlenip mutlu bir evlilik yapması, elbette bizi mutlu eder."

Lucius eşini onayladı. "Size kızgın değiliz. Draco'nun evden ayrıldığı gece evden ayrılmasına ben izin verdim. Kendi seçimini yapmasını, kendi yolunu bulmasını istedim."

Narcissia devam etti. "Mutlu olmanızı istiyoruz ve kalplerimizde sizi destekliyoruz. Bir anne baba olarak gerçek hislerimiz bunlar."

Draco ve Harry şaşkınlıkla onlara bakıyordu. Konuşmanın bu kadar iyi ilerleyeceğini düşünmemişlerdi.

"Ancak..." dedi Lucius. "Bunu Malfoy hanesinin Lordu olarak kabul edemem. Malfoy adı her zaman gücün sembolü oldu. Asilzadelerin en önde gelen ailesinin lideri olarak tabuyu kıran oğlumu destekleyemem."

Narcissia devam etti. "Kalplerimizde sizi desteklesek bile sizi dışarıya karşı koruyamayız. Toplumumuz buna izin vermez. Bir anne ve baba olarak başarısız olduğumuzu biliyoruz. Siz bir çok sorun yaşarken sizin için yeterince şey yapamıyoruz."

Challenge -DrarryWhere stories live. Discover now