40

12.2K 979 1.8K
                                    

Geçen bölüm çok kötü bitmişti, sizi bir gün bekletmek istemedim. İyi okumalar...

Maç bitip de çadıra döndüklerinde Weasley Ailesi, Harry ve Draco'yu görememişti. Endişeyle Hermione, Harry'e patronusunu gönderdi. O sırada hastanede Harry'nin başucunda bekleyen Draco, Hermione'nin patronusunu tanıdı. Diğerlerinin onlar için endişelenebileceği ancak o zaman aklına geldi. Kendi patronusunu Hermione'ye gönderip onları bilgilendirdi.

Weasleyler, telaşla hastaneye cisimlendiler. Draco, Harry'nin ciddi bir düşük tehlikesi atlattığını ama şimdi iyi olduğunu onlara açıkladı. Onunla birlikte hastanede kalmak istediler, özellikle Hermione ve Ron. Ancak Draco onları eve gönderdi.

Gecenin ilerleyen saatlerine doğru Harry uyandı. "Su, su..." diye mırıldandı.

Sandalyenin tepesinde tavşan uykusuna yatmış olan Draco, onu duyar duymaz gözlerini açtı ve su içmesine yardımcı oldu. "Nasılsın Harry? Daha iyi misin?"

"Evet..." diye mırıldandı Harry. Ancak sesi bir garipti.

"Ne oldu Harry? Bir sorun mu var?" diye sordu Draco kaşlarını çatarak.

Harry'nin elini karnına gitti. "Ben bir kez daha o adamın çocuğumuzu bizden almasına izin verecektim. Ya onu kaybetseydik? Ya onu da kaybetseydik? Benim yüzümden..."

"Hayır, hayır Harry. Senin bir suçun yok." dedi, uzanıp Harry'nin alnını öptü, saçlarını okşadı. "Senin bir suçun yok." diye tekrarladı. O adamın suçuydu. Bu sefer Harry'nin hamile olduğunu bilerek Harry'nin üzülmesine sebep olmuştu, onun canını yakmıştı. Onu affetmeyecekti.

Harry'nin gözünden bir damla yanağına aktı. "Çok korktum, Draco. Ona da bir şey olacak diye çok korktum."

Draco uzanıp yanağını sildi. "Ağlama. Yalvarırım ağlama. Sen böyle ağladığında göz yaşlarını durdurmak için benim elimden hiç bir şey gelmiyor ya... İşte o zaman kalbim kırılıyor. Yalvarırım ağlama."

Harry, Draco'ya sarıldı. Geri çekilip göz yaşlarını sildi. "Artık ağlamayacağım. Hadi yanıma gel, birlikte uyuyalım." Draco, Harry'nin onun için açtığı boşluğa uzanıp Harry'i kucağına çekti. "Korkma..." diye fısıldadı. "Bu sefer hiç bir şey olmayacak. Onu birlikte büyüteceğiz."

Ertesi gün şifacı ufak bir kontrolden sonra taburcu olabileceğinin müjdesini vermişti. Ayrıca bebeğin cinsiyetini de söyledi. "Bebeğiniz bir erkek olacak."

Draco ve Harry şaşkınlıkla ve mutlulukla birlikte birbirlerine baktı. Şifacı, Draco'ya bir liste uzattı. "Kendini daha hızlı toparlayabilmesi için bu iksirleri içmesini tavsiye ederim. Üzüntüden ve stresten uzak durmalı. Sinirlenip, heyecanlanmamalı."

Draco, şifacının uzattığı listeyi alırken yeni iksirleri yapmasını Severus'tan rica etmeyi aklına not etti. Harry ise "Bundan sonra dikkatli olacağım şifacı." dedi.

"İyi günler." dedi şifacı ve bir gülümsemeyle odadan ayrıldılar.

Hastaneden ayrılmak için toparlanırlarken Harry sordu. "Aklında bir isim var mı Draco?"

Draco şaşırmıştı. "Hayır, henüz düşünmedim. Senin aklında bir isim var mı?"

Harry başıyla onayladı. "Percy. Percival Lucius Malfoy."

"Bebeğe babamın adını mı vermek istiyorsun?" diye şaşkınlıkla sordu Draco.

"Evet ve Profesör Dumbledore'un adını. Biliyorsun tam adı; Albus Percival Wulfric Brain Dumbledore. Ona bir can borcumuz var Draco. En azından onun için bu kadarını yapabiliriz."

Challenge -DrarryWhere stories live. Discover now