GECE MAVİSİ▪️36

2.8K 205 69
                                    

Herkes birbirine bir şeyler söylüyordu. Hepsinin ayrı bir planı vardı. Cansel ve Befa babaanne, dil döküp onları vazgeçirmeye uğraşırken ben, sessiz kalmıştım. Söyleyecek hiçbir şeyim yoktu. Ağzımı açsam, kardeş olduklarını haykıracaktım.

Herkes telaşla bir şeyler söylerken salonun girişinde tanıdık bir yüz belirdi. Kollarını göğsünde bağlayarak kapı kenarına yaslandı. Yarım ağız sırıtarak tartışanları dinliyordu. Kimse henüz geldiğini fark etmemişti.

"Oğlum, adamın evi belli! Gidip, basalım!" dedi Ediz, öfkeyle.

Deniz, şakaklarını ovalayarak ciddiyetle ikizine baktı. "Lan, oğlum! Adam boş mu geziyor sanki? Anlamayacak mı basacağımızı?"

"Ne kadar da basit düşünüyorsunuz?"

Herkesin bakışları kapıya yaslanmış Eymen'e kaydı. Cihan'ın kaşları hızla çatılırken hızlı adımlarla ona doğru ilerleyerek yakasına yapıştı. Befa babaanne, korkuyla onlara bakarken Cansel, koluna girerek onu durdurdu.

"Senin Aykut'la ne alakan var, lan?" diye bağırdı Cihan. Eymen ise keyfinden asla ödün vermiyordu. Göğsünün üzerinde bağlı olan kollarını çözerek yakasını tutan ellerin üzerine koydu.

"Yaralısın, kendine dikkat etmelisin." dedi keyifle. Cihan'ın ellerini iterek yakasını düzeltti. "Hem, bir şeyler öğrenmek istiyorsan biraz medeni davran."

Cihan'ın çenesi seğirirken artan öfkesini hepimiz hissediyorduk. "Medeniyetini sikerim senin, konuş lan!"

"Niye bana soruyorsun ki?" dedi Eymen. Ardından içeriye doğru ilerleyerek kendini koltukların birine bıraktı. "Aranızda sırrı olan bir tek ben miyim?" dedikten sonra gözleri gözlerime değdi.

Deniz, duruma hemen el koyarak Cihan'ın dikkatini dağıttı. "Kesin para teklif etmiştir." dedi sakince. "Eymen'i hepimiz biliyoruz. Para söz konusuysa kendini bile satar."

Ediz, tek kaşını kaldırarak bir Eymen'e bir bana baktıktan sonra ikizine döndü. "Diyelim ki öyle, neden buraya geldi o zaman?" dedi merakla.

Cihan, şakaklarını ovalayarak Eymen'e baktı. "Dua et, babaannem var arada." dedi öfkeyle. "Yoksa ölmüştün."

"Ya, öyle mi?" diyerek annesine baktı Eymen. "Ee anne, senin diyecek bir şeyin, anlatacak hiçbir sözün yok mu? Belki ağabeyimle ilgili..."

Herkesin bakışları Befa babaanneye döndüğünde dayanamayıp araya girdim. "Görmüyor musunuz? Bizi birbirimize düşürmeye gelmiş." Ayağa kalkarak Cihan'ın yanına geçtim. Koluna dokunarak kalktığım yeri işaret ettim. "Yeni ameliyat edildin, çok kan kaybettin. Otur ve dinlen." İtiraz eden bakışlar attığında onu koltuğa doğru iteledim. Bu kez itiraz etmek yerine kalktığım yere oturarak başını arkaya yasladı.

Eymen, gülerek hepimize baktı. "Ohoo." dedi keyifle. Ellerini başının arkasına koyarak, "Nedir sizi bu kadar tedirgin eden?" diye sordu irdeleyici tavırla. "Sonuçta Aykut, ezelden düşmanınız." Bakışlarını Cihan'a doğru çevirerek, "Sanki babanın oğlu." dediğinde sertçe yutkundum.

Ediz, öfkeyle Eymen'e yaklaşarak elini koltuğun arkasına koyup üzerine doğru eğildi. "Bana bak, resimli..." dedi tehditkar bir şekilde. "Ya dilinin altındaki baklayı çıkar ya da ben, dilini sökmeden def ol, git."

Ediz'in tehditkar tavrı karşısında hiç istifini bozmadan oturuyordu Eymen. Burnunun üzerini kaşıyarak başını sağa doğru eğdi. "Ya siz, Aykut'un vurduğunu düşünüyorsunuz, değil mi?" dedi merak ediyormuş gibi sahte bir tavıra bürünerek. "Hatta ve hatta, ağabeyimi ve Veysel'i de onun öldürdüğünü düşünüyorsunuz."

GECE MAVİSİWhere stories live. Discover now