GECE MAVİSİ▪️10

5.3K 364 44
                                    

ARKADAŞLAR. 

GÖRÜYORUM OKUYORSUNUZ. 

YORUM YAPARSANIZ DA PARMAKLARINIZ İNCİNMEZ HANİ :D

▪️



Tekneye görevlinin yardımı ile bindikten sonra bir başka görevlinin yönlendirmesi ile üst kata çıktık. Tekne öyle küçük bir tekne değildi. Lüks bir yatın minimal hali gibiydi. Üst kat merdivenlerini tamamen çıktıktan sonra Ediz ile karşılaşmak beklemediğim bir şeydi.

Arkamdan merdivenleri çıkıp olduğumuz yere ulaşan Aykut'u görünce Ediz'in kaşları çatıldı. Görevli kadın, "Lütfen rahatınıza bakın. Cihan Bey'de teşrif ettiğinde Bay Stevan Hans'da aranıza katılarak, toplantıyı başlatacak." dedi.

Aykut, elini belime yerleştirerek beni yönlendirdiğinde masaya yaklaşıp bir sandalye çekerek oturdum. Ediz, gözlerini bir an olsun üzerimden ayırmadan beni izlerken Aykut'da yanıma oturdu.

"Demek senin tasmanı tutan, Aykut Keskin'di." dedi gözlerini ağır bir şekilde Aykut'a çevirirken.

"Biz Aykut'la yan yana yürüyoruz ama görüyorum ki sahibin seni buraya bağlayıp da gitmiş." Sözlerim onu sinirlendirirken ben keyifle gülümseyerek arkama yaslandım.

On dakika sonra Cihan, telefonda konuşarak bulunduğumuz yere teşrif etmişti. Gözleri benim ve Aykut'un arasında mekik dokurken, "Aynen Deniz, elli bin Türk lirası." dedi. Ardından telefonu kapattıktan sonra Ediz'in yanına ilerledi.

"İşimizin bu kadar kolay olacağını bilseydim gelmezdim, sen tek de halledebilirmişsin." dedi, Ediz'e karşı. Ardından yanındaki sandalyeyi çekerek oturdu.

Aykut, keyifli bir sesle, "Beni hafife almayın Cihan Bey." dediğinde Cihan, gözlerini kısarak onu süzdü.

"Sen, benim dikkate aldığım bir şey bile değilsin. Hafife almam seni fark ettiğim anlamına gelir. Silik bir bedensin benim için. Babasının enkazı altında boğuşan bir adamsın, o kadar."

Aykut'un az önceki keyifli hali yerini karanlık bir tavra bırakırken Cihan'ın gözleri bana döndü. Beni uzun uzun süzdükten sonra, "Seni kimin dolduruşa getirdiği anlaşıldı." dedi sinirli bir şekilde. Ama siniri bana değildi. "Omzun nasıl?"

"Sanane?"

Yüzüne çarpık bir gülüş yerleşirken, az önce bizi yönlendiren kadın ve peşinden sarışın bir adam bulunduğumuz yere geldi. Bu, Stevan Hans olmalıydı. İhaleyi açan firmanın sahibi. Hepimiz ayağa kalktık. Bay Hans, masanın başına geçerek gülümseyerek bize baktı.

"Guten Morgen. Herzlich willkommen." dedi gülümseyerek. "İki rakip firmayı aynı masada ağırlamak benim için bir şeref."

Aksanlı sesi ve güleç yüzüyle bizleri selamladıktan sonra eliyle oturmamızı işaret etti. Hep beraber oturduğumuzda Bay Hans, kadının önünde bıraktığı dosyayı açtı.

"Akınay Holding ve Keskin Gemicilik." dedi dosyayı incelerken. Ardından gözleri bize döndü. "Dereceleriniz çok iyi."

Cihan, gülümseyerek, "Hiç çekinmeden söyleyebilirim ki Bay Hans, bu işin en iyisi biziz. Diğerleri yalnızca bir taklit." dedi kendinden emin bir şekilde. Bay Hans, kaşlarını havaya kaldırarak bize baktı.

"Protzig (iddialı). Siz ne düşünüyorsunuz bu konuda?"

Aykut, söze girecekken araya girdim. "Herkes efsane olabilir Bay Hans, ancak daha iyi bir efsane çıktığında herkes eski efsaneyi unutur." Aykut, sözlerimden memnun bir şekilde gülümserken Bay Hans, değişik bir mimik yaparak dudaklarını ısırdı.

GECE MAVİSİHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin