GECE MAVİSİ▪️30

3.7K 231 60
                                    

Burun buruna gelmiş iki keçiyi birbirlerinden ayırmaya çalışıyordum ama ikiside mıh gibi yerlerine çakılmıştı sanki. Eymen, alaycı tavırlarıyla Cihan'a bakarken, Cihan öfkeden deliye dönüyordu. İkizler ise sırıtarak onları izliyordu. Ayırmak için hiçbir şey yapmıyorlardı. Cansel'in de benim gibi yüzünde endişe olsa da yine de karışmıyordu.

Eymen, keyifli bir şekilde ellerini cebine sokarken, "Anlaşılan beni çok özlemişsin, yeğenim." dedi Cihan'a doğru sırıtarak.

Cihan, dişlerini sıkarak bir adım daha yaklaştı amcasına. Yani, onunla hemen hemen aynı yaşlarda olan amcasına. "Öyle çok özledim ki boynunu kırmamak için zor duruyorum."

Eymen, dudaklarını bükerek bir ayak topuklarının üzerine bir ucuna çıkarak sallandı. "Süpriz oldu seni burda görmek." diyerek pek memnun olmadığını belirtti.

Befa teyze, olaya el atarak en sonunda değneğini aralarına soktu. "Bağa bakın uşaklar! Afkurmayun! Kuduz olmiş it gibi birbirinize bakaysınız!"

Eymen, gözlerini yavaşça annesine çevirdi. "E anne, Cihan'ın geleceğini haber vermedin. Bizde süpriz karşısında şaşkınız."

Befa teyze, öfkelenerek elindeki değneği Eymen'in bacağının arkasına vurdu. "Ula fışkı yiyesice! Serseruluk edeceğune, ananla dursaydun, öğrenirdun!" diyerek bağırdığında, Eymen ellerini cebinden çıkararak teslim oluyormuş gibi kaldırdı.

"Tamam ana, ayıp olayi." dedi Karadeniz ağzına bürünerek. Gülerek beni gösterdi. "Misafir var." Beni baştan aşağı süzerek, "Sarışınlar tipim değil demiştim ama fena da parça sayılmazsın." dediğinde Cihan'ın elleri saniyesinde Eymen'in yakasına yapışmıştı.

"Lan, sana bir kez söyleyeceğim! Zümra'nın değil adını anmak, göz teması bile kurmayacaksın. Yoksa o gözlerini oyar, ellerine veririm."

Eymen, ellerini Cihan'ın bileklerine koyarak onu itekledi ve yakasını kurtardı. "Zeynep duysa çok üzülür." dedi yalandan üzgün bir tavırla.

"Yeter!" diyerek aralarına girdim. Gözlerimi Eymen'in gözlerine kenetlerken, "Hakkımda konuşurken, kelimelerini düzgün seç. Yoksa ben sana seçmesini çok acı şekilde öğretirim." dedim tehditvari bir şekilde. Bir obje veya eşya değildim. Bende 'parça' diyerek bahsedemezdi. Cihan, keyifli bir şekilde bize bakarken bu kez ona döndüm. "Sende sahibimmişsin gibi sağa sola yargı dağıtma. Biz, sevgiliyiz. Kendimi bende gayet iyi bir şekilde ifade edebilirim."

Eymen ve Cihan, şaşkın bakışlarla bana bakarken Befa teyze, başını dikleştirdi. Ellerini değneğinin üzerinde birleştirirken, "Duydunuz zilun sesunu." dedi oğluna ve torununa bakış atarak. Gözleri benimle buluştuğunda yüzünde memnun bir ifade vardı. "Hakikatli kizmuşsun. Helal olsun."

Gülümseyerek başımı salladım. Deniz, "Ula benden başka acukan yok mu da?" diyerek hepimizin dikkatini çekti.

Befa teyze, "Uşak doğru deyi. Haydin, bir şeyler hazur edelum da yiyelum." diyerek salonun çıkışına doğru ilerledi. Herkes peşinde takıldığında ben de gidecektim ki Cihan'ın kolumu tutan eli buna mani oldu.

Odadaki herkes çıktığında biz başbaşa kalmıştık. Cihan alt dudağını dişlerinin arasına alarak gözlerini üzerimde gezdirdi. "Ne bakıyorsun, Cihan? Tren mi geçiyor?" dedim kolumu kurtararak. Cevap vermediğinde tekrar gitmek için hareketlenmiştim ki bu kez belime sarılan kollarla Cihan'ın bedenine sabitlendim.

"Ula..." dedi dudaklarıma bakarak. "Karadenuz havasu bir açtu benu. Senu açmadu mi?"

Ellerime omzuna koyup itmeye çalışırken, "Açmadu!" dedim, onu taklit ederek.

GECE MAVİSİWhere stories live. Discover now