Başlamadan önce lütfen burayı okuyun. Yorumunu hiç görmediğim, vote bile vermeyen arkadaşlar sırf yeni bölüm için, 'Yeni bölüm ne zaman gelecek?' yazıp duruyor.
Yorum yaparsanız narin parmaklarınız incinmez bence.
Keyifli okumalar.
Elleri naif bir şekilde saçlarımın arasında gezerken benim elim kalbinin üzerindeydi. Başımı biraz yukarıya çevirerek yüzümü boyun girintisine yerleştirdim. Kokusu ciğerlerime dolarken minik bir buse kondurdum tenine.
"Filmi izlemiyorsun." diye mırıldandı hafifçe gülerken.
"Teninin sıcağı mayıştırdı beni."
Cihan'ın odasında, koca yatağında yatıyorduk. İkimizde yaralı olduğumuz için pek bir yere hareket edemeyince güzel bir film seçip DVD'yi çalıştırmıştık ama Cihan'ın sıcaklığı ve kokusu beni fazlasıyla mayıştırmıştı.
Cihan kıkırdayarak, "Sıcak olan başka yerlerim de var." dedi muzip bir sesle.
Dirseğimin üzerinde doğrularak ona baktım. "Aklın bir an olsun küçük Cihan'dan uzaklaştı sanmıştım ama yanılmışım." Çıkışıma karşılık kaşları alayla havaya kalkarken alt dudağını dişlerinin arasına aldı.
"Küçük olduğunu ne biliyorsun?"
Sinirle inleyerek, "Cihan!" diye bağırdım. Ellerini başının altına yerleştirirken keyifle sırıttı.
"İnlemeni böyle hayal etmemiştim."
Omzuna sert bir şekilde vurduğumda acıyla inledi. "Pislik herif!" dedim sürüne sürüne yatağın diğer ucuna geçerken. Bağırarak, "Deniz!" diye seslendim.
"Ne yapıyorsun? Niye çağırdın o zevzeği şimdi?"
Sorusunu duymamazlıktan gelerek bir kez daha, "Deniz!" diye seslendim. Saniyeler sonra kapı açılarak içeriye Deniz ve Cansel girdi.
Deniz telaşla bana yaklaştı. "Maviş, ne oldu? Düştün mü yoksa?" dedi, beni süzerek iyi miyim diye kontrol ederken.
"İyiyim, iyiyim. Al beni salona götür. Bu hayvanla tek kalmak istemiyorum."
Deniz ve Cansel, gözlerini kırpıştırarak bize bakıyordu. Deniz'in gözleri Cihan'a takıldığında sertçe yutkundu. Başımı ona doğru çevirdiğimde yüzünü anında düzelterek gülümsedi.
"Seni oyarım Cihan, kaş göz yapıp korkutma çocuğu!" Şirince sırıttığında gözlerimi ondan çekerek Deniz'e döndüm. "Sen şimdi götürmüyor musun beni?" dedim imayla.
"Maviş, senden korkuyorum ama Cihan'dan daha çok korkuyorum. Beni varya sike sike çoğaltır."
Başımı sağa eğerek tek kaşım havada ona baktım. Bir Cihan'a bir de bana baktıktan sonra ayağını sertçe yere vurdu. "Oğlum, senden dayak yemek koymaz da Damla'dan yemek koyar adama be. Ben, Damla'yı götürüyorum." diyerek beni hızlı bir şekilde kucağına aldı.
"İyi, bende geliyorum."
Ayağa kalkmak istediğinde Cansel, ağabeyinin yanına geçerek ona yardımcı oldu. Hep beraber odadan çıkarak salona indik. Deniz, beni üçlü koltuğa bıraktıktan sonra ayak ucuma oturdu. Cihan ikili koltukta yerini alırken, Cansel tekli koltuğa geçti.
Ediz ise hepimize şaşkınlık içinde bakıyordu. "Ne oluyor lan? Kavimler böyle göçmedi. Hayırdır?"
İşaret ve baş parmağımın uçlarını birleştirerek, "Bir küçük öküzcük meselesi, Edizciğim. Önemli bir şey değil." dedim imayla.
YOU ARE READING
GECE MAVİSİ
Teen Fiction"Bana düşman mı olacaksın? Ol! Bugün seni öldürür, bir saat sonra adını unuturum! Yolda ayağıma takılan küçük çakıl taşından başka bir şey olamazsın sen!" Öyle sinirli konuşuyordu ki yer gök inliyordu öfkesinden ama karşısındaki kadın gram korkmamı...
