GECE MAVİSİ▪️1

13.6K 561 154
                                    

Yorum yapmayı ve yıldız basmayı unutmayın.

Bölüm müziğini de bir dinleyebilirsiniz bence. 🦋

Keyifli okumalar!

▪️

Lanetini bilmeyen insanlara hayal kurduran bu kasvetli şehrin kuytu sokaklarından geçerken kulaklıklarımda çalan müziğe eşlik ediyordum. Bir elimle de ritm tutarken adımlarımı da ritme uydurmaya çalışıyordum. Çalıştığım kafenin önüne geldiğimde telefonumu cebimden çıkararak müziği durdurdum. Kulaklığımı da üstün körü toparladıktan sonra içeriye girdim. İstanbul'un en işlek caddelerinden birinde olan bu kafenin bugün sinek avlaması oldukça şaşırtıcı bir durumdu. Arka bölümde olan soyunma odasına geçtiğimde çalışma arkadaşım olan Nisan'da üzerini değiştiriyordu. Kendisinden pek haz ettiğimi söyleyemezdim.

"Hayırdır. Yoğun olmamız gerekmiyor muydu?" diye sordum dolabımı açıp kafenin tişörtünü içinden alırken. Nisan, bileğinde bulunan tokasını çıkarıp saçlarını toplarken bana baktı.

"Şu Akınay Holding'in yöneticisi mi ne gelecekmiş. İş yapacağı adamlarla. Neden burayı seçti bende anlamış değilim."

Yalnızca başımı sallayarak onay verdikten sonra gömleğimden kurtulup tişörtü üzerime geçirdim. Çantamı ve eşyalarımı dolaba yerleştirdikten sonra kapağını kapatıp kafenin bar kısmına geçtim.

Sabahçı barista Efe, cimbaliyi temizliyordu. Ona başımla selam verdikten sonra Türk kahvesi makinasının başına geçip makinaya kendim için orta kahve atıp arkamı döndüm. Kalçamı tezgaha dayadıktan sonra Efe'yi izlemeye başladım.

"Niyetin ciddiyse akşam istemeye gel." dedi Efe gülerek. Ardından elindeki bez ile lavaboya ilerledi.

"Ha, ha. Amma komiksin."

Gülüşünden bir şey kaybetmeyerek bana göz kırptı. Efe'yi severdim. Sempatik bir çocuktu. Kıvırcık sarı saçları ona ayrı sempatiklik katıyordu. Zayıf, uzun bir bedeni vardı. Gözleri ela mı yeşil mi çözememiştim ama ona çok yakışıyordu. Benim soğuk ve donuk yapıma rağmen o aşırı derecede sempatik duruyordu. Birbirimize tezat kaçıyorduk ama iyi anlaşıyorduk.

"İşin bittiyse yaylan." dedim mimiklerimi hareket dahi ettirmeden. Efe, bu donukluğuma artık alıştığı için yalnızca gözlerini devirerek karşılık verdi.

Kahve makinasından kahven piştiğine dair ses yükselirken tezgahtan kalçamı ayırıp makinaya döndüm. Fincana kahvemi boşalttıktan sonra masaları düzenleyen diğer elemanlara baktım. Anlaşılan oldukça kalabalık geleceklerdi.

Efe, ellerini kağıt havlu ile kurularken bana döndü ve, "Cimbali temiz, shaker da temiz. Kaşıkları da hallettim. Akşam kapatmadan eksikleri yazmayı unutma. Yarın toptancı gelecek." dedi. Başımla onu onayladım. Peçeteyi çöpe attıktan sonra önlüğünü çıkarıp tezgahın altına koydu.

"Görüşürüz fıstık." dedikten sonra yanağımdan makas aldı. Çatık kaşlarla baktığımda öpücük atarak bardan ayrıldı.

Efe'nin gidişinden çok geçmemişti ki içeriye kalabalık kadın erkek karışık gruplar girdi. Hazırlanan masaya oturduklarında kısa bir göz gezdirdim üzerlerinde.

En baş köşede ağırmış saçlarıyla otoritenin onda olduğunu belli eden ellili yaşların sonunda bir bey vardı. Yanında ise kırmızı elbisesiyle göz dolduran sarışın bir kadın vardı. Kadın her haliyle ben buradayım diye bağırıyordu. Diğer tarafında genç bir erkek vardı. O diğerlerine göre daha pasif gelmişti gözüme. Masada kalan diğer kişiler ya uzak doğudan olanlardı ya da çok batıdan gelenler. Karışık milletler tek masada toplanmıştı. Anlaşılan iş baya bir büyüktü ve önemliydi.

GECE MAVİSİWhere stories live. Discover now