GECE MAVİSİ▪️32

3.2K 208 68
                                    

Mutfağa yaklaşsam da yine de Cihan ile yüzleşmeye korkuyordum. Kapının kenarından kafamı yavaşça uzatarak Cihan'a göz attım. Dolaptan çıkardığı viski şişesini elindeki bardağa döküyordu. Başını bana doğru çevirirken hemen geriye çekilerek duvara yaslandım.

"Bizi dinlediğini biliyorum, Kuzgun kızı. Daha ne kadar köşe kapmaca oynayalım istiyorsun?"

Sözleri tenime minik iğneler gibi batarken derin bir nefes alarak sırtımı duvardan ayırdım. Mutfağa girerek Cihan'a baktığımda o da beni baştan aşağı süzerek en sonunda gözlerime baktı. Elindeki kristal bardaktan bir yudum alarak orta tezgaha ilerledi. Yüksek taburelerden birine oturduktan sonra gözlerini gözlerime kenetledi.

"Bütün gün bakışalım mı, konuşalım mı?"

Sesi mesafeli miydi? Kızgın mıydı? Kırgın mıydı? Çözemiyordum. Öyle güzel gizliyordu ki şu an kendini, ben çaresizce ona bakıyordum. Çıplak adımlarım siyah fayans üzerinde hareketlenerek ona doğru ilerlemeye başladı. Yanındaki tabureye oturup ellerimi kucağıma koydum.

"Bana kızgın mısın?" dedim sakin olmaya çalışarak.

Net bir şekilde, "Hayır." dediğinde bedenim titremişti.

"Kırgınsın o zaman?"

Başını hayır anlamında sallarken bardağını kaldırarak bir yudum daha aldı. Ardından siyah gömleğinin yakasından bir iki düğme açarak derin bir nefes alıp, cebinden sigara paketini çıkardı. İçinden bir dal çıkarıp kıvrımlı dudaklarının arasına alarak çakmakla da ucunu alevlendirdi. Duman dudaklarının arasından firar ederken, sigarayı da dudaklarından uzaklaştırdı.

"Cihan, bir şey söyle." dedim yalvarır gibi.

Parmağıyla beni işaret ederek, "Bence bir şeyler söylemesi gereken sensin." dediğinde bakışlarımı ellerime indirdim.

"Ben," dilimi ucunu ısırdım. Ona gerçeği söylersem ne olurdu? Babaannesine sırt dönerdi. "Ben, sadece..."

"Sadece ne, Zümra?"

Sesindeki sertlik kalbimi sıkıştırırken gözlerimi gözlerine çevirdim. "Ben, ihanet etmedim." dedim titreyen sesimle. "Ben, sana ihanet etmem."

Oturduğum tabureyi tutup kendine çekti. "Sana inanmak istiyorum." diye fısıldadı. "Bunu senden daha çok istiyorum ama Deniz'in anlattığı masal bana gerçekçi gelmiyor!" sesi giderek yükselirken geri çekilmek istediğimde izin vermedi.

"Cihan, lütfen... Sakin ol."

"Sana güvendim." dedi gözlerime bakarak. "Sana kendimden bile çok güvendim belki de. Seni evine bırakıyorum ve çok değil, iki saat sonra Aykut ile buluyorum."

Sözlerinin can yakıcılığına dayanamayarak, "İhanet etmiş olsam, Aykut beni vurur muydu!" diye bağırdım. "Bana tecavüz etmeye kalkar mıydı?"

Gözleri koyulaşırken, dişlerini sıktı. "Sana ihanet etmeyeceğimi sende biliyorsun!" dedim fısıldayarak. Elim yüzüne giderken sakallarının üzerinde dolaştırdım. "Kendimi kaybederim ama seni kaybetmeyi göze alamam."

Bakışları yumuşarken onunda eli tıpkı benim gibi yüzüme değdi. Baş parmağı dudağımdaki yaranın üzerinde dolaşırken, "Bir daha sakın gizli kapaklı iş yapma." diye mırıldandı. Küçük bir çocuk gibi başımı sallayarak onayladım. Dudaklarının kenarı kıvrılırken, "Git, dinlen." dedi geri çekilerek. Ardından ayağa kalkarak sigarasını lavaboda söndürdü.

Oturduğum tabureden inerek son kez Cihan'a bir bakış attım. Mutfak kapısına doğru döndüğüm sırada Cihan, kolumdan tutarak beni kendine doğru çekti. Dudakları anında dudaklarımla buluşurken diğer eli belimin sağlam tarafından sıkıca sardı. Bedenlerimiz birleşirken dudakları da hoyrat bir şekilde dudaklarımı eziyordu. Her hareketi bir öncekinden daha sert daha istekli bir hale dönüyordu.

GECE MAVİSİOpowieści tętniące życiem. Odkryj je teraz