Lütfen emeğimin karşılığı olarak yorum yapmayı ihmal etmeyin.
Keyifli okumalar. ❤️
▪️
Bacağımdaki yaranın izine bakarken aklımı kurcalayan düşüncelere kilit vurmaya çalışıyordum. Aykut'u son görüşümün üzerinden iki hafta geçmişti ve sonrasında hiçbir ses seda çıkmamıştı. Bu sessizlik beni ürkütüyordu.
Bir şeyler planladığına fazlasıyla emindim ama ne yazık ki bunu herhangi bir şekilde öğrenmemin yolu yoktu. Ellerimi saçlarımın arasına geçirirken saç diplerimi ovalayarak masaj yaptım.
Bir çıkmazın içindeydim ve nasıl kurtulacağımı bilmiyordum. Aykut'un tehditleri yüzünden diğerleriyle arama ister istemez bir mesafe koymuştum. Aykut'un onlara zarar verecek olması düşüncesi beni yeterince kahrederken bunun faliyete dökülmesi sonucunda ne yapardım hiçbir fikrim yoktu.
Dişlerimi sıkarak minik bir çığlık attım. Kendime bir çıkış yolu ararken bataklığın iyice dibine çekiliyordum. Derin nefesler alarak sakinleşmeye çalıştım. Telefonumu elime alarak Deniz'in numarasını bulup üzerine tıkladım.
Kulağıma götürerek açmasını bekledim. Çok geçmeden açtığında uykulu bir şekilde, "Rüyanda mı gördün beni, maviş?" diyerek homurdandı.
"Deniz," dedim huzursuz bir şekilde. "Senden bir şey isteyeceğim."
Bir kaç hışırtı sesi geldikten sonra Deniz, az öncekine nazaran daha net bir ses ile, "Hayırdır?" dedi ciddiyete bürünerek.
"Bana Kamer Keskin, ailesi, karısı ve çocuklarıyla ilgili bilgi gerekiyor. Aykut, kız kardeşi, evindeki köpeği nerden aldığına kadar bilmem gerek."
"Damla, sorun ne?" dedi Deniz, merak içinde. "Aykut şerefsizi sana bir şey mi yapmaya kalktı?"
Oflayarak yatağımın üzerine oturdum. "Hayır, öyle bir şey değil. Sana anlatacağım ama aramızda kalacak." Deniz, onaylayan mırıltılar çıkardığında, "Sen, lütfen dediklerimi hazırla. Bir yerde buluşalım. Her şeyi anlatacağım, söz veriyorum."
"Tamam." diyerek onayladı Deniz. "İki saate seni evinden alırım."
"Tamam. Teşekkür ederim. Lütfen kimseye bir şey söyleme. En azından şimdilik."
Deniz, oflayarak, "Tamam lan. Kapat hadi." dediğinde telefonu kapatarak yatağın üzerine bıraktım. Bacağımdaki yeni yeni kapanan yara tatlı tatlı kaşınırken yaranın izin verdiği kadar kaşıdım.
Ayağa kalkarak dolabımdan gri V yaka bluzum ile açık renk yüksel bel kotumu alarak yatağın üzerine fırlattım. Pijama takımımı çıkarıp odanın bir köşesine bırakırken çıkardıklarımı giydim. Saçlarımı tepeden bir topuz yaparak aynadaki halime baktım.
Biraz solgun gözüküyordum. Kendime pek ayırmadığım zaman, şimdi bana göz altı torbası ve morluğu olarak geri dönüyordu. Oflayarak makyaj masama yöneldim. Biraz kapatıcı ve fondöten umarım işimi görürdü. Hoş, bu soluk yüze iyi bir badana lazımdı ama neyse...
Biraz rimel ve dudak rengimin bir ton koyu parlatıcı ile tamamen hazırdım. Yani sanırım. Büyük halka küpelerimi kulağıma takarak ince kısa kolyemi de boynuma taktım. Belki insanlar yüzüm yerine kılığıma dikkat eder ve bu kötü halimi görmezlerdi.
Deniz'i beklerken telefonumu alıp biraz sosyal medyada gezmeye karar verdim. Belki biraz olsun kafam dağılırdı. En azından öyle umuyordum. Aklıma Cihan'ın hesabını kurcalamak geldiğinde profiline girerek fotoğraflarına baktım. Geneli yaz mevsiminden kalma fotoğraflardı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
GECE MAVİSİ
Teen Fiction"Bana düşman mı olacaksın? Ol! Bugün seni öldürür, bir saat sonra adını unuturum! Yolda ayağıma takılan küçük çakıl taşından başka bir şey olamazsın sen!" Öyle sinirli konuşuyordu ki yer gök inliyordu öfkesinden ama karşısındaki kadın gram korkmamı...
