GECE MAVİSİ▪️28

3.8K 250 86
                                    

O kadar emek verip yazmama rağmen gelen yorum sayısı gerçekten hayal kırıklığı.

🔹

Önümdeki tabakta zeytini peynire vurup, peyniri mundar ederken bir yandan da boş gözlerle peynirin dağılışını izliyordum. Babamın defterini bulduğum gün, bem hayatımda tıpkı bu peynir gibi dağılmıştı.

"Peynir sana sağlam kazık attı heralde."

"Ha?" dedim kabaca gözlerimi Elif'e çevirirken. "Anlamadım." Alık alık suratına bakıyordum. Bu Elif'in komiğine gitmiş olacak ki, ağzına attığı salatayı çiğnerken halime gülüyordu.

Lokmasını yutarak, "Peynire öyle bir eziyet ettin ki sana karşı büyük bir hata yaptığını zannettim." dedi önümdeki tabağı göstererek. Bakışlarım tabağıma inerken keyifsiz bir şekilde yüzümü buruşturup elimin tersiyle tabağı ileriye ittim.

"İştahım yok." diye mırıldandım.

Elif, derin bir nefes aldı. "Bak," dedi çatalını masaya bırakarak. "Turdan döndüğümden beri bir gerginlik var üzerinde. Tamam, kaza geçirdiniz ama bu başka. Anlatmak ister misin?"

Dudaklarımın içini kemirirken bir süre boş gözlerle birbirimizi izledik. Elif, gözlerini kısarak yüzüme baktığında gözlerimi kaçırdım. "Bu öyle anlatılacak bir şey değil?" dedim keyifsiz bir şekilde.

"Hamile misin yoksa?"

Sesine yansıyan şaşkınlık ve sevinç karışımı tonlamaya ben, ondan daha çok şaşırmıştım. "Ne alakası var, Elif! Allah aşkına saçmalama." dedim tekrar ona bakarken. "Babamla ilgili." dediğimde Elif'in dudakları düz bir çizgiye döndü.

"Bir defter buldum. Şirketteki odasında bıraktığı, ailemizden ve Taner Akınay'dan gizlediği sırrını yazdığı bir defter." Elif'in kaşları iyice çatılırken, meraklı gözlerle beni süzdü. "Aykut ve Cihan..." dedim yutkunarak. "Kardeşmiş."

Elif'in ağzı bir karış açılırken birkaç kez bir şeyler söylemek için yeltendi ama kelimeleri seçemiyor gibi bir hali vardı. En sonunda dudaklarını ıslatarak boğazını temizledi. "Şakayı geçelim. Asıl sebebi söyle bana." dediğinde, başımı iki tarafa salladım.

"Doğruyu söylüyorum, Elif." dedim onu da inandırmaya çalışarak. "Babam, belki de bu yüzden bıraktı her şeyi. Bu yüzden vazgeçti şirketten, hisselerden, zenginlikten." Derin bir nefes alarak ensemi ovaladım. "Bir avukat var. Kadına alzheimer teşhisi konulmuş ama kadın kafayı yemiş resmen. Bir geçmişte bir günde oluyor. Kamer, bu sırrı bildiği için kadının ailesini yakmış diri diri acımadan. Onunla konuşmaya gittiğimde beni, annem zannetti. 'Selvi, Zümra'yı al, kaç.' dedi. Kamer, hepimizi öldürecek dedi."

Elif, elleriyle ağzını kapattı. Söylediklerim onu da benim gibi dehşete düşürmüştü.  Başını yavaşça iki tarafa salladı. "Bu," dedi derin bir nefes alarak. "Bu, resmen canilik. Bir insan bunu başka bir insana nasıl yapar?"

"Bilmiyorum." diye fısıldadım. "Çok zor bir çıkmazın içindeyim. Aykut, Cihan'ı öldürmek istiyor. Bunu ona söylesem bile bir şeyin değişeceğine inanmıyorum." Derin bir nefes alırken dirseklerimi masaya koyarak başımı ellerimin arasına aldım. "Cihan'a söyleyip söylememek arasında kararsızım. Cihan, ne kadar merhametliyse Aykut, bir o kadar merhametsiz."

"Başka bilen var mı?" diye sordu Elif, merakla.

Başımı yavaşça aşağı yukarı salladım. "Deniz biliyor. Birine söylemeliydim yoksa beni tüketecekti bu sır."

Elif, dilinin ucunu ısırarak gözlerime baktı. "Baban bunu sakladıysa mutlaka bir sebebi vardır." dedi teselli etmek için. "Belki de korumak istediği, sen değildin. Belki de o Taner'i korudu. Çünkü söylerse Taner'in onu öldürmeyeceğinin garantisi yoktu. Geleceğini korumuş baban. Senin geleceğini. Bak, koca bir şirketin yarısı senin ve Cihan'ın. Baban, sizi korumuş. Geleceğinizi korumuş. O sırrın henüz zamanı gelmemiş..."

GECE MAVİSİWhere stories live. Discover now