+4

1.6K 113 241
                                    

Medyaya bir sürpriz bıraktım gkğsibşdçvödcm (bilmeyenler için soldaki Oflaz)

Oflazımı çok özledim ;(

İyi okumalaaar

"Bundan haberin var mıydı?"

"Senin yok muydu sanki?"

"Tabii ki yoktu! Neler olduğunu hatırlıyor olsaydım pişkin pişkin sırıtarak gelir miydim kapına?"

Karşılıklı bağırmanın ikimize de bir yararı yoktu. O yüzden diyeceklerimi yutup içeriye davet ettim. "Sakin sakin konuşalım, olur mu?" Kaldırdığım kaşlarımla içeriyi gösteren elimi takip etti bir şey demeden. Koltuklardan birisine oturdu, karşısına yerleştim yüz yüze olmak için. "Sanırım senden az içmişim, o yüzden biraz hatırlıyorum."

"Neyi hatırlıyorsun? Dün ne oldu? Az önce geldiğimde neden hiçbir şey söylemedin?" Art arda sıraladığı soruların hangisine cevap vereceğimi düşünürken bu süreci hızlandırmak istercesine endişeyle yüzüme bakıyordu. "Konuşsana," dedi yalvaran ama bir o kadar sinirli ses tonuyla.

Kafamı eğip derin bir nefes verdim elim enseme giderken. En başından başladım anlatmaya. "Barda sürekli içtiğimizi hatırlıyorum. Sen durmadan bir yerden içki buluyordun. Bana da içiriyordun. Ben de kafamı dağıtmak için kabul ettim uzattığın her şeyi. Sonra arabaya bindik. Nasıl bindiğimizi hatırlamıyorum, sadece bir an içinde olduğumuzu hatırlıyorum." Sessizleşip alt dudağımı dişledim sonunda yüzüne bakarken. Tepkisini merak ediyordum. "Senin evine gittik."

Ağzı açıldı hızla. "Benim... Evime mi?" Eliyle ağzını kapatıp yeri izlemeye başladı. Gözleri sürekli farklı yerlere odaklanıyor, olanları hatırlamaya çalışıyor gibiydi.

"Evet. İstersen kamera kayıtlarını izleyebilirsin. Ama izleme. Gerek yok," dedim hızla. Rezil oluşumu izlemesini istemiyordum. "Sonrasını tahmin ediyorsundur zaten. Sabah uyanınca direkt buraya geldim. Seninle konuşmak istedim başta ama hatırlamazsan hepsi unutulup gider belki dedim. Ünlü olduğumuz aklımdan çıkmış." Ünlü olduğumuz sürekli aklımdan çıkıyordu. Bu da beni çoğu zaman dikkatsiz yapıyordu. Bu takıma gelmemle başlamıştı aslında bu büyük ün. Nitekim geldiğim günlerde katıldığım bir partide ünlü olduğumu ve hareketlerimin sonuçlarının beni zora sokabileceğini tamamen unutarak Oflaz'ın beni öpmesine izin vermiştim. Olay onun transfer olmasıyla sonlanmıştı. Henüz 22 yaşındaydım, daha yaşım kaçtı ki ünlü olmaya alışacak vaktim olsundu?

Tek endişemin bir erkeği öperken aileme yakalanmak olmasını istediğim günler oluyordu doğrusu.

Bir süre sessiz kalsa da ortamdaki gerginliği hissetmiş ve dağıtmak istiyor gibi öne atıldı. "Özür dilerim. O kadar içmene izin vermemeliydim."

"Bana artık 5 yaşındaymışım gibi davranmayı bırakır mısınız?" dedim sesimi yükselterek. "Kendi kararlarımı kendim verebiliyorum, teşekkür ederim."

"Elbette öyle, elbette. Ama aşk acısı çeken bir insanın bu kadar içmesine engel olunmalı, kim olursa olsun." Ona aşk acısı çektiğimi söyledikten birkaç saat sonra birlikte olmamızı sevgimin ne kadar beş para etmez olduğuna bağlamış mıydı acaba?

"Bunu kimseye söylemiyoruz, tamam mı? Önemsiz bir şeydi sonuçta. Oldu bitti, öyle değil mi? Sarhoştuk, bu kadar. Değil mi?" Sürekli bir onay vermesi için konuşuyordum ama susmaya devam ediyordu. "Değil mi, Pablo? Önemsizdi."

"Evet, evet öyleydi. Pardon, aklım bir an başka yere gitti." Bana dönüp baştan aşağı süzdü acele etmeden. Kaşlarımı çatıp geri çekildim biraz. "Demek biz birlikte olduk, ha? Nasıl hatırlamam ben bunu?"

UzatmalarWhere stories live. Discover now