+32

698 78 257
                                    

Uzun zamandır Pablo koymuyorduk azıcık gözümüz şenlensin

Hikayeyi final yapmadan önce düzenli okuyanlar... Sizlerin kalbimdeki yeri bambaşka bilin istedim

"Neredesin sen?"

"Uyuyordum."

"Belli. Haberleri görmüş olsaydın bu kadar sakin olmazdın."

"Ne haberi?"

"Birkaç link atacağım, bakarsın. Bu sırada ben de Pablo'nun menajeriyle konuşup bir karara varmaya çalışacağım."

"Pablo ne alaka?"

"Anlarsın."

Telefonu kapatır kapatmaz Feris'in adı parladı ekranda. Pablo'nun yanımda olmadığını o an fark ettim. Feris'i hoparlöre alıp menajerimin attığı mesajlara tıkladım. "Abi, neredesin sen?"

"Ne oldu?"

"Her yerde boy boy haberiniz var."

"Ne haberi ya?" Sayfa yüklenirken tırnağımı dişlerim arasına aldım sabırsızlıkla.

Sayfanın yüklenip fotoğrafı açmasıyla Feris'in "Pablo'yla öpüşmeniz ifşalanmış," demesi bir olmuştu. "Aklın nerede senin canım abicim? Yolun ortasında yapılacak iş mi bu?"

Gözlerimi kapatıp kafamı sertçe yatağın başlığına yasladım. "Abicim ben seni sonra arayayım mı?"

"İyi misin? Onu söyle bari."

"Biraz midem bulanıyor." Başım da fazlasıyla ağrıyordu. Alkolün mü, terleyip soğuğa çıkmamın mı, duyduklarımın, gördüklerimin etkisi miydi bunlar, bilmiyordum. Belki hepsi birdendi.

"Dikkat et kendine. Habersiz de bırakma."

"Bırakmam, merak etme," deyip inatla titreyen telefonumu kapattım. Pamir de dahil olmuştu sorular zelzelesine. Tanıdık yataktan şaşırtıcı bir şekilde tamamen giyinik halde kalkıp etrafa bakındım. "Pablo?" Kendi sesimin rahatsız eden yüksekliğiyle avucumu şakağıma yasladım sertçe.

"Mutfaktayım!" Tüm ağırlığımı merdivenin desteklerine vererek indim alt kata. Mutfağa girer girmez gülümseyerek "Günaydın," dedi kahve makinesiyle uğraşmayı bırakıp.

Hakim olamadığım çatılmış kaşlarımla, saf merakla baktım. "Haberleri gördün mü?"

"Bizim hakkımızdaki haberi mi?"

"Evet, bizim hakkımızdaki haberi," dedim hala bu kadar sakin ve mutlu olmasına anlam veremeyerek. Onun için bile sakin kalınamayacak bir konuydu ama bir şekilde öyle kalmayı başarıyordu.

"Gördüm."

"Nasıl? Hiç görmüş gibi durmuyorsun." Cümlemin sonunda kararan gözlerimi kapatıp eğildim öne doğru.

"İyi misin?"

"İyiyim. Başım döndü sadece."

Koluma girip mutfağın ortasındaki masaya yöneltti. "Otur önce."

Oturduktan kısa süre sonra görüş açım düzelince ışığın rahatsız ettiği gözlerimi kısarak ona baktım. "Ne düşünüyorsun bu konu hakkında? Fazla sakinsin, çözümün var gibi." Telefonum durmadan titremeye devam edince sessize aldım. Öncesinde Pamir'in son mesajı takıldı gözüme.

Arkadaşım cevap verir misin?

Sonra döneceğimi söyleyip kapattım telefonumu.

"Çözümüm yok. Ama panik yapmanın da anlamı yok. Menajerler bugünler için var." Uzun süredir düşünecek bir şeyi olmayan beynim çölde su bulmuş gibi işlemeye başlamıştı. Ellerimi yüzüme kapadığım sırada "Benimle sevgili olmaktan bu kadar mı korkuyorsun?" dedi gülerek.

UzatmalarWhere stories live. Discover now