~46 | 2~

636 67 7
                                    

"Ben yola sizinle başladığıma göre sizinle devam edeceğim. Hem kraliçenin taraftarlarının kocamı desteklemeyeceklerini ve kral olamaz diyeceklerini biliyorum. Eğer Theo çok güçlendi diyorsanız Prens Markın da güçlenmesini sağlayın."

"Peki nasıl?" Dedi Aileen merakla.  Elisa gülümsedi.

"Bir evlilik tabiki!"

"Hmm... Mantıklı"

"Miul ailesinden Leydi Eva Miul hala bekar. Prens Mark'a göre olduğunu düşünüyorum. Eğer kabul ederse onunla görüştürebilirim" dedi. Aileen düşündü. Şu ana kadar Elisadan kötü bir hamle gelmemişti. Ama bahsettiği evlilik fikri doğruydu. Prens Mark evlenme yaşındaydı. Eğer dediği kişi gerçekten Miul ailesindeyse büyük bir ailenin gücünü alacaklardı. Ama tedbiri elden bırakmamak gerekiyordu. Bu buluşmayı ayarlamayı kendi üstlenecekti.

"Ben onları görüştürürüm siz merak etmeyin!"

"Peki o zaman siz yapın"

"Benim işlerim var, gitmem gerek... üzgünüm"

"Merak etmeyin prensesim, ben gayet iyiyim!" Dedi ve birbirlerine sarıldılar. Ardından Aileen odadan çıktı. Elisa doktorun odasında kalmıştı. Şimdi tam düşünecek zamandı. Prens Theo ile ne yapacaktı? Gerçekten iyice güçlenmiş miydi? Peki onu zayıflatmanın yolu neydi? Krala yazdığı raporlar? Hayır yakalanırsa çok kötü olur! Peki kendisine sorular sorarak ağzını aramak? Bunu önceden denediğinde odadan kovmuştu. Gerçi o zaman evli bile değillerdi. Peki nasıl öğrenebilir ki?.. Annesi! Theonun annesiyle hiç konuşmamıştı. Belki o Theo hakkında bir şeyler öğrenebilirdi. Hemen gidip onu görmeliydi. Ama nasıl yapacaktı? Daniel! İşte bu o mutlaka Theonun annesinin nerede olduğunu biliyordur.

Düşüncelerini kafasında bir bir tartan Elisa birinin içeri girdiğini duymamıştı. Sonra yanında Theoyu görünce irkildi.

"Ne zaman geldin?"

"Biraz önce. Krala gidip durumu bildirdim. Victor'u çağırıp konuştu. O da itiraz etmedi. Senin bunu hak ettiğini düşünüyordu. Ama kral böyle düşünmesinin mantıksız olduğunu söyledi. Kraliçenin en küçük oğlu Victor olduğundan ona ceza vermek istemiyordu.  Yaptığı belki hafif bir cezayla örtülebilirdi. Ama senin kraliyet ailesinden birini taşıdığını vurgulayınca şimdilik kral ona oda hapsi verdi.  Artık güvendesin. Viktor odadan çıktığı anda ağır şekilde cezalandırılacak." Dedi ve ellerini tutarak eşini ayağı kaldırdı. 

"Bir şeyin yok değil mi?" dedi emin olmak istercesine. 'Evet' anlamında kafasını sallayınca doktorun odasından ayrıldılar ve kendi odalarına ilerlediler. Theo'nun kolları Elisayı her an düşebilecekmiş gibi tutuyordu. Ama nazik olmaya çalıştığı belliydi. Elisa bu bebeğin kendisinden çok Theo'yu değiştirdiğini düşündü. Eskiden ne yaparsan yap havasındayken şimdi çok ilgili bir insana dönüşmüştü. 

 Odaya geldiklerinde Theo karısının kollarını bıraktı ve karşısına aldı. 

"Benim işlerim var. Gitmem gerek..." dedi ve odadan çıktı. Elisa da kendisini uykuya bıraktı. 

**********************************************

 Birkaç gün dinlendikten sonra Elisa yataktan kalkmıştı. Dayak yemiş gibi hissediyordu. Yatağından kendini zor çıkarmıştı. Çabucak hazırlanıp Prens Louis'i görmesi gerekiyordu. Yeğeni hala yalnızdı ve kendisi kocasından dolayı yanına alamıyordu. Tek yardım edebilecek kişi Prens Louisti. 

 Odasından koşarak çıktı. Ama aşırı hızı yüzünden birine çarparak durabilmişti. Neyseki doğru kişiyi bulmuştu. Prens Louise utançla baktı. Sonra nefes nefese olanları anlatmaya başladı.

"Prens- Louis- ben şe- şey-" dediğinde Louis sus işareti yaptı hizmetçilerden su istedi. Ve Elisayı bir odaya götürüp sandalyeye oturtturdu.

"Bebeğin varken nasıl bu hızla koşabiliyorsun?" dedi ve hizmetçinin getirdiği suyu uzattı. Elisa suyu içti ve konuştu.

"Çok acil bir mesele var Prensim" dediğinde Prens Louis ciddileşti. Karşısına bir sandalye çekerek dikkatlice dinledi. "Biliyorsunuz babam öldü... Ve yeğenim orada yalnız kaldı. O tek başına yaşayamaz. onu ya kandırılırlar ya da öldürüp mirası alıp giderler. Yanıma almak istiyorum fakat Prensim-" dediğinde Louis elini kaldırdı ve dur işareti yaptı. 

"Onu yanıma alacağım sen hiç merak etme! Zaten seninle de bu konuyu konuşacaktım. Ben aldığım için memnunum" dedi ve gülümsedi. Sonra ayağa kalktı odadan çıkarken Elisaya döndü. "Ortalıkta koşturup bir yerini incitme!" dedi ve gitti. Elisa huzurla dolmuştu. Yeğeni artık yalnız kalmayacaktı. 

 Elisa mutlu adımlarla odadan çıktı ve yemek salonuna doğru ilerledi. Tam o sırada önünden tanıdık bir sima geçti. Bugün ne kadar da şanslıydı. Arkasından seslenerek onu durdurdu.

"Ben de tam seni arıyordum..."

OyuncakçıWhere stories live. Discover now