~34 | 2~

757 73 2
                                    

Elisa bunu prense açıklayıp açıklamak konusunda kararsız kaldı. Ama prensten önce olmuş bir görüşmeydi. Hem prens bunca zamandır ne işine yaramıştı ki? Bu olaydan kurtulması için prensle olmak istediğini net bir şekilde belirtmesi gerekiyordu. Bu yüzden konuyu prense anlatmaya karar verdi. Hem prens başkasının ağzından duyarsa prense karşı uzak olduğu açığa çıkardı.

Akşama doğru Theo odaya geldi. Elisa onu görünce anlatıp anlatmama konusunu son bir kez düşündü. Lakin resmi açıdan ikisini ilgilendiren bir meseleydi. Lafı uzatmadan prensin yüzüne söyledi.

"Theo ikimizi ilgilendiren bir mesele var... Senle karşılaşmadan önce biriyle görüşmüştüm. Çok değil bir iki kere. Ama bir daha görüşmeyi düşünmedim. Babamın isteği doğrultusunda oldu. Şimdi de benim onu sevdiğimi ve seninle zorla evlendiğimi söylüyormuş."

"Sen bunu nereden öğrendin peki?"

"Babamdan... Kraliçe onu çağırdı bugün. Bu konuyu konuşmuşlar. Babam bana da sordu. Ama ben seninle mutlu olduğumu söyledim." Dedi. Prensin elini tuttu ve konuştu.

"Bu konuyu çözmede bana yardım eder misin?" Dedi. Prens gülerek konuştu.

"Bunu bana söylemen iyi oldu. Merak etme, ben hallederim" dedi ve elini kızın elinden çekti. Kafasında bu kişiye uygulacağı işkenceleri sıralarken aklına en önemli soru geldi. Bu kişi kimdi? 

"Görüştüğün kişi kimdi?"

"Lord Henry Piovi"

"Demek Lord Henry... Onunla bir görüşeyim!" Dedi ve mutlulukla odadan çıktı. Elisa prensin ne yapacağını anlamıştı. Ama bunu prense söylemeseydi prens başkasından öğrenip Elisaya zarar verebilirdi.

Elisa odadan çıktı ve koridorda yürümeye başladı. Birden koridorun sonunda Henry'yi gördü.

"Sen nasıl buraya girdin?"

"Hadi ama! Prensesim ben yabancı mıyım?"

"Ne istiyorsun Henry?"

"Ne mi istiyorum? İtibarımı! Herkes seninle evleneceğimi düşüyordu. Ben dahil! Ama sen ne yaptın? Karşına çıkan ilk prensle evlendin! Elisa itibarımı senden misli misli alacağım!"

"Bunu nasıl yapacaksın! Seni sevdiğime kim inanacak?!"

"Herkes tabiki! Seninle görüşmeye başladığımızdan beri herkese mektuplar gösteriyordum." Dedi ve fısıldayarak devam etti. "Senin ağzından hazırlattığım mektuplar. Kendimde sana ulaştıramadığım mektuplar yazdım. Bu yüzden herkes bizi birbirine ilk görüşmeden itibaren aşık sanıyor!.. Prensesim, halk böyle düşünüyorken prensten ayrılmazsan halk senin hakkında ne düşünür sizce?" Dedi ve güldü. Elisa köşeye sıkışmıştı. Theodan ayrılırsa ölecek ya da halkın gözünden düşünerek yavaş yavaş Theo'nun Elisadan kurtulmak istemesine yol açacaktı. Her iki yolun sonu çıkmaz sokaktı. Elisa durdu. Düşündü. Böyle bir adam yüzünden kaybeden mi olacaktı? Türlü yaralar ve psikolojik izler taşıyan bu beden prensin oyunlarını bitirmiş bu beden bu adam yüzünden toprak mı olacaktı? Hayır! Elisa kaybetmeyi aklından çıkardı. Çıkmaz sokağın duvarlarını yıkacaktı. Elisa kendine yeni bir düşman alacaktı. Zaten sarayda her zaman yalnızdı. Dost edinemiyorsa düşman edinirdi.

"Halkı yanlış anlaşılmalara sürüklemeden senin yalanlarından sıyrılırım zaten... Sen sadece elinden geleni ardına koyma!"

OyuncakçıWhere stories live. Discover now