~53 | 2~

491 60 1
                                    

Elisa zaten endişeliydi. Theo'nun Monicaya bir şey yapmış olabilme ihtimali endişesini ikiye katlamıştı. Oda içinde bir o yana bir bu yana yürüdü. Zehirleyecek mi onu? Hayır bunu yapamaz ilk ondan şüphelenilir. Öldürüp kaza süsü mü verecek? Olması muhtemel... Peki büyüyle zarar verme ihtimali? Bu da olası bir ihtimal ancak Theo güçlerini sık kullanmıyor.

Elisa daha fazla dayanamadı ve olan biteni görmek için odadan çıktı. Koridorda hızla ilerlerken Daniel'in Jack'e küçük bir oyuncak tavşan verdiğini gördü. Daniel ne ara Jack ile yakınlaşmıştı? Yoksa Theo'nun Jack ile ilgili planları mı vardı?

Elisa hızlıca yeğeninin yanına gitti.

"Nasılsın Jack?"

"İyiyim teyzecim, sen nasılsın?" Dedi ve teyzesine sarıldı.

"Bende iyiyim... Burada ne yapıyorsun? Derslerin erken mi bitti?"

Jack olumlu anlamda kafasını salladı. Elindeki oyuncak tavşanı göstererek
"Bunu birine vermem gerekiyor teyze, eğer senin için sorun olmazsa gidebilir miyim?" Dedi mahçup bir sesle.

"Kime vermen gerekiyor? Prens Louis'e mi?"

"Hayır tabiki de! Bu... Prenses Tina için"

Elisa şüphelendi. Daniel neden Tinaya oyuncak tavşan versin ki? Aralarında gizli bir şey mi vardı? Yoksa bir tür uyarı filan mıydı? Theo'nun oyunlarından biri miydi? Theo kendinden kaç adım ilerideydi?

"Ben de tam onun yanına gidiyordum Jack. Senin yerine onu ben verebilirim." Dedi sevecen ses tonuyla. Jack tereddüt etti ama sonunda oyuncağı Elisaya verdi.

"Teyzem olduğun için sana güveniyorum, başkası olsaydı bunu yapacağından emin olmadığım için vermezdim."

"Bana güvenmene sevindim..." Dedi ve önce yeğenine sarıldı ardından oyuncağı alarak Daniel'e doğru yürüdü. Neyse ki çok uzağa gitmemişti, çiçeklerin arasında dolanıyordu. Hızlıca yanına vardı ve oyuncağı eline tutuşturdu.

"Yeğenimi kendi işlerinize bulaştırmayın!  Prenses Tina ile aranızda nasıl bir ilişki var bilmiyorum ama yeğenim ne senin ne de bir başkasının ulağı olmayacak!" Bugün içinde birikmiş olan tüm öfke içinden bir anda çıkmıştı. Yeğeni onun zayıf noktalarından biriydi.

"Ben özür di-" derken bir anda Daniel'in arkasındaki ağaca bıçak saplandı. Elisa korkuyla arkasını döndüğünde Theoyu gördü. Yarım bir şekilde gülüyordu. Yavaşça Daniel'e doğru bir adım attı.

"Sana beklemeni söyledim Daniel... Sadece bekle... Ve emirlerime uy!" Dedi ve oyuncağı alarak Daniel'in ağzına tıktı. Daha sonrasında Elisaya döndü ve kulağına fısıldadı.

"Bir kişiye bile bundan bahsetmeyeceksin. Sadece her zamanki gibi sessizce otur. Yoksa sevgili Tinacığının başı derde girebilir. Hatta çocuğun bile..." Dedi ve Elisa'nın gözlerine tehdit edercesine baktı. Elisa kafasını çaresizlikle eğdi. Theo haklıydı. Elisa bunu birine söylerse Tina için iyi şeyler olmayacaktı. Aralarında masum bir arkadaşlık olsa bile kimsenin böyle anlamayacağını biliyordu.

"Sadece neden? Neden ona bir hediye yolladı?" Dedi Elisa.

"Zamanı geldiğinde öğreneceksin..." Dedi ve giderken Daniel'e dönerek "Hızlıca ağaçtan bıçağı çıkar ve odama gel" dedi. Daniel ağzından tavşanı çıkardı ve tavşana bakıp üzüntüyle gülümsedi.
Daha sonra oyuncağı cebine koydu ve bıçağı ağaçtan çekti.

"Olanlar için üzgünüm Prenses..." Dedi ve hızlıca Elisa'nın yanından ayrıldı. Muhtemelen yakalanmanın verdiği utançla hızlıca kaçmıştı.

Elisa onun neden beklemesi gerektiğini anlamadı. Yine de üzerine pek fazla düşünmedi. Sarayın içine geri döndü. Ama içeri girdiği gibi Julia onu bulmuştu.

"Prenses Elisa! Her yerde sizi arıyorum! Korkunç bir şey oldu!" Dedi panikle.

"Ne oldu?" Dedi Elisa gözleri korkuyla büyüdü.

"Prens Victor odasından kaçmış!"

OyuncakçıWhere stories live. Discover now