~55 | 2~

506 55 3
                                    

Theo yavaşça kilitli kapıyı açtı ve Victor'un yanına gitti. Baygın olduğundan emin olunca elindeki şişe ve kağıdı Victor'un cebine sıkıştırdı. Amacı Victor'u kaçak olarak ilan edip ondan kurtulmaktı. Lakin onu biraz zorladıktan sonra hemen ötmüştü. Hayatta kalmak için gerçekten de ablasını satmıştı.

Önce etrafını inceledi. Daha sonrasında kimsenin olmadığından emin oldu ve Victor'u sürüklemeye başladı.

Sarayın içerisine geldiklerinde Daniel ve askerleri onun etrafında toplandı. Victor'u uyanması için bir süre sarstı. Victor uyanınca Theo kulağına fısıldadı.

"Koşabildiğin kadar hızlı koş" dedi ve onu itti. Victor neler olduğunu tam olarak anlayamadığı için koşmaya başladı. Daniel ve askerler onu takip etmeye başladı. Theo ise askerlerden birini durdurup kılıcını aldı. Ona 'ortalıktan kaybol' dedi ve kendisi de Victor'un peşinden gitti.

Kısa bir kovalamacanın ardından sarayın Doğu tarafına gelmişlerdi. Theo işaret verince Daniel Victor'un üstüne atladı. Theo da Daniel'in arkasından elinde tuttuğu ikinci kılıcı attı. Daniel Victor'un boğazını kesmişti.

Sesleri duyan Theodor hızlıca gürültünün geldiği yere gitti. Victor'u yerde görünce hem üzülmüştü hem de ölmesini engelleyemediği için kendine kızmıştı. Theo'nun Victor'a acımayacağını biliyordu.

"Elinde kılıçla üzerimize saldırdı. Daha sonrasında kaçmaya başladı. Onu burada sıkıştırdık lakin teslim olmadı. O yüzden öldürdük. Şimdi de üzerini arayacaktık" dedi Theo tepkisiz bir ifadeyle.

Daniel Victor'un üzerini aradı. Bulduğu şişe ve kağıdı prenslere gösterdi.

"Anlaşılan Prenses Monica ve Victor arasında bir şey olmuş. Belki de... Victor'un Prenses Elisaya saldırması karşılığında Prenses Monica bu kağıdı vermiştir?" Dedi Theo şüpheli bakışlarla. Gerçekten de böyle olmuştu. Theo karısı ile pek ilgilenmiyordu. Monica bunu fark etmişti. Annesinin ölümünün intikamını Eliaayı öldürerek almak istiyordu. Ama bunu kendisi yapamazdı. Bu riske değmezdi. Bu yüzden kardeşinin acısını kullanarak onu manipüle etmişti.

"Her ne olursa olsun bu Prenses Monicayı suçlu yapıyor. Bunu krala sunmalıyız" dedi Theodor. İkisinde birbirine güvenmediği için krala bu kanıtı birlikte sundular. Kral ise araştırılmasını emretti. Her şey doğru çıkınca Monica Kuzeydeki sınır kalesine sürüldü.

Victor ise kralın emrini çiğnediğinden ve Monica'nın suçunu saklamaktan dolayı bir hain sayıldı. Bu yüzden onun için cenaze töreni yapılmadı.

Lydia ve Daniel oldukça sade bir törenle evlendiler. Artık Lydia ailenin en güçsüz ferdi olmuştu.

Daha sonrasında Tina doğum yaptı. Bir erkek çocuk dünyaya getirmişti. Böylelikle Kralın ilk erkek torunu olmuştu. Ona Kevin ismini verildi.

Tina'nın doğumdan iki gün sonra Elisa'nın doğumu başlamıştı. Odaya kimsenin girmesine izin verilmiyordu. Ebe ve yardımcıları vardı sadece. Kapıdaki hizmetçiler merakla içeri bakmaya çalışıyorlardı. Bunu gören Aileen onlara bağırdı.

"Yapacak işiniz yok mu sizin? Saraydaki işler kendi kendilerine bitmiyorlar çünkü!" Dedi sinirle. Hizmetçiler hemen etrafa dağıldılar. Onlar gittikten sonra Aileen kapının önünde durdu. Elisa'nın çocuğunun sağlıklı bir şekilde doğmasını diledi. Ama kız olmasını da istemişti. Elisayı her ne kadar sevse de o Theo'nun karısıydı. Mark'a dezavantaj sağlayacak hiçbir şeyi istemiyordu.

Aileen duyduğu bebek sesiyle irkildi. Sonunda Elisa'nın acısı bitti diye düşünürken ikinci bir ses daha duyuldu. İki bebek doğmuştu. Aileen kapının neden açılmadığı hakkında meraklandı.  Kapı açıldığı anda Aileen hemen sordu.

"Bebekler iyi mi?"

OyuncakçıWhere stories live. Discover now