36.AteşDağlı "KABULLENME !"

23.5K 877 483
                                    

Bu aralar kendimi bomboş ve kırılgan hissediyordum. Çünkü mutsuzdum. İşler istediğim gibi gitmediği için kendimi mutsuz ve yorgun hissediyordum.

Bugünde yine onlardan birini yaşıyordum. Yataktaydım ve saatlerdir bomboş bir şekilde tavanı seyrediyordum.

Çünkü dediğim gibi işler yolunda gitmiyordu. Böyle gitmeye devam ederse de gitmeyecek gibi görünüyordu.

Sadece zaman işliyordu. Yaptıklarım ve yapacaklarım dağ gibi birikmeye devam ederken, zaman boş bir sekilde işliyor, beni bekleyen korkulan sona yaklaşıyor gibi hissediyordum.

Başımı yastıkların arasına soktum.

Bir de şu son olanlarda yokmuydu. Ah lanet olsun onca sorunumun yetmezmiş gibi bir de nur topu gibi yeni sorunum doğmuştu.

Yüzümü yastıkların arasından çıkardım. Derin bir soluk aldım. "Ne olacak benim bu halim.." diye kendi kendime sızlamaya başladım.

Son olanlardan bu yana bir hafta geçmişken, Arap saçına dönen hayatım içine bir de Salih giriş yapmıştı.

'Ne güzel hayat değil mi yok yok ne ararsan var ! '

Gözlerimi yumdum. Dudaklarımı büzerek, 'Ama bir Yusuf yok...' diye mırıldandım. Yastığı tuttuğum gibi tekrar yüzüme kapadım. Nefessiz kalana dek sıkı sıkı sarıldım. Yine aynı şekilde yastığı yüzümden çektim. Derin derin soluklar alarak yastığı köşeye fırlattım.

'Kendimi yastıkla boğmaya çalışan tek numuneyim !' diye mırıldandım.

Ağlamak istiyorum !

Yusuf demişken, aslında ona karşı öfkeliydim. Serenin dolduruşuna geldiği yetmezmiş gibi bir de utanmadan beni bütün hafta boyunca görmezden gelmiş, bir yabancıya bakar gibi yüzüme bakıp mesafeli bir tavır sergilemişti.

şaka gibi...

Salihe gelince de duyduğum kadarıyla Yusuf o geceden sonra yaptığı anlaşmanın feshini bir anda talep etmiş, fakat Salih ve avukatları yapılan anlaşmanın iptal olmaması için her yola başvuracaklarını, gerekirse bu yolun mahkemeye kadar uzayacağını tehdit vari bir şekilde dile getirerek göz dağı vermişler.

Aslında bu durum işime gelebilirdi. Sonuçta Salihin şirkete vereceği zarar Yusufu darma duman edebilirdi. Bende bu sayede istediğimi almış biri olarak onu o koltuktan kaldırabilirdim.

Peki böyle bir sonuç beni mutlu edecekmiydi ? Yani tüm olanlara rağmen vicdanım rahat bir şekilde istediğini aldın rahatça uyu artık diyebilecekmiydi.

O an telefonumun çalma sesi ile düşüncelerimden sıyrıldım, köşede komidinin üstünde duran telefonumu elime aldım. Arayan kişinin şirket asistanı Banu olduğunu görmem ile duvarda asılı olan saate baktım. Saatin öğlen üçe geldiğini görmemle küçük bir şaşkınlık yaşadım. Resmen hergün yatakta pineklemekten zamanın nasıl geçtiğini bilmez olmuştum.

Açma tuşuna bastım.

"Efendim Banu..."

"Merhaba Azra hanım, müsaitmiydiniz ?" dedi Heyecanlı çıkan ses tonuyla.

"Evet müsaitim Banu, herşey yolunda mı ?"

"Evet Azra hanım burada hersey yolunda. Şey... benden istemiş olduğunuz Haşmet beye ait olan evrakları sonunda bulduğumu size haber vermek için aramıştım. "

Kısa bir an sessizlik oldu. "Ne ? Sahi mi ? "

"Evet Azra hanım, Bir de ben bu dosyaları karıştırırken ilginizi çeker mi bilmem bir kaç şeye daha ulaştım."

ATEŞDAĞLIWaar verhalen tot leven komen. Ontdek het nu