Etraftan hayran bakışlar eşliğinde kahkaha sesleri geldi. Ve o çetede sinirlendiler. Onların konuşmasına fırsat vermeden tekrar konuştum.

"Hem ayrıca, bende simetri hastalığı var. Yamuk insanlara tahammül edemiyorum."

Bahçedekiler hem oooo'luyorlardı, hem de gülüyorlardı yine. Onlar ise daha fazla sinirlenmişlerdi. Bu sefer çeteden başka bir kız konuştu.

"Sen ne diyorsun be, sürtük."

Birden kahkaha atmaya başladım. Benim öyle bir kız olmadığını okuldakiler de biliyordu zaten. Ve onlarda bana katıldılar. Kahkahamı durdurup kızı baştan aşağı süzdüm.

Ve alaycı bir sesle, "bunu gerçekten bana sen mi söylüyorsun. Zaten şu üstüne başına bakılırsa kimin ne olduğu belli değil miii." dedim alaycılıkla.

Yüzü renkten renge girişini zevkle izledik hep beraber. Sonra Yağmur'un sesi duyuldu.

"Alem kaşar olmuş, tost yapan yok." aynı zamanda çetede ki kızları iğrentiyle süzüyordu.

Ben de dahil bu sefer herkes kahkahalara boğuldu. Ama iyi laf soktu haaa. Deminden beri bırakmadıkları kızı da alıp arkamızı dönüp sınıfa doğru yürümeye başladık. Kız da teşekkür etmekle meşguldü. O kendini çete sananlar ise arkamızda sinirden kudurduklarını hissediyordum.

Sınıfa girdiğimizde yerlerimize oturduk. Bulut hemen kolunu omzuma atmıştı. Ona gülümsedikten sonra önüme döndüm. Herkes sınıfa girdiğinde öğretmen de geldi. Ders matematikti. Dersi dinlerken saçımda bir el hissettim. Bulut hem saçımı okşuyordu, hem de dersi dinliyordu.

O sırada öğretmenim sesini duyduk.

"Sema, kalk tahtada ki soruyu yap."

Kime söylediğine baktığımda, o çeteden bir kız olduğunu görmem bir oldu. Demek ki kızlardan birinin adı Sema'ymış. Sanki yapabilecekmiş gibi sırıtarak tahtaya çıktığında kalemi alıp yapmaya çalıştı. Çünkü yapamıyordu kii. Soru eksik bir soruydu. Yani yanlış bir soru. Bunu bir tek ben değil, Bulut'ta farketmişti. Öğretmen bilerek öyle yapmıştı. Bakalım o yanlışlığı bulabilecek mi diye. Ama görüyoruz ki bulamadı. Tabi, dersi dinlemek yerine erkeklere bakarsa olacağı budur.

Öğretmen de yapamayacağını anlayınca bana baktı.

"Melek, sen yapabilir misin?" der demez Sema sürtüğü, "hocam ben yapamadım, o nasıl yapsın." dedi alayla. Bulut ise sırıtıyordu. Çünkü o da biliyor yapabileceğimi. Hatta sınıftakiler de sırıtmaya başlamışlardı. Hepsi de biliyor. Ben de yüzümde ki sırıtmayla birlikte ayağa kalkıp soruda ki hatayı düzeltip soruyu çözmem bir dakikamı bile almadı.

Hâlâ yüzümde ki sırıtmayla Sema sürtüğüne baktığımda, yüzü morların tonlarını yaşıyordu şu an.

"Akıllı olmayanı, aklımla yenerim." diyip yerime otururken sınıftakilerde de onun o yüz ifadesine gülmüşlerdi. Öğretmen bile. Zaten o öğretmen iyi birisiydi. Yani, diğer öğretmenler gibi bana hiç bir kötülüğü dokunmamıştı.

💚💚💚💚

Teneffüs zili çaldığında herkes sınıftan çıkmaya başladı. Şu an sadece o çete ve biz kalmıştık. Ceren'de vardı. Ve tabi bir de, sürtük Yeliz. Ama o da sınıftan çıkmak için ayağa kalktığında durdurmam eş zamanlı oldu. Ona parayı uzatıp;

"Git kantinden bize yemek al."

Yüzüme bön bön bakıyordu. Tek kaşımı kaldırıp, "e hadi, ne duruyorsun." dediğimde, bir hışımla parayı alıp sınıftan çıktı. Biz ise onun arkasından gülüyorduk.

İNTİKAM MELEĞİ (TAMAMLANDI) Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin