1. BÖLÜM

17.4K 571 258
                                    

Eveeet, yeni bir ezik kitabıyla karşınızdayım. Normalde 'Eziğin Değişimi' adlı kitabım son olacaktı. Ama yoğun istek üzerine yine bir ezik kitabı yayımladım. Umarım beğenirsiniz 😁💕☺️

🥀🥀🥀🥀🥀🥀

Sabah lanet alarmın sesiyle yataktan kalkmak zorunda kaldım. Çünkü okula gitmek istemiyorum. Ben Adel Melek Soylu. Okulun çirkin olduğu için ezik olan kızıyım. Herkes daha okul kapısından girdiğim andan beri alay eder, dalga geçer benimle. Bunun için de hiç arkadaşım da yoktur. Ve bu yaşadıklarımı da kardeşim haricinde kimse bilmiyor. Kardeşim Arel biliyor çünkü onunla aynı okuldayız. Ben 11'e giderken, o da 9'a gidiyor.

Annem ve üvey babama da bir şey söyleyemiyorum. Öz babam bizi yıllar önce terkedip gitti. Annem de evlendi. Ama üvey babamın şimdiye kadar ne kardeşime, ne de bana hiç bir kötülüğünü görmedim. Bizimle öz çocuklarıymış gibi ilgileniyor ve çok seviyor. Biz de onu. O gerçekten de çok iyi biri. Soyadım da onun. Babamın soyadını taşımak istemediğim için onun soyadını aldım.

Şu an gittiğimiz okul da bizim hatta. Ama bunu okuldakiler bilmiyor. Çünkü ben eziğim. Onlar benim iki ismim olduğunu da bilmiyorlar. Fakat okuldaki çok az kişi 'Adel' ismimi biliyor. Ama okul dışında ki kişiler genelde 'Melek' ismimi kullanırlar. Annem ve babam da dahil.

Hazırlanıp isteksizce aşağı indim. Herkes oturmuş beni bekliyordu. 'Günaydın' diyip onlardan da aynı karşılığı alınca ben de yerime oturdum. Kahvaltıdan sonra şoförümüz Arel'le beni okula bırakırken, yine her zamanki isteğim üzerine, beni bir alt sokakta indirdi. Eğer Arel'le birlikte okula gitseydim anlarlardı bir bağlantımız olduğunu. O zaman onunla da bana yaptıkları gibi uğraşırlardı. Ben de bunu hiç istemiyorum. Ne kadar Arel istese de.

Arel'de bana yapılanlara seyirci kalmak istemiyor. Ama bana verdiği söz yüzünden kalmak zorunda. Ondan zorla da olsa karışmaması konusunda söz almıştım çünkü.

Okula girdiğimde yine ve yine o küçümseyici bakışlar üzerimdeydi. Göz ucuyla Arel'e baktığımda onlara sinirli bir şekilde bakıyordu ama hiç bir şey yapamıyordu işte. Ve bu küçümseyici bakışlara tabiki o da dahildi. Sevdiğim, aşık olduğum çocuk Selim. Onu 1.5 yıldır seviyorum. Çirkin ve ezik bir kız olabilirim ama herkeste olduğu gibi benim de bir kalbim var sonuçta. Ve bu lanet kalbim onun gibi egosu yüksekler de, kendini beğenmiş birini seçti.

Ama bana diğerleri gibi az çektirmedi. Hiç bir kızı umursamaz o. Bütün kızlara sert ve soğuktur. O gerçekten de çok yakışıklı bir erkek. Okulun da popüler çocuğu. Bütün kızlar onun peşinden koşarken o dönüp bakmaz bile. Bu ne kadar beni sevindirse de, benim hiç mi hiç şansım olmadığını biliyorum. Sonuçta benim gibi, çirkin ve ezik bir kızı kim sever kiii. Hiç kimse...

O küçümseyici bakışları umursamamaya çalışarak sınıfa girdim. Ve yerime oturdum. Zil çalınca sınıf doldu. Derste başladı. Tabi yine herkes, hatta öğretmen bile bana aşağılayıcı bir şekilde bakıyordu. Tabi bir de iğrenerek. Bu okuldaki öğretmenler bile sevmiyor beni. Halbuki derslerimde iyidir. Hatta çok iyidir. Sınıftakiler bana bir şey yaptığında öğretmenler veya müdür bana yapılanları durdurmak yerine sırıtarak izliyorlardı. Zaten hiç kimse, buna müdür de dahil bu okulun benim olduğunu bilmiyorlar.

Teneffüs zili çaldığında yerimden kalkmaya çalıştım fakat kalkamadım. Tekrar dendiğimde kalktım fakat. Oha ama yaaa. Sırama yapıştırıcı sürmüşler. Bu nedenle de pantolonum yırtıldı. Şu an herkes bana gülüyorlardı. Selim ise bana soğuk bir şekilde sırıtıyordu ama diğerlerine gibi gülmüyordu. Zaten o hiç bir yerde, hiç kimseye gülmüyor ki. Hiç şaşırmadım yani. Ama yine de o alaycı bakışlarla sırıtarak bana bakıyordu her zaman ki gibi. Ben neden öyle birine aşık oldum kiii.

"Aaa, noldu ezik. Yırtıldı mı yoksaa." dedi alaycı bir şekilde okulun sürtüğü Ceren. Zaten bunu kesin o ve yandaşları yapmıştır. Gözyaşlarım eşliğinde üzerimde ki hırkayı çıkarıp belime bağladıktan sonra çantamı da alıp lavaboya koştum. Ve çantamda ki yedek pantolonumu giydim. Tabiki de artık alıştığım için hazırlıklı geliyordum.

Sonra tekrar sınıfa çıktım. Kapıyı açtığımda başımdan aşağı bir kova buz gibi su döküldü. Herkes bana gülüyordu yine. Arel ise onlara öldürücü bakışlar atıyordu. Ama öyle bir baktı ki bana, bir an gerçekten müdahale edecek sandım. Onun da aynı şeyleri yaşamasına izin vermem. Bana verdiği sözü tutmak zorunda.

Artık dayanamayıp okuldan çıktım. Arkamdan Arel'in geldiğini hissediyordum. Ama kimse görmeden başımı olumsuz anlamda 'gelme' dercesine salladım. Ben ne yapacağım şimdi. Onlar bana yapmadıklarını bırakmadılar. O da. Selim. Aşık olduğum çocuk. Öğretmenler bile sevmiyor beni. Bir kaç defa onlarında bana aşağılayıcı sözleri, küçümseyici bakışları olmuştu. Müdürün de. Kimse okulun benim olduğunu bilmiyor.

Gerçi sadece, yani Arel dışında bir kişi daha benimle uğraşmıyordu. O da Arel'in sınıfından Selin. Selim'in kız kardeşi. Ben hâlâ anlamış değilim, o ikisi nasıl kardeş olabiliyorlar. Selin, benimle uğraşmadığı gibi beni savunmuştu da defalarca. Bir gün, Selim'e olmayacağını bildiğim halde yine de aşkımı itiraf etmiştim. Çünkü ben çok açık sözlüyüm. Eğer söylemeseydim içimde kalacağını biliyorum. Ama o gür bir kahkaha atıp;

"Sen hangi akılla bana böyle bir itiraf yaparsın, ha. Gerçekten benim senin gibi çirkin ve ezik bir kızı seveceğimi düşündün mü?.." diyip kahkaha atmaya devam etmişti. Ve bunu duyan herkes o günden sonra benimle daha çok uğraşmaya, aşağılamaya, küçümsemeye, eziklemeye başlamışlardı. Bunun yanında o olayla ilgili çok alay etmişlerdi. Dalga geçmişlerdi. Zaten o sürtük Ceren, yani bugün oturduğum sıraya yapıştırıcı süren sürtükte Selim'e aşık. Takmış kafayı ona. Fakat Selim ona hiç yüz vermedi. Tek ona değil. Hiç bir kıza yüz vermez o. Hatta hiç bir kızla da birlikte olmadığı söyleniyor. Çünkü onun yanında şu ana kadar hiç bir kız görünmemiş. Tek gecelik ilişki yaşayan bir erkekte değil.

Yalnız bana yapılanlar aklıma geldikçe gözyaşlarım artıyordu. Onlarında benim yaşadıklarımın aynılarını yaşasın istiyorum. Ama nas- tabi yaa, intikam alacağım onlardan. Bunun için de değişmem gerekiyor. Evet evet, bu sefer kararlıyım. Daha önce denemiştim değişmeyi ama sonuç hep hüsranla bitmişti. Fakat bu sefer kararlıyım.

Değişeceğim ve onlardan da en ağır şekilde intikamımı alacağım. O Selim'de dahil. Ondan alacağım intikam da çok ağır olacak. O bana aşık olacak. Evet, öyle bir değişeceğim kiii, hiç bir kıza bakmayan Selim bana aşık olacak. Bundan eminim. Hatta ona öyle bir yüz vermeyeceğim ki, o da aynı benim yaptığım gibi tüm okulun önünde bana aşkını itiraf edecek. Fakat ben de onun bana söylediklerine gönderme yapacağım. Tabi, bunlar olurken de benim gerçekte kim olduğumu bilmeyecek.

Genelde ilk adımı kullanıyorum. Yani Adel ismini. Hatta okulda da bilenler, ki zaten bir kaç kişi biliyor, benim adımı Adel diye biliyorlar. Ama ben ikinci ismimle, yani Melek ismimle gireceğim o okula değiştikten sonra.

İntikamım çok acı olacak. Çok. Hepsini de pişman edeceğim. Benim yaşadıklarımı onlarda yaşayacaklar.

Evin önüne geldiğimde önce gözyaşlarımı silip yüzüme bir gülümseme gönderdim ve kapı ziline bastım.

*********

Akşam hepsini salonda topladım ve herşeyi anlattım. Okul da bütün yaşadıklarımı... Annem de aynı benim gibi ağladı ben üzüldüğüm için. Babam ise sinirlendi bana yaptıkları için. O gerçekten çok iyi birisi. Üvey babam, ama üvey olduğunu bile unutuyorum. Çünkü tıpkı bir öz babam gibi davranıyor bize.

Sonra onlara planımı anlattım. Başta izin vermediler. Ama sonra benim o kadar yalvarmam sonucunda izin verdiler. Fakat babamın bir şartı vardı. Onun Antalya'da ki evine gitmemi istedi. Ancak öyle izin verebilirmiş. Zaten holdingte çok işleri varmış. Eğer yoğun olmasaymış onlarda benimle gelirlermiş.

Babamın ve diğerlerinin aklı bende kalmasın diye kabul ettim onun evine gitmeyi. Yani Antalya'ya. Benim isteğimle akşama bilet aldı Babam. Ve ben de hazırlanmaya başladım.

Değişecektim ve onlardan intikamımı çok acı bir şekilde alacağım. Görecek onlar. Hepsi de görecekler...

💕💕💕💕

NOT: Ayrıca mafya kitabıdır...

İNTİKAM MELEĞİ (TAMAMLANDI) Where stories live. Discover now