8. BÖLÜM

9.9K 421 249
                                    

Aşkta önemli olan aynı elleri tutmak değil, bir ömür hiç bırakmamaktır.

💞💞💞💞💞💞💞💞💞💞💞💞💞💞

Kaç dakikadır böyle bakıştık bilmiyorum ama hâlâ ikimizde gözlerimizi çekmemiştik. Ve Bulut yavaşça bana yaklaşmaya başladı. Ben ise ne yapacağımı düşünürken dudaklarımın üstüne değen dudaklarla düşüncelerimden sıyrılıp afallamam bir oldu. Hâlâ şaşkınlıktan ne yapacağımı bilemezken kendimi karşılık verirken buldum. Uzakta bir yere gözüm takıldığında Selim'in büyük bir öfkeyle bize baktığını gördüm. Gözlerinden alevler çıkıyordu resmen. Sinirden kuduruyordu.

🌱🌱🌱🌱🌱🌱🌱🌱

Sabah alarmın sesiyle uyandım. 2 gün önce o parkta olan o olaydan sonra sevgili gibi bir şey olmuştuk. Konuşup konuşamaması benim için önemli değil. İşaret diliyle de anlaşabiliyoruz biz. Dün de pazar günüydü. Ve yine buluşup birlikte vakit geçirmiştik. Gerçekten çok eğlenmiştim. Onun yanındayken kendimi unutuyorum.

Fazla düşünmeyi bırakıp hazırlanmaya başladım. Ardından mutfağa inip bir şeyler atıştırırken Arel'de geldi.

"Günaydın ablacım." diyip yanağımdan öptükten sonra o da oturdu. Ben de gülümseyerek, "günaydın yakışıklım." diyerek karşılık verdim. Bir süre sonra annem de gelip bize katıldı. Babam sabah erkenden holdinge gitmiş. Hira ve Kuzey'de erkenden çıkmışlar. Nereye gittiklerini de bilmiyorum. Bu ara onları çok boşladığımında farkındayım.

Birlikte kahvaltımızı yaptıktan sonra Arel'le evden çıktık. Tam benim  arabama doğru ilerlerken yanımızda bir arabanın durmasıyla ikimizinde bakışları o tarafa gitti. Gelen Bulut'tu. Arel biliyordu bizi. Ve tam tersi çok sevinmişti. Hatta bana, "Selim gibi birinden iyidir Bulut." dediğinde yaptığı imâyı tabiki de anlamıştım. Daha fazla onu bekletmemek için Bulut'un arabasına doğru yürümeye başladık.

Ben öne, Arel'de arkaya oturmuştu. Bindiğimizde kardeşimi umursamadan Bulut'un yanağımdan öpmesiyle afalladım. Göz ucuyla Arel'e baktığımda bize muzipçe sırıtıyordu. Tekrar Bulut'a çevirdim başımı. Bana gülümsüyordu. Ben de ona aynı şekilde gülümseyip önüme döndüm. O da arabayı çalıştırmaya başladı.

Okulun önünde durduğunda 3'ümüz de indik. Bulut gelip elimi tutunca sadece gülümsedim. Onu sırf konuşamıyor diye ezikliyor olabilirler. Ama tabiki bu sebepten dolayı onunla birlikte olduğumu saklayacak değilim. Sonuçta ben de aynı yollardan geçmiştim. Benim elimi tutunca bahçedekiler şaşkınlık nidalarıyla bize bakmaya başladı. Ama biz umursamadan yürümeye devam ettik. Selim'de bize öfkeyle bakıyordu yine.  Omuz silktim. Daha fazla sinirlendi.

Arel'i sınıfına gönderdikten sonra kendi sınıfımıza geçtik. Hira'yla Kuzey sınıftalardı. Ve bizi el ele görünce öyle bakakaldılar.

Ve Hira gözlerini pörtletip, "ohaaa." diyerek ilk tepkisini ortaya koymuş oldu. Kuzey ise hâlâ bakıyordu. Onların bu hallerine güldüm.

"Siz sevgili misiniz?" diye sordu Kuzey. Ona göz devirdim. Yok değiliz, arkadaşça el ele tutuşuyoruz. Ama sonra başımla onayladım. Tam bir şey söyleyeceklerken arkadan bir sürtüğün sesi duyuldu. Tabiki de Ceren'di.

"Vaaaay, Melek ve onun ezik sevgilisi de buradaymış."

Bana 'ezik' diyebilecek bir sebep bulamamış olmalı. Sinirli bir gülümsemeyle, "1 numaralı sürtüğümüz Ceren'de buradaymış." dedim aynı alaycılıkla. Arkadan Hira ve Kuzey'in kıkırdama sesleri gelmişti. Bulut'ta bana hayranlıkla bakıp gülümsüyordu. Ama Ceren'in o alaycılığından eser kalmamıştı. Beni sinirlendirmek için geldi ama kendisi sinirlendi. Böyle havasını alırlar iştee.

İNTİKAM MELEĞİ (TAMAMLANDI) Where stories live. Discover now