11. BÖLÜM

8.7K 381 83
                                    

Dünyanın en büyük yükünü sadece çeken bilir. Nedir diye soracak olursanız; aklı sende olmayanı, ısrarla kalbinde taşımaktır.


💜💜💜💜💜💜💜💜💜💜

Eve geldiğimizde Hira ve Kuzey'de gelmişler. Kuzey beni görür görmez, "Adel sen neden evden çıkıyorsun? Dinlenmen gerekiyor." diyince göz devirdim.

"Beni kim görse aynı şeyi söylemek zorunda mı? Sana da söylüyorum, evde dura dura sıkıldım. Bir hava alayım yaaa." dedikten sonra oturmam bir oldu. Benimle birlikte diğerleri de oturmuşlardı. Ama ondan önce Hira abisine sarılmayı ihmal etmemişti tabi. Ondan sonra da Kuzey.

"Arel nerede?"

Benim sorumu kardeşim, "buradayım." diyerek cevapladı. Ve gelip yanağımdan öptü. Diğerleri tebessümle izliyorlardı bizi.

"Anlat bakalım Bulut."

Kuzey'in söylediğiyle birlikte hepimizin bakışları Bulut'a kaydı. O da anlayınca derin bir nefes alıp konuşmaya başladı.

"Rüzgar'ın babası, benim annemi tecavüz edip öldürdü. Ben de bunun intikamını almak için onun ailesini öldürdüm."

Derin bir nefes daha aldı.

"Rüzgar'da bunun intikamını alabilmek için beni aramaya başladı. O beni daha önce hiç görmemişti. Sadece adımın Bulut olduğunu biliyordu. Ben de bunu fırsat bilip onu araştırdığımda sizin okulda okuduğunu öğrendim ve ben de o okula geldim. Ama Rüzgar'ın beni tanıyamaması için kendimi fakir, burslu, dilsiz ve ezik olarak gösterdim. Böylelikle o kişinin ben olduğumu tahmin edemeyecekti bile. Amacım onu da ailesinin yanına göndermekti. Çünkü eğer ben yapmasaydım o yapacaktı. Bunun için o okulda ezik rolündeydim."

Onu şaşkınlıkla dinliyorduk. O ise devam etti.

"Hem bu sayede de, para da gözü olmayan gerçek arkadaşlar var mı diye test etmiş oldum. Beni fakir sandıkları için eziklediler sürekli. Ve beni onların elinden kurtaran da tıpkı adı gibi melek olan bir kız." diyip bana bakmıştı. Ve hâlâ bana bakarken devam etti.

"Onlar ne zaman beni eziklemeye kalksa, sen ve arkadaşların beni koruyordunuz, kurtarıyordunuz. Sizler gerçekten o kadar iyisiniz ki. Sizi ilk gördüğüm an da anlamıştım zaten diğerleri gibi olmadığınızı. Ve bu da kanıtlanmış oldu. Tek neden bu da değil tabi. Lakabımın hakkını vermem gerektiği için de topluluk içinde fazla konuşmam aslında."

Sonra gözlerini benden çekti.

"Ama hesaba katmadığım bir şey vardı. Aşk. Ben Rüzgar'ı da ailesinin yanına göndermeyi planlarken aşık olacağımı hesaba katmamıştım."

Onun söylediğine hafif tebessüm ederken buldum kendimi.

"Ve bunu da bakışlarımla çok belli ediyordum. Rüzgar'da nereden öğrendi bilmiyorum ama benim ailesini öldüren Bulut olduğumu öğrenmeyi başarmış. Ve benim canımı acıtmak için de, sevdiklerime zarar vermekte bulmuş çareyi. Kime aşık olduğumu da anlayınca..."

Cümlesini yarı da bırakmıştı. Zaten biz de anladık devamını.

"O gün de, yani Melek'in vurulduğu o lanet gün, o adamı farkettiğimde herşeyi unutup konuştum. Uyarmak için adını bağırmıştım zaten. Aynı zamanda da ona doğru koşuyordum ki, ona bir zarar gelmesin. Ama yetişemedim." dedi. Son kelimesinde tekrar bana baktı. Kendini suçluyordu.

İNTİKAM MELEĞİ (TAMAMLANDI) Where stories live. Discover now