1. Bölüm

17.2K 381 108
                                    

Hayat çok acımasız, ve ben bunu daha 15 yaşımdayken farketmiştim. Daha çok genç ve küçüktüm böylesine bir acıyı tatmak için. En çok ihtiyacım olduğu anda çekip alınmıştı Annem elimden. Daha konuşacağımız çok şeyler vardı. Kavga edeceğimiz pek çok konu, bana öğreteceği birçok tecrübe...

Anne, Kız çocukları için bir sığınak gibidir bence. Hayatımızda olup biten ne varsa onunla konuşur, fikirlerini alırız. Kötü biten ilişkilerimizde onun göğsüne yaslarız başımızı ve ağlarız. Daha çok bir abla gibi görürüz.

İşte benim tüm bunları yapma imkanım elimden alındı. Tamda ihtiyacım olduğu anda. Aldatıldığımı öğrendiğim o günde...

~ 5 Mart 2008 ~

Sevinçliydim. Kevin beni buluşmak için sahile çağırmıştı. Onu özlemiştim. Bu sayede de ona olan özlemim azalacaktı.

Çabucak giyindim ve evden çıktım. Zaten evde kimse yoktu. Babam yürüyüşe, annem ise birkaç şey almak için markete gitmişti.

Sahile doğru koştum. Bir an önce Kevin'i görmek istiyordum.

Tam o sırada ... gördüğüm o şey ... hayatımı altüst eden şeylerin birincisiydi... Aldatılmıştım.

Kevin, bir kızı öpüyordu. Dudağından.

Olduğum yere çakılı kalmıştım sanki. Hangi ruh haline girdiğimi inanın bilemiyorum. Ama beni öldürmüştü Kevin. Yaşayan bir ölüye döndürmüştü.

Gözyaşlarım birer birer yanaklarımda akarken hıçkırıklarım daha da seslileşiyordu. Zaten Kevin'da bunu duymuştu ve bana hüzünlü gözlerle bakıyordu.

"Eliza... ben" deyip yanıma doğru yürümeye başladığında derhal arkamı döndüm ve evime doğru koştum. Ağlıyordum.

Evime yaklaşmıştım. Tam o sırada Polis ve Ambulans seslerini duydum. Daha da hızlandım.

Birkaç Polis arabası ve bir Ambulans evimizin hemen önündeydi. Az önlerinde de bir araba vardı. Arabanın hemen önünde ise bir kadın baygın bir şekilde yatıyordu. Sanırım bir kaza olmuştu. Meraklanmıştım ve hızla oraya koştum.

Babam dizlerinin üzerine yığılmış hıçkırarak ağlıyordu. Neden ağlıyordu bilmiyordum ama bu beni korkutmuştu. Birşey olmuştu sanırım. Kendi gözlerimi sildim ve yanına gittim.

Tam o sırada ... Yerdeki kadının ...

Benim biricik Annem olduğunu görmüştüm.

Yine olduğum yerde kalmıştım. Hareket edemiyordum. Sadece içimden ağlamak geliyordu ve ağlıyordum.

Ambulanstaki doktorlar annemi sedyeyle almamışlardı. Neden almıyorlardı ki? Onun hastaneye yetiştirilmesi gerekiyordu. Yaşayacaktı o. Yaşamak zorundaydı ki Babam ve bende yaşayalım. Annem ölemezdi. Benim biricik Annem beni bırakmazdı.

Babam kollarını bana sardı ve ağlayarak "Anneni kaybettik kızım." dedi. Bu bende bir şok etkisi yapmıştı resmen. Ne yapacağımı şaşırmıştım. Babamın güçlü kollarından sıyrıldım ve annemin, üzerine siyah birşey serilen vücuduna sarıldım.

"Anne! Cevap ver bana Anne! Konuş benimle!"

"Ölemezsin sen Anne! Ölemezsin!"

"Sarıl bana Anne! Sana ihtiyacım var! Böylece bırakmazsın sen bizi!"

Artık gücümün yavaş yavaş azalmaya başladığını hissetmiştim. Gözlerimin önü kararıyordu. Kalbim daha da hızlı atıyordu. Nefes alıp vermem hızlanmıştı. İşte tam o sırada Biri kollarımdan tutup beni annemden ayırıyordu. Ellerim kayıyordu onun soğuk ve mor ellerinden. Son kez sarılmıştım onun o güven veren göğsüne. Son kez konuşmuştum onunla.

Da Silva's Sister [Written by; Neymarable] TAMAMLANDIWhere stories live. Discover now