I Think He Knows

1.3K 20 3
                                    


--

I think he knows
Sanım o biliyor

His footprints on the sidewalk
Onun kalaldırımdaki ayak izlerinin

Lead to where I can't stop go there every night
Her gece gitmeme engel olamadığım yere götürdüğünü

I think he knows
Sanırım o biliyor

His hands around a cold glass
Elleri arasındaki soğuk bardağın

Make me wanna know that
Düşünmemi sağladığını

Body like it's mine
Sanki bardak benim vücudummuş gibi

He got that boyish look that I like in a man*
Bir erkekte sevdiğim o çocuksu görünüme sahip

I am an architect, I'm drawing up the plans
Bir mimar gibiyim, planları çizip hazırlıyorum

It's like I'm 17, nobody understands
17'mişim gibi hissediyorum, kimse anlamıyor

No one understands
Hiç kimse anlamıyor

He got my heartbeat
Kalbimin atmasını sağladı

Skipping down 16th Avenue*
16. Cadde de atıyor

I got that, uhh, I mean
Bunu anlıyorum, demek istediğim

Wanna see what's under that attitude like
Bu tutumunun altında ne olduğunu öğrenmek istiyorum

I want you, bless my soul*
Seni istiyorum, ne de şanslıyım

And I ain't gotta tell him, I think he knows
Ve ona söylememe gerek yok, çünkü sanırım o biliyor

I think he knows
Sanırım o biliyor

I think he knows
Sanırım o biliyor

When we get all alone
Yalnız kaldığımızda

I'll make myself at home
Kendimi evde zannedeceğimi

And he'll want me to stay
Ve o kalmamı isteyecek

I think he knows
Sanırım o biliyor

He better lock it down
Beni içeriye kilitlese iyi olacağını

Or I won't stick around
Yoksa burda takılıp kalmayacağım

'Cause good ones never wait (Ha)
Çünkü iyi şeyler asla beklemez

He got that boyish look that I like in a man
Bir erkekte sevdiğim o çocuksu görünüme sahip

I am an architect, I'm drawing up the plans
Bir mimar gibiyim, planları çizip hazırlıyorum

He's so obsessed with me and, boy, I understand
Bana çok takıntılı ve oğlum, anlıyorum

Boy, I understand
Oğlum, anlıyorum

He got my heartbeat (Heartbeat)
Kalbimin atmasını sağladı (Atmasını)

Skipping down 16th Avenue
16. Caddede atıyor

I got that, oh, I mean (I mean)
Bunu anlıyorum, demek istediğim (Demek istediğim)

Wanna see what's under that attitude like
Bu tutumunun altında ne olduğunu öğrenmek istiyorum

I want you, bless my soul
Seni istiyorum, ne de şanslıyım

And I ain't gotta tell him, I think he knows
Ve ona söylememe gerek yok çünkü sanırım o biliyor

I think he knows
Sanırım o biliyor

I want you, bless my
Seni istiyorum, ne de...

I want you, bless my soul
Seni istiyorum, ne de şanslıyım

I want you, bless my
Seni istiyorum, ne de...

I want you, bless my soul
Seni istiyorum, ne de şanslıyım

Lyrical smile*, indigo eyes, hand on my thigh
Coşkulu gülümseme, çivit mavisi gözler, elin bacağımda

We could follow the sparks, I'll drive
Kıvılcımları takip edebiliriz, ben süreceğim

Lyrical smile, indigo eyes, hand on my thigh
Coşkulu gülümseme, çivit mavisi gözler, elin bacağımda

We could follow the sparks, I'll drive
Kıvılcımları takip edebiliriz, ben süreceğim

"So where we gonna go?"
"Peki nereye gideceğiz?"

I whisper in the dark
Karalıkta fısıldıyorum

"Where we gonna go?"
"Nereye gideceğiz?"

I think he knows
Sanırım o biliyor

He got my heartbeat (Heartbeat)
Kalbimin atmasını sağladı (Atmasını )

Skipping down 16th Avenue
16. Caddede atıyor

I got that uhh, I mean (I mean)
Bunu anlıyorum, demek istediğim (Demek istediğim)

Wanna see what's under that attitude like (Yeah)
Bu tutumunun altında ne olduğunu öğrenmek istiyorum (Evet)

I want you, bless my soul
Seni istiyorum, ne de şanslıyım

And I ain't gotta tell him, I think he knows
Ve ona söylememe gerek yok, çünkü sanırım o biliyor

I think he knows
Sanırım o biliyor

I want you, bless my
Seni istiyorum, ne de...

I want you, bless my soul
Seni istiyorum, ne de şanslıyım

I want you, bless my (baby)
Seni istiyorum, ne de... (Bebeğim)

I want you, bless my soul (He got my heartbeat)
Seni istiyorum, ne de şanslıyım (Kalbimin atmasını sağladı)

I want you, bless my (Skipping down 16th Avenue, baby)
Seni istiyorum, ne de... (16. Caddede atıyor, bebeğim)

I want you, bless my soul
Seni istiyorum, ne de şanslıyım

I want you, bless my soul
Seni istiyorum, ne de şanslıyım

And I ain't gotta tell him, I think he knows
Ve ona söylememe gerek yok, çünkü sanırım o biliyor






He got that boyish look I like in a man*: Bu ifade Taylor'ın genç bir erkek çocuğu görünüme veya tavırlara sahip bir erkekte çekicilik veya çekicilik bulduğu anlamına gelir. Bir erkekte masumiyet, şakacılık veya gençlik enerjisi gibi niteliklerini görünce bunu beğendiğini söyler.

16th Avenue*: 16the Avenue Nashville de müzik, plak şirketlerinin bulduğunu bir sokaktır. Taylor, Nashville de gençliğini geçirdiği için geçmişe dönüp memleketinde olduğu gibi rahat ve huzurlu olduğunu da temsil ediyor olabilir.

Bless my soul*: Bu ifade genelde şaşkınlığı, vurguyu veya güçlü duyguyu ifade etmek için kullanılan bir ünlemdir.  "Aman tanrım" ya da "vay be" demek gibi. Fakat burda şarkının bağlamına ve genel temasına bağlı olarak anlamı değişiyor. Taylor, "bless my soul" ifadesini güçlü bir duygu ifadesi olarak kullanılmıştır, özellikle de şarkının aşk temasıyla ilişkilendirildigi için. Bu nedenle, çeviri yaparken bu duygusal bağlamı göz önünde bulundurmak önemlidir. Burda kısaca "bless mu soul" şükran bildirmek olarak kullanılmış şükürler olsun diye de çevrilebilir ama şükür o kişiye sahip olduğu için olan bir şükür 'ne mutlu bana ki sana sahibim' gibi bir şükür ben uyumlu şekilde olması için o şekilde kullandım.

Lyrical smile*: Düz çevirince liriksel gülümseme, şiirsel gülümseme oluyor fakat anlamlı bir çeviri olmuyor. Taylor burada liriksel derken kelime anlamanı kullanmış lirik; esin dolu, coşkulu, coşkun demektir o yüzden o şekilde çevirdim.

Taylor Swift - Lover (Türkçe Çeviri) حيث تعيش القصص. اكتشف الآن