"Erken doğdukları için bir süre kuvözde kalacaklar fakat doktor çok dirençli olduklarını, hemen toparlayacaklarını söyledi.
Sen nasıl hissediyorsun kendini? Doktor çağırayım mı?"

Yerimde doğrulduğumda Araf hızla yerinden kalmış ve engel olmuştu.

"Görmek istiyorum Araf. Bebeklerimizi görmek istiyorum."

"Tamam güzelim, elbette göreceğiz ama önce senin toparlanman gerekiyor. Sen iyi olmazsan, nasıl bakacaksın onlara?"

Doğru söylüyordu fakat anne yüreği denen bir şey vardı, bunu atlıyordu. Bebeklerim oradayken ben nasıl yatabilirdim ki burada? Az sonra açılan kapıdan Naze annem, Neriman yenge, Elif ve Berfu girmişti.
Berfu konağa çok fazla gelmiyordu. Babasından ve Araf'tan çekiniyordu. Çok nadir görüşüyorduk onunla.

"Gözün aydın kızım.
Rabbim analı babalı büyütsün inşallah. Ömürleri uzun, yaşamları hayırlı olsun."

"Amin anne, sağol. Siz gördünüz mü onları? Kuvöze almışlar, nasıllar?"

"Doktor çabuk toparlayacaklarını söyledi kızım, korkma. Her erken doğan bebekte olur bunlar. Bir de bizimkiler ikiz, çok normal.
Berfu da erken doğmuştu. Ben de atlattım bu süreci. Yine atlatacağız inşallah."

Onları görmek için öyle can atıyordum ki. Naze annemin de aynı durumu yaşamış ve tecrübe etmiş olması içimi biraz rahatlatmıştı. Başımı yeniden yastığa koyduğumda aklımı bebeklerimden alamıyordum. Az sonra odaya gelinliğiyle Hale girdiğinde gülümsemiştim.

"Nasıl ödeyeyim ki hakkını? En güzel günün mahvoldu."

"Saçmalama, bundan güzel hediye mi olur bana? Düğün günümde teyze oldum. Bu herkese nasip olmaz."

Hemen ardından odaya giren Barış'ın elinde klasik hastane hediyeleri vardı.
'Hoşgeldin Bebek' yazılı sepet ve kapı süsü.

"Bunlar ne Barış?" dedim gülümseyerek.

"Ne bileyim! Baktım herkes alıyordu, ben de aldım." demişti gülerek.

"İyi yapmışsın, teşekkür ederim."

"Haydi çok yormayalım kızımızı. Dinlensin o da. Biri yanında kalsın, diğerleri eve. Barış oğlum, sende Hale kızımızı al evinize hayde."

"Ben burada kalacağım." diyerek diretmişti Hale.

"Ay Hale şu halini gördükçe bir gülme geliyor bana. Git gözünü seveyim, iyiyim ben."

Her ne kadar aklı bende kalsa da gitmeye razı olmuştu neyse ki. Araf ile odada başbaşa kaldığımızda bir süre oluşan sessizliği dinlemiştim.

"Nikahtan sonra nereye gittin?"

Sorumu duymasıyla yüz hatlarının kasılması bir olmuştu.

"İş ile ilgili önemli bir şey olmuş."

"Neymiş o kadar önemli olan?
Kuzeninin düğününü bırakıp gidecek kadar?"

Bir süre düşünüp tok bir sesle cevaplamıştı.

"Teklif vereceğimiz firmaların dosyalarını karıştırmışlar. İşin içinden çıkamayınca beni aradılar."

Söylediklerine inanmıyordum elbette fakat üzerine gitmemeyi öğrenmiştim. Bana anlatmak istemediği şeylere ne zaman burnumu soksam üzülen hep ben oluyordum. Kocama güveniyordum.
Anlatmasa bile bana yansıtmadan çözeceğine emindim. Konuyu değiştirip havayı yumuşatmaya karar vermiştim bende.

Ferfecir (ZOR AŞKLAR SERİSİ - 1) (TAMAMLANDI)Место, где живут истории. Откройте их для себя