💜 BÖLÜM 4 💜

119K 4.4K 449
                                    

Medya (Araf)

'Hazırlan! Yarın gece Istanbul'a kaçıyoruz!"

"Nee!"

Hale'nin attığı tiz çığlık yüzünden telefonu kendimden oldukça uzaklaştırmıştım. Kendine gelmesi için kahve içmesine gerek kalmamıştı.

"Sen ne dediğinin farkında mısın Aydeniz?"

"Evet!" dedim titreyen sesimle.

"Bunu yarın sakin kafayla konuşacağız. Şimdi kapat! Kendime gelip söylediklerini sindirmem gerekiyor. Belki de valiz hazırlamam!"

Tebessümle kapatmıştım telefonu. Yanımda olacağını biliyordum. Gelmesi için onu zorlayamazdım ama gelse çok iyi olurdu.
Beni bir süre idare edecek param vardı. Annem, benim için bir banka hesabı açmıştı ve düzenli olarak para yatırmıştı.
Babamın bana açtığı bir hesap zaten vardı halbuki.

"Neden bunu yapıyoruz ki anne? Babam zaten hesabımı fazlasıyla dolduruyor."

"Sana açtığım bu hesaba dokunmayacaksın. Ne zaman ki zor durumda kalırsın ancak o zaman elin gidecek buraya. Dünya hali, ne olacağımız belli olmaz. Burası senin güvencen!" demişti şefkatle.

Annelerin bu iç güdülerine her zaman hayran kalmışımdır.
Canım annem..
Elbette böyle olmasını istemezdi ama olmuştu. Zamanında iyiki düşünmüştü böyle bir şeyi. Babamım iflasıyla birlikte diğer banka hesabıma el konmuştu. Şimdi kullanmamın tam zamanıydı.

Geceliğimi giyip uzandığımda aşağıdaki bağrışma sesleri dolmuştu kulaklarıma.
Kapıyı yavaşça aralayıp dinlemeye başlamıştım.

"Aydeniz bundan sonra dışarı tek adım atmayacak. Eve giren çıkandan haberim olacak. Anlaşıldı mı?"

Ayfer teyze, Yaman abi ve Gökhan'ı almış karşısına azalıyordu anlaşılan. Bana dışarı çıkma yasağı verdiği zaman diliminde evden kaçacak olmam çok ironikti fakat bunu kendisi istemişti.

Gün tamamen doğana kadar yatakta dönüp durmuş ve zoraki uykuya teslim olmuştum. Sabah telefonumun sesiyle uyanmaktan nefret etsem de buna engel olamıyordum. Hale'nin aradığından emin olarak ekrana bile bakmadan yanıtlamıştım.

"Sana da günaydın Hale!"

"Benim aklım yeni geldi. Sen dün gece neler dedin bana Aydeniz! Kaçmak, İstanbul gibi şeyler geçti sanki konuşmamızda. Neler oluyor ya?!"

"Doğru hatırlıyorsun. Ben bu gece Istanbul'a kaçacağımızı söyledim. Sen de kabul ettin, gideyim de valiz hazırlayayım dedin ya!"

Onunla uğraşmak neşemi yerine getiriyordu. Hatta dün geceden kalan acılarımı bile siliyordu.

"Ay bu böyle olmaz. Sana geliyorum konuşacağız."

Telefonu kapattığında bende gidip üzerimi giyinmiş ve aynanın karşısına geçmiştim. Kaşımın üzerinde küçük bir sıyrık vardı. Dudağımın kenarı patlamıştı ve sağ el bileğimde fazla sıktığı için babamın parmak izleri vardı.
Biraz da eklemlerim ağrıyordu fakat en çok kalbim..

Annemden önce böyle değildik ve bu canımı çok acıtıyordu. Halbuki ben ona annemin emanetiydim, bana her zamankinden daha fazla sevgi beslemeliydi. Ah baba, ne hallere soktun bizi..

Aşağı indiğimde Ayfer teyzenin neşesini görememek beni üzmüştü. Biraz neşelenmesini umarak gidip boynuna sarılmış ve yanağından öpmüştüm. Bana şaşkınca bakıyordu, sanki dün akşam dayak yiyen ben değilmişim gibi.

Ferfecir (ZOR AŞKLAR SERİSİ - 1) (TAMAMLANDI)Où les histoires vivent. Découvrez maintenant