💜 BÖLÜM 25 💜

52.2K 2.2K 377
                                    

Ben uyarayım şimdiden, sonra 'vay efenim bu neydi?' demeyin 😁
Bölüm fena 😂😂

-----------

Sevdin mi gözbebeğim diye sevme, 'Gönül Özüm' diye sev.
Gözde mesafeler vardır, gönülde ise mesafe yoktur.

••

Almış olduğu tektaşı parmağıma geçirdikten sonra alnıma bir öpücük bırakmıştı. Arkada çalan müzik güzel bir ahenk ile devam ederken bjzde yemeklerimizi yemeye koyulmuştuk. Gerçi heyecandan çok fazla yediğim söylenemezdi.
Bu gece bizim ikinci başlangıcımızdı. Her ne kadar anmak istemesem de Rana bizi ayrılığa sürüklemiş ve çok kötü şeyler yaşamamıza sebep olmuştu. Bu gece miladımızdı. Yaşanılan kötülüklere çizgi çekip temiz sayfa açtığımız bir geceydi. Yemeğin ardından Araf elimden tutmuş ve dansa kaldırmıştı beni. O kadar usta dans ediyordu ki bazen onun kusursuz olduğunu düşünüyordum.

Gecenin sonuna geldiğimizde Hale yanıma gelerek güzel dileklerini iletmişti. Sabahtan beri neden açmadığını da kısaca anlatmıştı. Araf'ın dün geceden beri bu organizasyonla uğraştığını, neredeyse tüm sorumluluğu ona verdiğini yakınarak söylemişti canım arkadaşım. Daha sonra Araf'a ölümcül bir bakış atmış ve yeniden tebriklerini ileterek yanımızdan ayrılmıştı.

"Eee, nereye gidiyoruz?"

"Otel ayarladım, bu gece orada kalalım. Yarın Muğla'ya gider, bebek haberini verir ve hastaneden çıkışını yaparız babamın. Akşama kadar dönmemiz gerekiyor Mardin'e. İşlerim malum."

"Ne ara bu ayarladın hepsini? Yetişemiyorum sevgilim hızına."

Mekandan çıkıp araca bindiğimizde şoför otele sürmeye başlamıştı. Yol yorgunluğu sebebiyle başımı Araf'ın omzuna koyup camdan dışarı izlemiştim. Otele vardığımızda bize ayrılan odaya geçmiştik. Her detay hazırdı.

"Çok seviyorum seni adam."

"Çok seviyorum seni kadın."

Sabah uyanıp hızlıca üzerimi giyinmiştim. Araf kıyafetlerimr kadar düşünmüştü her detayı fakat dün akşamki romantik adam gitmiş, iş adamı Araf geri gelmişti.

"Haydi hayatım, akşama kadar dönmemiz gerekiyor."

"Hödük! Dün akşam 'seni seviyorum', bugün 'akşama Mardin'e gidiyoruz!'.
Oldu Araf bey!"

"Hödük mü dedin sen?

"Kim dedi? Ne demiş?
Hödük mü demişler? Kime demişler?
Neyse sonra yaparız dedikoduyu Araf, babam bekliyor." diyerek odadan dışarı atmıştım kendimi. Bastırmaya çalıştığım kahkahamı ise o anda salıvermiştim.

Muğla'ya indiğimizde masal son bulmuş, şoför koltuğuna bu defa Araf geçmişti.

"Ne oldu kocacığım, şoförsüz kalmışsın."

"İsteğiniz buysa hemen gerçekleştirebilirim."

"Kalsın canım, sonra kendimi masal prensesi gibi hissediyorum."

"Değil misin?"

Aşk dolu bakışlarını gözlerim ile buluşturduğunda gülümseyerek bakmıştım bende. Doğru söylüyordu, masal prensesinden farkım yoktu onun yanında.

Hastaneye vardığımızda babam takım elbisesi ile karşılamıştı bizi. Onu böyle görmeyeli uzun zaman oluyordu. Traş olmuş, saçlarına yıllardır yaptığı modeli vermiş ve koyu larcivert takım elbisesini giymişti. Koşarak boynuna sarıldığımda bir yerlerde annemin varlığını hissediyordum. Bizi görebildiğini ve bu halimize çok sevindiğinden emindim.
Hastaneden çıktığımızda bir süre sohbet etmiş, aynı zamanda restorana gelmiştik. Çalışanlar babamı ve Araf'ı saygıyla karşıladıktan sonra Araf, işi babama resmi olarak teslim etmişti. Onların bu hallerini uzaktan izlerken gözlerimin dolması elimde değildi.
Babamın restorandaki odasına geçtiğimizde ne kadar mutlu olduğunu görüyordum.

Ferfecir (ZOR AŞKLAR SERİSİ - 1) (TAMAMLANDI)Where stories live. Discover now